16. Hukuk Dairesi 2015/20944 E. , 2018/1516 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sonucunda... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı ... adına kayıtlı bulunan eski 21 parsel sayılı 3.250,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 106 ada 124 parsel numarasıyla ve 2.817,37 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., uygulama kadastrosu sonucunda adına kayıtlı taşınmazın yüzölçümünün azaldığını iddia ederek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; davacı tarafından husumetin, davacı adına kayıtlı bulunan taşınmazın sınırında bulunan taşınmaz maliklerine yöneltilmesi gerektiği, davacı adına kayıtlı bulunan taşınmazın sınırında ... adına kayıtlı taşınmaz bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun değildir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesi uyarınca yapılan ve askı ilan süresinde itiraz edilmeyerek kesinleşen uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Bu nitelikteki davalar, uygulama kadastrosu yararına olan kişi ya da kişiler hasım gösterilmek suretiyle açılabilir. Davacı vekili, davacı adına kayıtlı bulunan eski 21 parsel (yeni 106 ada 124) sayılı taşınmazda, uygulama kadastrosu nedeniyle eksilme meydana geldiğini iddia ederek, Hazineyi hasım göstermek suretiyle dava açmış, 23.10.2013 havale tarihli dilekçe ile de mahkemece yapılacak keşif sonucunda, davacı adına kayıtlı taşınmazdaki eksikliğin hangi komşu parselden kaynaklandığının tespitinden sonra o parselin tapu kayıt malikinin davaya dahil edilebileceğini bildirmiştir. Mahkemece, davacı adına kayıtlı taşınmaz ile sınırındaki taşınmazları bir arada gösterir tesis ve uygulama kadastrosuna esas alınan pafta haritaları, ölçü krokileri ve hesap cetvelleri ile ekleri, davacı adına kayıtlı bulunan taşınmaz ile sınırındaki taşınmazlara ait tesis ve uygulama kadastrosu tutanaklarının onaylı örnekleri getirtilip mahallinde keşif yapılmamış, davacı tarafından iddia edildiği gibi uygulama kadastrosu sırasında davacı taşınmazında bir eksilme olup olmadığı, varsa eksikliğin hangi parselden kaynakladığı belirlenmemiş, buna göre taşınmaz malikleri davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmamıştır.
Mahkemece amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları ve uygulama kadastrosunun yapıldığı tarihe yakın tarihli ortofoto, tesis kadastrosu haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaz ile sınırında bulunan taşınmazlara ilişkin tesis ve uygulama kadastrosu tutanaklarının onaylı örnekleri, ada raporu, taşınmazlara ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgeler getirtilmelidir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalı; keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmeli; fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor alınmalıdır. Bu raporun eki olacak haritalarda, birincisi hava fotoğrafı üzerinde, ikincisi ise ortofoto (bulunmadığı takdirde uydu fotoğrafı) üzerinde tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftası çakıştırılmış bulunmalı, ayrıca her biri yönünden çakıştırmalardan bir tanesinin ada bazında, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve yakın komşularını gösterir şekilde olmalıdır. Fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan ve davacı adına kayıtlı taşınmazdaki eksikliğin hangi komşu parselden kaynaklandığı tespit edildikten sonra o parsel veya parsellerin tapu kayıt maliklerinin davaya dahil edilmesi suretiyle husumetin yaygınlaştırılması için davacı tarafa süre verilmeli, adı geçenler adına dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili tamamlanmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmaksızın, eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,
05.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.