Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/663 Esas 2020/5840 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/663
Karar No: 2020/5840
Karar Tarihi: 10.11.2020

Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/663 Esas 2020/5840 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan 5 ay hapis cezasına çarptırıldığı ve hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı ancak daha sonra kasten yaralama suçundan mahkumiyet aldığı ve önceki hükmün açıklanmasına karar verildiği belirtilmiştir. Dosyanın incelenmesi sonucunda, basit yargılama usulü uygulanması gerektiği ancak Anayasa Mahkemesi'nin kararı gereği basit yargılama usulü uygulanabilen dosyalarda hüküm indirimi yapılması gerektiği belirtilerek, kararın bozulmasına karar verilmiştir. Kararda, Türk Ceza Kanunu'nun 179/3-2, 62, 53/1-2-3. maddeleri ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/11. ve 251. maddelerine yer verilmiştir.
12. Ceza Dairesi         2020/663 E.  ,  2020/5840 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma
    Hüküm : CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasıyla TCK"nın 179/3-2, 62, 53/1-2-3. maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179/3-2, 62. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair Milas (kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 28/11/2013 tarihli ve 2013/540 esas, 2013/733 karar sayılı kararının 16.01.2014 tarihinde kesinleşmesine müteakip sanığın denetim süresi içinde 05/02/2015 tarihinde TCK"nın 86/2. maddesinde tanımlanan kasten yaralama suçunu işlediği ve Kuşadası 4. Asliye Ceza Mahkemesinin bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verdiği ve hükmün 21/10/2015 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair Milas 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.09.2019 tarihli ve 2019/237 Esas, 2019/700 Karar sayılı kararını kapsayan dosya incelendi;
    Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 179. maddesinin 2-3. fıkralarında düzenlenen ""trafik güvenliğini tehlikeye sokma"" suçuna ilişkin olduğu, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK"nın 179. maddesinin 2. fıkrasında temel ceza miktarının ""üç aydan iki yıla kadar hapis cezası"" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ""Basit Yargılama Usulü"" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile; ""...kovuşturma evresine geçilmiş..."" ibaresinin, aynı bentte yer alan ""...basit yargılama usulü..."" yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ""mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir."" şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ""Basit Yargılama Usulü"" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 10/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.