11. Hukuk Dairesi 2019/2999 E. , 2020/747 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/02/2018 tarih ve 2017/325 E. - 2018/68 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 18/04/2019 tarih ve 2018/1081 E. - 2019/478 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "Commercial bank+şekil" ibareli 36. sınıftaki hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2016/60576 kod numarası verilen marka tescil başvurusunun Markalar Dairesi tarafından vasıf bildirici olduğu gerekçesiyle 556 sayılı KHK’nın 7. maddesinin c bendi hükmü uyarınca reddedildiğini, başvuru konusu işaretin ayırt ediciliğinin bulunduğunu ve marka olabilme vasfının olduğunu, uzun süreli kullanımla ayırt edicilik kazandığından tescil başvurusunun reddedilemeyeceğine yönelik itirazlarının nihai olarak YİDK"nın 2017/M-6115 sayılı kararıyla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek YİDK kararının iptalini ve başvurunun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; başvuru konusu işaretin "Commercial bank+şekil" ibaresinden oluştuğu, "Commercial bank" ibaresinin ticari banka anlamına geldiği, işarette ardarda birbiri içine geçmiş iki ay biçimlerinden oluşan bir şekil de bulunduğu, işaretin ve şeklin bütün olarak davacı tarafından uzun zamandan beri ülke içerisinden ve dışında birçok ülkede kullanılmakta olduğu, esasen bu işaretin sınırları belirli olup, tescil olunduğu 36. sınıftaki hizmetleri doğrudan akla getirmediği, hizmetlerin özelliklerini ön plâna çıkarmadığı yahut çağrıştırmadığı gibi, hizmetlerin cinsine uzak olarak, onların anlamlarından arındırılmış biçimde yaratılmış özgün bir işaret olduğu, başvuru konusu işarette yer alan "Commercial bank" ibaresinin ticari banka anlamına geldiği, bu ibarenin 36. sınıf hizmetler bakımından herkesin kullanımına açık, tanımlayıcı anlam ve ifadeler içerdiği, başvuru kapsamında yer alan 36. sınıf hizmetler için tüketici ve yararlanıcıları tarafından anılan mal ve hizmetlerin aslında bu şekilde tanımlandığı, bu sebeple ibarenin ticaret hayatında herkesin kullanımına açık bulunduğu, ancak başvurunun sadece bu ibareden oluşmadığı, bunun yanında vasıf bildirici olmayan ve ayırt ediciliği bulunan ayrı ve özgün bir şekilden de oluştuğu, vasıf bildirici ibarelerin ayırt edici şekillerle birlikte marka olarak tescil ettirilmek istendiğinde şeklin ayırt ediciliğe olan katkısının gözardı edilmemesi gerektiği, işaretin bir bütün olarak ayırt ediciliğinin bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, Türk Patent YİDK"nın 2017/M-6115 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, başvuru konusu "Commercial bank" ibaresinin ticari banka anlamına geldiği, ancak başvuruda ardarda birbiri içine geçmiş iki ay biçimlerinden oluşan bir şekil de bulunduğu, işaretin ve şeklin bütün olarak davacı tarafından uzun zamandan beri ülke içerisinden ve dışında birçok ülkede kullanılmakta olduğu, işaretin bir bütün olarak ayırt ediciliğinin bulunduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 23/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.