7. Ceza Dairesi Esas No: 2016/9952 Karar No: 2020/3219 Karar Tarihi: 03.03.2020
5607 sayılı Kanuna muhalefet - Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2016/9952 Esas 2020/3219 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, 5607 sayılı Kanuna muhalefet suçundan mahkum edilmiş ve hüküm müsadere ile sonuçlanmıştır. Sanığın adli sicil kaydında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı olduğu ancak bu kararın kasıtlı suçtan mahkumiyet sayılamayacağı hatırlatılmıştır. Sanığın yakalama ile talimat mahkemesinde şikayetçinin zararını karşılama ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep ettiği, ancak talimat evrakı ekinde KEMT varakasının olmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle mahkeme, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar vermiştir. Ancak, bu karar yasal ve yeterli gerekçelere dayanmamaktadır. Sanığın lehe hükümlerin uygulanması talebinden bahsedilmesine rağmen ilgili hüküm uygulanmamıştır. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin bazı bölümlerini iptal ettiği TCK'nun 53. maddesi yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Son olarak, dava konusu kaçak eşyalar müsaderesi gerektiğinden yanlış karar verilmiştir. Kanun maddeleri: 5607 sayılı Kanunun 13/1. maddesi, TCK'nun 50. ve 54/4. maddeleri, CMK'nun 231. maddesi.
7. Ceza Dairesi 2016/9952 E. , 2020/3219 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; 1. Sanığın adli sicil kaydında bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kasıtlı suçtan mahkumiyet sayılamayacağı dikkate alındığında, CMK"nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesine objektif koşullar bakımından engel hali bulunmayan sanığın yakalama ile talimat mahkemesince alınan savunmasında zararı karşılamayı ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği, ancak talimat evrakı ekinde KEMT varakasının olmadığı nazara alınarak, sanığa eşyanın ithalinde öngörülen gümrük vergileri ve diğer eş etkili vergiler ile mali yükler toplam tutarı olan miktarın kamu zararı olduğunun bildirilmesi ve sonucuna göre, gerektiğinde Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/9. fıkrası da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken ""meydana gelen kamu zararını gidermemiş olması ve daha önce hakkında uygulanmış olması"" şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 2. Sanığın lehe hükümlerin uygulanması talebinde bulunduğu gözetilerek 5237 sayılı TCK"nun 50. maddesinde yer alan hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi hususu tartışılarak bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, gerekçe gösterilmeksizin ilgili hükmün uygulanmaması, 3. 24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, 4. Dava konusu kaçak eşyaların 5607 sayılı Kanunun 13/1. maddesi yollamasıyla TCK"nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.