1. Hukuk Dairesi 2015/10624 E. , 2018/9161 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17.04.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan dedeleri ..."ın dava konusu 31 nolu parselini mirastan mal kaçırmak amacıyla davalı oğluna satış göstererek temlik ettiğini ileri sürmüşler, payları oranında tapu iptali-tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, taşınmazın satış bedelini babasına ödediğini, muvazaa bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, temlikin muvazaalı yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Getirtilen kayıt ve belgelerden, dava konusu 31 parsel sayılı taşınmazın tamamının mirasbırakan ... adına kayıtlı iken, 16.07.2010 tarihli resmi akitte davalı oğlu ..."a satış yoluyla devredildiği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, 1930 doğumlu mirasbırakan ... "nün 08.05.2013 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak eşi Parlak ile gayri resmi eşi ..."ten olma oğlu ... ve kendisinden önce ölen oğlu ..."tan olma torunları 2007 doğumlu Nisan ve 2008 doğumlu ..."ın kaldığı sabit olup; eldeki dava, mirasbırakanın torunları ... ve ..."a velayeten anneleri ... tarafından mirasbırakanın oğlu ... aleyhine açılmıştır.
Ne var ki, mahkemece yapılan değerlendirmenin isabetli bulunduğunu söyleyebilmek mümkün değildir.
Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun(HMK) 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun(TMK) 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.
Somut olayda, dava konusu 31 nolu parselden başka, mirasbırakanın ... ili ... ilçesi ... Köyü"nde 136 ada 14 parsel (663,13 m2 bahçe), 138 ada 13 parsel (201,62 m2 iki adet kerpiç ahır ve bahçe) ve 150 ada 27 parsel (1048,13 m2 bahçe) sayılı taşınmazlarının da bulunduğu kayden saptanmıştır.
Diğer taraftan, ileri sürülen iddiaları ispata yönelik olarak davacı tarafından somut bir delil sunulmadığı gibi, tanık da gösterilmemiştir.
Öte yandan, salt resmi akitteki satış bedelleri ile gerçek değerler arasındaki farkın muvazaanın kanıtı sayılamayacağı da kararlılık gösteren uygulama ile benimsenmiştir.
Değinilen ilke ve olgular birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakan ... "nün davalı oğluna yaptığı temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu yönündeki iddianın kanıtlanamadığı sonuç ve kanaatine varılmaktadır.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabul edilmesi isabetsizdir.
Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.