19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/4742 Karar No: 2020/8861 Karar Tarihi: 29.06.2020
5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/4742 Esas 2020/8861 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Yerel mahkeme, suç tarihinde ele geçirilen kaçak eşyalar nedeniyle sanığı 5607 sayılı Kanuna Aykırılık suçundan mahkum etmiştir. Ancak, temyiz sonucunda yapılan incelemede, sanık lehine olan yasal düzenlemelerin göz önünde bulundurulmaması ve sanığın hak yoksunluklarına hükmedilmesi konusunda yapılan yanlışlıklar sebebiyle hüküm bozulmuştur. Bozulan hüküm, yeniden değerlendirilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmiştir. Kararda, sanığın bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet verdiği durumda en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılması gerektiği ile hak yoksunluklarına hükmedilmesi durumunda Anayasa Mahkemesi kararlarına dikkat edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şunlardır: 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesi, TCK'nin 7. maddesi, 7242 sayılı Kanun'un 63. maddesi ve 5607 sayılı Kanuna eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası, TCK'nin 44. maddesi, TCK'nin 53. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi.
19. Ceza Dairesi 2019/4742 E. , 2020/8861 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun"un 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, suça konu eşyanın suç tarihindeki gümrüklenmiş değeri tarafsız ve bağımsız bilirkişi vasıtasıyla tespit edilmek suretiyle, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu, Kabule göre de; 1)5237 sayılı TCK"nin 44. maddesinde yer alan “işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılır” düzenlemesi gereğince sanık hakkında aynı anda ele geçen kaçak eşyalar yönünden TCK"nin 44. maddesi gereği 5607 sayılı Kanun"un 3/18.maddesi uyarınca tek hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden iki ayrı mahkumiyet hükmü kurulması, 2)Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 29/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.