19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/13250 Karar No: 2020/8868 Karar Tarihi: 29.06.2020
5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/13250 Esas 2020/8868 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda suçlu bulunan sanığın temyiz başvurusu değerlendirilmiştir. Yeni çıkan kanunlara bağlı olarak yapılan incelemede, sanığın lehine olan düzenlemeler göz önüne alınarak yasal koşulların saptanması ve uygulama yapılması gerektiği belirtilmiştir. Kararda, suç tarihinin hatalı yazıldığı, sanık hakkında hak yoksunluğuna hükmedilmiş olmasına rağmen Anayasa Mahkemesi kararı nedeniyle değerlendirmenin yeniden yapılması gerektiği, kullanılan aracın müsaderesi yerine iadesine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararın sonunda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7. maddesi, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 3/22. ve 5/2. maddelerine yapılan değişiklikler, 7242 sayılı Kanun'un 61. ve 63. maddeleri ile 5607 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası hakkında bilgi verilerek açıklama yapılmıştır.
19. Ceza Dairesi 2019/13250 E. , 2020/8868 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun"un 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu, Kabule göre de; 1)Gerekçeli karar başlığında 13.03.2014 olan suç tarihinin 13.02.2014 olarak gösterilmesi, Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu, 2)Sanığın kardeşinin eşi adına kayıtlı ilki 16.02.2014 tarihi olmak üzere işbu dosyada ikinci defa suçta kullanılan 27 PC 288 plakalı aracın, kayden maliğin alınan beyanından kullanımının kendisinde olmadığı ve dava konusu eşyanın, taşıma aracının yüküne göre miktar ve hacim bakımından ağırlıklı bölümünü oluşturduğu, kaçak eşyanın değerine nazaran nakilde kullanılan aracın müsaderesi hakkaniyete de aykırı olmayacağı gözetilmeksizin müsaderesi yerine yazılı şekilde iadesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 29/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.