19. Hukuk Dairesi 2015/2051 E. , 2016/3340 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında 02.03.2009 tarihinde 5 yıl süreli ...Bayilik Sözleşmesi imzalandığını ve davalının taahhütname verdiğini, davalının hiç bir sebep göstermeden süresinden önce 13.04.2011 tarihli ihtarname ile bayilik sözleşmesini feshettiğini, sözleşmenin 42/d-3 maddesi uyarınca davalının, müvekkilinin uğradığı müspet zararı yani sözleşme olağan şartlarda devam etseydi elde edecek olduğu kârı müvekkiline ödemek zorunda olduğunu, sözleşmenin 39.maddesi uyarınca davalının 52.874,00 USD cezai şartı da ödemesi gerektiğini ileri sürerek, 232.143,53 TL kar mahrumiyetinden şimdilik 5.000 TL, 52.874,00 USD cezai şart bedelinden şimdilik 5.000 TL olmak üzere toplam 10.000 TL"nin fesih tarihi olan 13.04.2011 tarihinden itibaren, avans faizi üzerinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğunu, sözleşme ve taahhütnamenin irade hürriyeti olmaksızın zorlama ve zorunlu işlem şartı olarak imzalatıldığını, kar mahrumiyeti isteminin yerinde olmadığını, yıllık 200 ton satış taahhüdünde bulunulmasına rağmen müvekkilinin feshe kadar 1.204,32 ton davacıdan alım yaptığını, cezai şart talebinin de yerinde olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi kurulu raporuna göre, davalı yanın sözleşmeyi süresinden önce feshetmesinin haklı bir nedene dayanmadığı, davacının kar mahrumiyeti yönündeki davasının kabulü gerektiği, cezai şart isteminin yerinde olmadığı davalının 5 yıllık taahhüdünü 777 günde yerine getirdiği gerekçeleri ile kar mahrumiyeti yönünden davacının davasının kabulüne, 5.000,00 TL"nin 09.05.2011 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, kar mahrumiyeti yönünden fazlaya ilişkin hakların saklı kalmasına, davacı tarafın cezai şart isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davalı, davacı ile ekonomik bütünlük içinde bulunan ve grup şirketlerden olan .... (...) ile arasında akaryakıt bayilik sözleşmesinin, Rekabet Kurulu"nun konuya ilişkin kararları doğrultusunda 5 yıl dolduktan sonra feshedilmiş olduğunu ve aynı nedenle tesis edilen intifa hakkının da terkin edildiğini, böylece grup şirketlerden olan davacı ile akdedilmiş olan otogaz bayilik sözleşmesinin de feshedilmiş akaryakıt bayilik sözleşmesi ve terkin edilen intifa sözleşmesine paralel olarak feshedilmiş sayılacağını, dava dışı .... ile davalı arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinin feshinden ve intifa hakkının terkininden sonra anılan şirketin grubu içinde yer alan davacı şirketle otogaz bayilik sözleşmesinin devamının mümkün olmadığını, bu nedenle feshin haklı olduğunu savunmuştur.
Davacı şirket tarafından açılmış olan emsal nitelikteki dava dosyalarında alınmış olan bilirkişi raporlarında davacı şirket ile dava dışı ...nin ayrı tüzel kişiliklere sahip olmakla birlikte ekonomik açıdan bağımsız olmayıp aynı ekonomik kontrol yapısı içinde oldukları, bu hususun ... Kurulunun 11.03.2010 tarih ve 10-22/300-111 sayılı kararında da açıkça saptandığı, bu durumda davalı şirketin dava dışı .... ile arasında akaryakıt bayilik sözleşmesinin feshi ve bu nedenle tesis edilen intifa hakkının da terkini karşısında davalının dava dışı .... ile ekonomik bütünlük içinde bulunan davacı ile yapmış olduğu otogaz bayilik sözleşmesinin de kendiliğinden geçersiz olduğunun kabulünün gerektiği ve davalının davacı ile sözleşme ilişkisini sürdürmeye zorlanamayacağı, böylece feshin haksız olmadığı yönünde görüşler bildirilmiştir.
Bu durumda mahkemece açıklanan bu tespitler gözetilerek, deliller hep birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 29/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.