9. Ceza Dairesi 2020/873 E. , 2020/427 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik Yapmak
Hüküm : Sanık ... hakkında TCK"nın 64/1 maddesinde açılan kamu davasının düşürülmesi,
Sanık ... hakkında CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat,
Sanık ... için TCK"nın 241/1, 62, 51, 52 maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası erteleme, 80 TL adli para cezası
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinin gerekçeli karar başlığında son ödünç paranın verildiği 01.04.2011 yerine 2010 olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
1- Sanık ... hakkında verilen düşme hükmüne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen davanın düşürülmesine ilişkin hüküm usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan ... vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
3- Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a) Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.04.2016 gün, 2014/118 Esas ve 2016/208 sayılı kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve bu bağlamda suçun topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, keza TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun, kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve/veya farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel sanık hakkında dava konusu olsun ya da olmasın tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği nazara alındığında; sanık ... hakkında zarar göreni ... olan tefecilik suçundan Adana 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.03.2013 gün ve 2012/550 Esas, 2013/319 Karar sayılı ilamıyla mahkumiyetine karar verildiği, dosyanın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2020/1955 Esasına kaydedildiği, suç tarihinin 14.05.2012, iddianame tarihinin 07.06.2012 olduğu, temyize konu bu dosyada ise suç tarihinin 01.04.2011 tarihi, iddianame tarihinin 21.12.2012
olması karşısında, sanık hakkında tefecilik suçundan benzer mahiyette davalar açılıp açılmadığı hususunda Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla da araştırma yapılıp, mümkünse davaların birleştirilmesinden, kesinleşmesi veya birleştirme olanağının ortadan kalkması durumunda ise, asıllarının veya onaylı örneklerinin bu dosya arasına konulmasından ve sanığın aralarında hukuki kesinti bulunmayan eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme tek tefecilik suçunu oluşturması nedeniyle TCK"nın 3/1 ve 61/1. maddeleri de gözetilerek hukuki durumunun belirlenmesi,
b) Sanığın aşamalardaki beyanlarında müşteki ile aralarında ticari ilişki olduğunu savunması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması bakımından; sanığa ait ticari defter ve kayıtların temin edilerek savunmasının doğruluğunun bilirkişi marifetiyle tetkik edilmesinden, ilgili icra dairelerinden sanığın alacaklı olduğu icra dosyalarının sorulup var ise aslı veya onaylı suretleri getirtilip borçlu gözüken kişilerin faiz karşılığı sanıktan para alıp almadıkları konusunda tanıklıklarına başvurulmasından, sanığın tefecilik yapıp yapmadığına dair kolluk marifetiyle araştırma yaptırılması ve vergi mükellefi olması halinde gerekirse hakkında vergi incelemesi yaptırılmasından sonra sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yetersiz gerekçe ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık vekilinin ve O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 08.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.