19. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/9722 Karar No: 2016/3337 Karar Tarihi: 29.02.2016
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/9722 Esas 2016/3337 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İçtihat Metni'nde, davacı ve davalı arasındaki menfi tespit davasının sonucunda davanın kabul edildiği ve davalının kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulduğu belirtilmektedir. Davacı vekili, davalı bankanın giriştiği icra takibinin dayanağı kredi sözleşmesinde müvekkilinin taraf olmadığını ileri sürmekte ve müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, davalının kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmektedir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiş ve davacının borçlu olmadığını tespit etmiştir. Kanun maddeleri olarak ise, takip hukuku ve kötüniyetli davranışın hukuki sonuçlarını düzenleyen Türk Borçlar Kanunu'nun ilgili maddeleri dikkate alınmıştır.
19. Hukuk Dairesi 2015/9722 E. , 2016/3337 K. "İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ..."in gelmiş olmalarıyla, duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı bankanın giriştiği icra takibinin dayanağı genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinde müvekkilinin taraf olmadığını, borca dayanak sözleşmeyi müvekkilinin imzalamadığını, takip ekinde sunulan 23.12.2005 tarihli genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin asıl borçlusunun dava dışı ..., kefillerinin ise dava dışı ... ile ... olduğunu, müvekkilinin bu kredi sözleşmesinde imzasının bulunmadığını ileri sürerek, müvekkilinin ... İcra Müdürlüğü"nün ...sayılı dosyasından ötürü borçlu olmadığının tespitine, davalının kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, iddianın dayanağı sözleşmenin ... İcra Müdürlüğü"nün ... sayılı icra dosyasının dayanağı olduğunu, dava konusu edilen icra takibinin (...) dayanağı kredi sözleşmesinin kefillerinden birisinin davacı olduğunu ve sözleşmede davacının imzasının bulunduğunu, öncelikle davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini belirterek, davanın reddi ile %20 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde, davalının zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, dava konusu icra takibinin dayanağı sözleşmede davacının sıfatının ve imzasının bulunmadığı, cevap dilekçesine ekli sözleşmede davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzası var ise de bu sözleşmenin icra dosyasında dayanak olarak sunulmamış olması nedeniyle davanın kabulüne, davacının ... İcra Müdürlüğü"nün ... sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 29.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.