Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/23207
Karar No: 2014/6178
Karar Tarihi: ...03.2014

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2013/23207 Esas 2014/6178 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi         2013/23207 E.  ,  2014/6178 K.

    "İçtihat Metni"




    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava Türü : Alacak


    YARGITAY İLAMI

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm taraf vekillerince süresi içinde temyiz edilmiş, davacı vekili tarafından duruşma istenmiş ise de; HUMK"nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı vekilinin sunduğu temyiz dilekçesinde mahkeme kararının hangi nedenlerle bozulması gerektiğine dair temyiz nedeni bildirilmemiş olması, Dairemizce gerekçeli temyiz dilekçesi sunularak temyiz edilen dosyalarda da temyiz dilekçesinde belirtilen temyiz nedenleriyle bağlı kalınarak temyiz incelemesi yapılıyor olması ile yine mahkeme kararında Dairemizce kamu düzenini ilgilendiren ve re"sen bozma nedeni yapılmasını gerektirecek bir hata bulunmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin bozma isteğinin reddine,
    2-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    ...Davacı vekili; fazla çalışma ve genel tatil çalışması karşılığı olan ücretlerinin ödenmemesi nedeni ile iş akdini haklı nedenle feshettiklerini belirterek fazla çalışma ve genel tatil ücreti ile 565,00 TL Mayıs ayı maaş farkı alacaklarının tahsili için dava açmıştır.
    Davalı vekili; davacının aylık net 630,... TL ücret ile çalıştığını ve Mayıs 2011 ücretinin ihtirazı kayıt koymadığı bordro ile banka hesabına ödendiğini, işyerinde vardiyalı çalışma olup davacının fazla çalışmasının bulunmadığını, çalışılan genel
    tatil günleri karşılığı kadar bir başka çalışma gününde izin verildiğini öne sürerek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı ve davacı işçinin maaş farkı alacağı bulunup bulunmadığı konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanununda ....maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
    Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
    İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanununun 323.maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
    4857 sayılı Yasanın ....maddesinde, işçi ile işveren arasında yazılı iş sözleşmesi yapılmayan hallerde en geç iki ay içinde işçiye çalışma koşullarını, temel ücret ve varsa eklerini, ücret ödeme zamanını belirten bir belgenin verilmesi zorunlu tutulmuştur. Aynı yasanın ....maddesinde, işçi ücretlerinin işyerinde ödenmesi ya da banka hesabına yatırılması hallerinde, ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Usulünce düzenlenmiş olan bu tür belgeler, işçinin ücreti noktasında işverenden sadır olan yazılı delil niteliğindedir. Kişi kendi muvazaasına dayanamayacağından, belgenin muvazaalı biçimde işçinin isteği üzerine verildiği iddiası işverence ileri sürülemez. Ancak böyle bir husus ileri sürülsün ya da sürülmesin, muvazaa olgusu mahkemece resen araştırılmalıdır.
    Çalışma belgesinde yer alan bilgilerin gerçek dışı olmasının da yaptırıma bağlanmış olması, belgenin ispat gücünü arttıran bir durumdur. Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Ancak bu noktada, 4857 sayılı Kanunun .... ve .... maddelerinin, bu konuda işveren
    açısından bazı yükümlülükler getirdiği de göz ardı edilmemelidir. Bahsi geçen kurallar, iş sözleşmesinin taraflarının ispat yükümlülüğüne yardımcı olduğu gibi, çalışma yaşamındaki kayıt dışılığı önlenmesi amacına da hizmet etmektir. Bu yönde belgenin verilmiş olması ispat açısından işveren lehine olmakla birlikte, belgenin düzenlenerek işçiye verilmemiş oluşu, işçinin ücret, sigorta primi, çalışma koşulları ve benzeri konularda yasal güvencelerini zedeleyebilecek durumdadır. Çalışma belgesi ile ücret hesap pusulasının düzenlenerek işçiye verilmesi, iş yargısını ağırlıklı olarak meşgul eden, işe giriş tarihi, ücret, ücretin ekleri ve çalışma koşullarının belirlenmesi bakımından da önemli kolaylıklar sağlayacaktır. Bu bakımdan ücretin ispatı noktasında delillerin değerlendirilmesi sırasında, işverence bu konuda belge düzenlenmiş olup olmamasının da araştırılması gerekir.
    Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından özellikle ilgili meslek odasından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
    Somut olayda; davacı taraf dava dilekçesinde aldığı ücret konusunda bir açıklamada bulunmamış, yargılamanın devamı sırasında davacı vekili .../11/2011 tarihli duruşmada müvekkilinin son aylık ücretinin net 1900,00 TL olduğunu açıklamıştır. Buna karşılık davalı vekili davacının son ücretinin net 630,... TL olduğunu belirtmiştir. Emsal ücret araştırması yönünden ... Ticaret ve Sanayi Odası 3500-4000 TL ücret alabileceğini belirtmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda "..Hizmet döküm cetveli incelendiğinde davacının, davalı işyerinde çalışmaya başlamadan önceki dönemde 2010 Nisan ayında 83,74 TL, Mayıs ayında ...511,67 TL/28 gün=125,42 TL, Haziran ayında 4.309,... TL/... gün=143,64 TL ve Temmuz ayında 473,54 TL/... gün=52,62 TL günlük prime esas kazançlar elde ettiğini, uyuşmazlık döneminde davacı tanığı Oğuz Şimşir"in beyan ettiği üzere aylık net 2.500 TL ücretle çalıştığı, günlük net ücretinin 2.500 TL/... gün=83,... TL olduğu, brüt tutarının 116,56 TL olarak hesaplandığı..." bildirilerek bu ücret karşılığı davacının fazla çalışma ücreti ile maaş farkı alacağı olduğu yönünde hesaplama yapmıştır.
    Bilindiği üzere tarafların kendi beyanları lehlerine olduğu kadar aleyhlerine de delil teşkil eder. Ayrıca mahkemeler tarafların talebi ile bağlı olup talepten fazlaya veya başka bir şeye de hükmedemez.
    Açıklanan bu olgular birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekilinin .../11/2011 tarihli duruşmada son aylık ücreti net 1900.00 TL olarak açıklaması ve tarafların talebi ile bağlı olup taleple bağlılık ilkesi gereği davacı vekilinin bu beyanı gözetilerek dava konusu alacakların net 1900,00 TL ücret üzerinden hesaplanması gerekirken talebi aşar şekliyle aylık net 2500,00 TL üzerinden hesaplama yapılması hatalı olduğu gibi davacı gerek dava dilekçesinde gerekse .../11/2011 tarihli duruşmada ki beyanlarında 565,00 TL ücret alacağı olduğunu belirtmesine rağmen talep aşılarak toplam 1007,... TL ücret alacağına hükmedilmesi dahi isabetsiz olup hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, fazla alınan temyiz harcının davacıya iadesine, .../03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.



















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi