Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/9766 Esas 2017/232 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/9766
Karar No: 2017/232
Karar Tarihi: 17.01.2017

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/9766 Esas 2017/232 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, polis ekipleri tarafından kimlik sorduğunda gerçek kimliğini vermediği ve yanıltıcı bilgi vererek resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu işlediği gerekçesiyle Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanmıştır. Ancak, dosya içerisinde sanığın beyanlarının resmi belgede doğruluğunu ispatlayacak bir belge bulunmadığından, mahkeme sanığın eyleminin Kabahatler Kanunu'nun 40. maddesinde düzenlenen kabahati oluşturacağı sonucuna varmıştır. Bu nedenle, mahkeme sanığı bu kabahatten suçlu bulmuştur. Kararın sonucunda, sanığın lehine bulunan idari para cezasının miktarına göre Kabahatler Kanunu'nun 20/1. maddesi uyarınca sanık hakkında idari para cezası verilmesinin uygun olmadığına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- TCK Madde 206: Resmi belgede yalan beyan suçu
- Kabahatler Kanunu Madde 40: Resmi belgenin düzenlenmesinde yanlış bilgi verme kabahati
- Kabahatler Kanunu Madde 20/1: İdari para cezası verilmesini gerektirmeyen haller
21. Ceza Dairesi         2015/9766 E.  ,  2017/232 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Olay tarihinde başka bir suçtan aranan sanık ...’un, polis ekiplerinin kimlik sorduklarında, kimliğinin olmadığını ve isminin ... olduğunu beyan etmek sureti ile resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu işlediği kabul edilen kamu davasında, TCK"nun 206. maddesinde düzenlenen suçun oluşması için, kişinin açıklamaları üzerine yetkili kamu görevlisi tarafından resmi bir belgenin düzenlenmesi ve düzenlenen resmi belgenin, beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gerektiği, ancak dosya içerisinde kolluk görevlilerince bu şekilde düzenlenmiş bir belge olmadığı anlaşılmakla, sanığın eyleminin Kabahatler Kanunu"nun 40. maddesinde düzenlenen kabahati oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak sanığın lehine bulunan ve eylemine uyan 5326 sayılı Yasanın 40/1. maddesinde öngörülen idari para cezasının miktarına göre aynı Yasanın 20/2-c maddesinde yazılı soruşturma zamanaşımının eylemin gerçekleştiği 28/08/2012 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta 1412 sayılı CMUK’nun 322 ve Kabahatler Kanununun 24. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan Kabahatler Kanununun 20/1. maddesi uyarınca sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 17/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.