20. Hukuk Dairesi 2017/2661 E. , 2018/7184 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının maliki olduğu bağımsız bölüme ait olup bugüne kadar ödenmemiş olan aidat, ortak gider gibi alacakların tahsili için ... İcra Müdürlüğünün 2013/21873 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini beyan ederek; itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, ... İcra Müdürlüğünün 2013/21873 sayılı takibindeki davalının itirazının 2.493,40.-TL asıl alacak, 197,50.-TL işlemiş faiz için iptaline, takibin bu miktarlar yönünden devamına, fazla talebin reddine, alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden davacı lehine inkar tazminat takdirine yer olmadığına, davacının davasının reddine karar verilmiş hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; ortak gider alacağı nedeni ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
1-Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kurulan hüküm alınan bilirkişi raporuna dayandırılmış ise de; bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Öncelikle; ana taşınmazın kooperatif olarak yönetildiği dönemdeki kooperatif üyelik listesinin celbi ile davalının kooperatif üyeliğinin bulunup bulunmadığının, eğer davalının kooperatife üyeliği olmuş ise üyeliğinin başladığı tarihin, kooperatife üyeliği olmamış ise davalının aidatlara konu edilen bağımsız bölümü edindiği tarihin tam olarak tespit edilerek buna göre takiple bağlı olarak sorumlu olacağının dikkate alınması ve bu tarihte Kat Mülkiyeti Kanununun 20. maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre, ortak giderden payına düşeni ödemeyen bağımsız bölüm maliki davalının ödemede geciktiği günler için ödemekle yükümlü bulunduğu gecikme tazminatının başlangıç gününün açıkça saptanmış olması gerekir. Buna göre; dava konusu ortak giderin dayanağını oluşturan düzenleme; işletme projesi ise işletme projesinin davalıya tebliğ edildiği tarih, kat malikleri kurulu kararı ise bu kurula davalı katılmışsa karar tarihi, kararın alındığı toplantıya katılmamışsa bu kararın kendisine tebliğ edildiği ya da başka bir biçimde borcunu öğrendiği tarih, bu da yoksa hakkında açılan icra takibi nedeniyle ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih esas alınmalıdır. O halde; öncelikle aidat borcunun doğduğu dönemlere ilişkin alınan kat malikleri kurulu kararlarına ait belgeler (toplantı tutanakları, hazirun cetveli, gündem, vs.) dosyaya celbedilerek, bu kararların iptal edilip edilmediği, davalıya tebliğ edilip edilmediği tespit edilmesi, tebliğ tarihinden itibaren gecikme tazminatı uygulanması gerekirken, temerrüt tarihi duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeksizin takip tarihinden öncesine gecikme tazminatı işletilmesi doğru görülmemiştir. Tarafların tüm delilleri, banka kayıtları,
ödeme belgeleri, tahsilat makbuzları celbedilerek, davalının ödemesi gereken bir meblağ bulunup bulunmadığı tam olarak tespit edilip, alınacak uzman mali müşavir bilirkişi raporu doğrultusunda, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri de birlikte değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik ve yetersiz, denetime elverişli olmayan incelemeyle karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yukarıda yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/11/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.