20. Hukuk Dairesi 2016/11141 E. , 2018/7174 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : Hazine - ...
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 10/06/2015 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; ...1149 parsel sayılı taşınmazın orman" vasfında olduğunun tespit edildiğini, orman sayılan yerlerin tapu veya zilyetlik yolu ile kazanılmasının mümkün olmadığını beyan ederek, dava konusu taşınmazın "orman" vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davalının nüfus kayıt örneğinin incelenmesinde, ..."nun 15.12.1989 tarihinde öldüğünün anlaşıldığı, davalının ölüm tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında uzunca bir sürenin geçmiş olduğu gözönünde bulundurulduğunda, Orman Yönetimince gerekli araştırma yapılmaksızın "ölü kişi" aleyhine dava açıldığı ve bu hatanın Hukuk Muhakemeleri Kanununun 124. maddesi anlamında "maddi bir hatadan" kaynaklandığının veya "kabul edilebilir bir yanılgıya" dayandığının düşünülemeyeceği gerekçesiyle, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına göre; davalı ..."nun dava açılmadan önce, 15.12.1989 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Tarafların, davada taraf ehliyetlerinin bulunması dava şartıdır (HMK m.114/1-d). Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler (HMK m. 115/1). Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usûlden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usûlden reddeder (HMK m. 115/2).
Gerçek kişiler, yaşadıkları süre içerisinde taraf ehliyetine sahiptirler. Taraf ehliyeti, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar (MK m. 8; 28/1) ve ölümle sona erer (MK m.28/1). Taraf ehliyeti ölümle sona ereceğinden, dava tarihinden önce ölmüş olan kişi adına dava açılamaz; açılmışsa (ve HMK m. 124 hükümlerinin uygulanması da söz konusu değilse) reddedilir.
6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi, "Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını
aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir." hükmünü amir olup, bu düzenlemeye göre; maddî bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilecektir ve devamında dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya (meselâ kısa süre önce işlem yapılmış ya da sadece vekiliyle muhatap olunmuş bir işlemden sonra muhatabın ölmesi hâlinde, mirasçılara değil, ölen kişiye dava açılmasında olduğu gibi) dayanıyorsa (ki yanılma, diğer tarafın davranış ya da işlemlerinden veya hukukî ilişkinin karmaşık niteliğinden de kaynaklanabilir), hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilecektir.
Konuyla ilgili olarak,... 11.09.2013 tarihli ve 2013/14-612 E. - 2013/1297 K. sayılı ilâmında da belirtildiği üzere; davacı kendisinden beklenen tüm çaba, özen ve önlemlere rağmen davalının "sağ" olup olmadığını tespit edememiş ise, ya da tespit edememe durumu bir yanılgıya dayanıyor ve bu durum açıkça dürüstlük kuralına aykırılık arz etmiyorsa, bu dava ilişkisinde, daha sonra da kendilerine karşı dava açılması muhtemel olan mirasçılara, yani gerçek taraflara karşı, davaya devam edilmesi mümkün olmalıdır.
Somut olayda ise, tapuda kayden malik olarak gözüken davalı ..."nun dava açılmadan çok önce, 15.12.1989 tarihinde öldüğü, Orman Yönetimince "ölü" davalı aleyhine 10/06/2015 tarihinde dava açıldığı, davalının ölüm tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında uzunca bir sürenin geçmiş olduğu gözönünde bulundurulduğunda, Orman Yönetimince hiçbir araştırma yapılmaksızın (bu yönde bir çaba sarfedilmeksizin ve gerekli özen gösterilmeksizin) ölü kişi aleyhine dava açıldığı ve bu durumun da HMK"nın 124. maddesinde belirtilen "maddi bir hatadan" kaynaklandığının veya "kabul edilebilir bir yanılgıya" dayandığının düşünülemeyeceği gözetilerek, davanın, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru olup, incelenen dosya kapsamına ve kararın dayandığı gerekçeye göre, davalı"nın dava açılmadan çok önce öldüğü belirlendiğine ve yargılama sırasında davacı idare tarafından 6100 sayılı HMK"nın 124. maddesi uyarınca iradi taraf değişikliği talebinde de bulunulmadığı anlaşıldığına göre, davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazları yerinde değildir. Yukarıda anlatılan gerekçeyle, temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına
07/11/2018 günü oy birliği ile karar verildi.