2. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/3488 Karar No: 2017/9009
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2017/3488 Esas 2017/9009 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2017/3488 E. , 2017/9009 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı baba tarafından açılan velayetin değiştirilmesi davası sonucunda mahkemece verilen ilk hükümle davanın reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine Dairemizin 14.12.2016 tarihli kararı ile ”Velayetinin değiştirilmesi talep edilen ortak çocuğun idrak çağında olduğu anlaşılmaktadır. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir. Velayet düzenlenmesinde asıl olan çocukların yararıdır ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. Çoçuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi de mümkündür. Bu nedenle, ortak çocuğun velayeti konusunda mahkemece görüşünün alınması, bu görüşün değerlendirilmesi ve gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.’" şeklindeki gerekçe ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, ortak çocuk mahkemece bizzat dinlenilerek görüşü alınmış, yapılan yargılama sonucunda ise davanın reddine karar verilmiştir. Tarafların ortak çocuğu Meryem 22.09.2003 doğumlu olup idrak çağındadır. Çocuk, mahkemece bizzat dinlenilmiş, babası ile kalmak istediğini beyan etmiştir. Dosya içerisinde davacı babanın velayet görevini yerine getiremeyeceğine ilişkin bir bilgi de bulunmamaktadır. Çocuğun yeterli idrak gücüne sahip olduğunun kabul edildiği durumlarda yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği taktirde , ifade ettiği görüşe önem verilmelidir (Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m.6/c). Dosyada çocuğun tercihinin, onun yüksek çıkarına aykırı düşeceğine ilişkin bir delil ve olgu bulunmamaktadır. O halde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 12.07.2017 (Çrş.)