Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2018/269 Esas 2018/1527 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/269
Karar No: 2018/1527
Karar Tarihi: 05.03.2018

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2018/269 Esas 2018/1527 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2018/269 E.  ,  2018/1527 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sonucunda.....Mahallesi çalışma alanında bulunan 514 parsel sayılı 4.680,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle ..... adına tespit ve 25.09.1956 gününde tescil edilmiştir...Mahallesi çalışma alanında bulunan 998 parsel sayılı taşınmaz ise davalı olduğundan bahisle malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacılar ... ve müşterekleri, irsen intikal, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak dava konusu taşınmazların adlarına tescili istemiyle 10.11.2014 gününde... Kadastro Mahkemesinde dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dava konusu taşınmazlardan 514 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları ile ilgili olarak; davacılar ... ve müşterekleri, irsen intikal, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak dava konusu taşınmazın adlarına tescili istemiyle dava açmışlar, Mahkemece dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 25.09.1956 tarihinde kesinleştiği ve Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle dava usulden reddedilmiştir. Kadastro tespitlerine karşı, askı ilan süresi içinde açılacak davalarda 3402 sayılı Yasa"nın 11 ve 26. maddeleri uyarınca Kadastro Mahkemeleri, askı ilan süresi sona erdikten sonra açılacak davalarda ise genel mahkemeler görevlidir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık süre zamanaşımı değil, hak düşürücü süre olup genel mahkemece (Asliye Hukuk Mahkemesince) değerlendirilmesi gerekir. Hal böyle olunca mahkemece, kesinleşen tutanak aleyhine açılan davada... Kadastro Mahkemesinin görevli olmaması nedeniyle görevsizlik kararı vermekle yetinilmesi gerekirken; davanın esasını çözecek şekilde 10 yıllık hak düşürücü süreninde geçmiş olduğu da belirtilerek dava şartı yokluğundan red kararı verilmesi isabetsiz olup, davacıların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA,
    2- Dava konusu 998 parsel sayılı taşınmaza gelince; Mahkemece, dava konusu taşınmazın tutanak aslının bulunamadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Davacılar ... ve müşterekleri, irsen intikal, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak dava konusu taşınmazın adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece dava konusu taşınmazın tutanak aslının getirtilmesi amacıyla ilgili kurumlara yazılar yazılmış, gelen yazı cevaplarından, taşınmazın itirazlı olması nedeniyle tescil edilmediği, davalı olduğu, dava dosyasının ve tutanak aslının bulunamadığı, bu nedenle malik hanesinin boş kaldığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, Mahkemece dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının ihya edilerek yeniden düzenlenmesi için dosyanın Kadastro Müdürlüğüne iadesine karar verilmesi gerekirken, taşınmaz hakkında bu yönde bir karar verilmemiş olması isabetsiz olup, davacıların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,
    05.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.