Hukuk Genel Kurulu 2013/1092 E. , 2014/555 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Trabzon 3.Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2012/507 E-2012/411 K.
Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Trabzon Asliye 3. Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 28.02.2012 gün ve 2011/86 E-2012/57 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5.Hukuk Dairesi’nin 28.06.2012 gün ve 2012/8715 E.-2012/14319 K. sayılı ilamı ile;
(...Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Fen bilirkişi tarafından düzenlenen krokide dava konusu taşınmazın A harfi ile gösterilen 185 m2"lik bölümüne davalı idare tarafından değirmendere ıslah çalışmaları sırasında duvar yapılmak suretiyle el atıldığı ve bu bölümün dere yatağı içine alındığı anlaşıldığından, mahkemece el atılan bölüm nedeniyle işin esasına girilerek Kamulaştırma Kanununun 12/c maddesi gereğince yapılan dere ıslahı nedeniyle kalan kısımdaki değer artışı da dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, yapılan işlemin koruma amaçlı olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, 89"nolu parselde pay sahibi oldukları taşınmaza, davalı İdare tarafından kamulaştırma işlemi yapılmaksızın ve bedel ödenmeksizin, bir kısmına istinat duvarı yapılmak suretiyle el konulduğunu, duvar nedeniyle parselin bir kısmının dere içinde kalarak kullanılamaz hale geldiğini ileri sürerek, tazminat istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; yapılan duvarın davacının taşınmazını kurtarmak için de katkıda bulunduğu, bir nevi vekaletsiz iş görme eylemi gerçekleşmişse de, bu haliyle idarenin yaptığı iş nedeni ile masrafının, davacının taşınmazı için sağlanan yarar karşılıklı değerlendirildiğinde, bir denge oluşturduğu ve davacı tarafın isteyebileceği bir miktarın varlığından söz edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacıları vekilinin temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece metni yukarıya aynen alınan ilamla bozulmuş; yerel mahkeme önceki kararda direnmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atılıp atılmadığı; buna göre dere ıslahı nedeniyle taşınmazın kalan kısmındaki değer artışı da gözetilerek karar verilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Trabzon İli,Merkez’de bulunan 2310(eski 1073) ada 89 parsel nolu taşınmazda, davacıların miras bırakanı Yılmaz Sarı ve dava dışı kişilerin paylı mülkiyet üzere malik oldukları; alınan bilirkişi raporuna göre krokide (A) ile gösterilen 185.00 m2’lik kısmının Değirmendere ıslah çalışmaları sırasında yapılan istinat duvarının dışında kaldığı ve dere yatağı olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu taşınmaza, davalı DSİ Genel Müdürlüğü tarafından dere ıslah çalışmaları sırasında duvar yapılmak suretiyle kamulaştırmasız kısmen el atılmıştır. Öyle ise 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 12.maddesi gözetilerek bir bedel belirlenmesi gerekir. Anılan Kanun’un 12/c maddesinde; “ Kamulaştırma dışında kalan kısmın bedelinde kamulaştırma nedeniyle artış meydana geldiği takdirde ise, artış miktarı tespit edilerek, kamulaştırılan kısmın (a) bendinde belirtilen esaslar dairesinde tayin edilen bedelinden artan değerin çıkarılmasıyla bulunan miktardır.
Şu kadar ki, (c) bendi gereğince yapılacak indirme, kamulaştırma bedelinin yüzde ellisinden fazla olamaz.” denilmek suretiyle, kısmen kamulaştırılan taşınmaz malın değerinin ne şekilde hesaplanması gerektiği düzenlenmiştir. Buna göre, davacının taşınmazında bir değer artışı oluşmuşsa kamulaştırma bedeli hesabında gözetilecektir.
Açıklanan nedenlerle Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma ilamına uyulması gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440.maddesi uyarınca hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.