Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2020/4253 Esas 2021/3064 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/4253
Karar No: 2021/3064
Karar Tarihi: 01.04.2021

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2020/4253 Esas 2021/3064 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi         2020/4253 E.  ,  2021/3064 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle; “Tescil davasına konu taşınmazın yeri tam olarak belirlenmediğinden konumunda ve niteliğinde tereddüt olduğu ve ayrıca Mahkemece orman ve zilyetlik hususunda yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığı belirtilerek, yörede yapılan tüm tahdit evraklarının, eski tarihli memleket haritaları ve hava fotoğraflarının getirtilerek çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının usulüne uygun şekilde belirlenmesi, orman değil ise davacılar yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, bilirkişi kurulu raporuna ekli krokide sınırları gösterilen 7.550,71 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davacılar adına eşit hisselerle tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine, Orman İdaresi, Kahramankazan Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tapulama harici alanda kaldığı, orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davacılar yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dosyada bulunan ve yörede 1952 yılında yapılan tesis kadastrosu sonucu oluşan pafta ile 22-a uygulaması ile oluşan pafta incelendiğinde, çekişmeli taşınmazın 857 nolu parsel sınırları içinde göründüğü, UYAP üzerinde yapılan incelemede 857 parselin 09.08.1952 yılında tapulama ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tescil edildiği, 3402 sayılı Kanunu’nun 22-a çalışmaları sonucu 176 ada 1 parsel numarası aldığı ve halen meşe ormanı vasfıyla tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Hükme esas fen bilirkişi raporuna ekli krokide ise davaya konu taşınmaz tescil harici bırakılan alanda gösterilmiştir. Bu haliyle taşınmazın konumu ve niteliği ile ilgili oluşan tereddüt giderilememiştir.
    O halde; Mahkemece, öncelikle (eski) 857 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının onaylı sureti, ilk tesis kadastro çalışmalarındaki geniş paftası ve 22-a uygulaması sonucu oluşan 176 ada 1 parsel sayılı taşınmazın geniş uygulama paftası Kadastro Müdürlüğünden getirtilmeli, mahallinde 3 kişilik fen bilirkişi kurulu yardımıyla yapılacak keşifte çekişmeli taşınmazın (eski) 857, (22-a uygulaması ile oluşan yeni) 176 ada 1 parsel sayılı taşınmaz sınırları içinde kalıp kalmadığı tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenmeli, orman parseli sınırlarında kaldığı anlaşılırsa 3402 sayılı Kanun’un 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin davacı açısından geçerli olup olmayacağı tartışılmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Mahkemece değinilen yön gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde yatıranlara ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.04.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.