MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.)


Taraflar arasındaki asıl ve birleşen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davada davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili Av. ... gelmiş olup, tebligata rağmen duruşmalı temyiz talebinde bulunan kooperatif vekili gelmediğinden onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- KARAR -
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin 2000 yılında davalı kooperatiften iki adet hisse aldığını, hissenin birini 2002 yılında birleşen davada davacı oğluna devrettiğini, yükümlülüklerini düzenli olarak yerine getirdiğini, davalı kooperatifin ihtarname göndererek 27.891,96 TL borcu ödemesini istediğini ileri sürerek, davalı kooperatife borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin 2002 yılında asıl davada davacı annesinden hisse devralmak suretiyle davalı kooperatife üye olduğunu, davalı kooperatifin ihtarname göndererek 27.891,96 TL borcu ödemesini istediğini ileri sürerek, davalı kooperatife borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davada davacı ..."in davalı kooperatife 17.543,96 TL borçlu olmadığı ve toplam borcunun 10.348,00 TL olduğu, birleşen dosya davacısı..."un ise davalı kooperatife herhangi bir borcunun bulunmadığı gerekçesiyle, asıl davada davanın kısmen kabulü ile, asıl davada davacının davalıya 17.543,96 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istem olan 10.348,00 TL yönünden davanın reddine, birleşen davada davanın kabulü ile, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosya incelendiğinde, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğu, yeterince araştırmayı ve incelemeyi içermediği, asıl ve birleşen davada davalı kooperatifin defter ve banka kayıtlarının incelenerek, davaya konu iki adet bononun ödenip ödenmediğinin tespit edilmediği görülmüştür. Bu durumda mahkemece, usuli kazanılmış haklar gözetilerek, yukarıda anılan hususları değerlendiren, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2- Bozma nedenine göre, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı kooperatif yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.