23. Hukuk Dairesi 2015/5896 E. , 2017/2681 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen alacak davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 31.03.2015 gün ve 2014/6907 Esas, 2015/2154 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı üçüncü kişiden davalı kooperatifin 398-A numaralı hissesini devraldığını, davalı kooperatif tarafından müvekkilinin 1. etap 398 sayılı üyesi olarak değil sanki yeni bir üye gibi 1797 sayılı üye olarak kayıtlara geçirildiğini, müvekkilinin hisse devrinden sonra gerekli ödemelerini yaptığını, ancak bir dönem müvekkilinin kızı tarafından yapılan ödemelerin hesaba geçmemesi sebebiyle müvekkilinin üyelikten çıkarılmasına karar verildiğini, Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan 2008/124 Esas sayılı dosyası ile usulüne uygun ihraç edilmediğinin, boş daireler bulunduğunun ve bu dairelerin müvekkiline verilebileceğinin belirlendiğini, bunun üzerine de davalı kooperatif ile anlaşma sağlanarak 06.04.2009 tarihli yönetim kurulu kararının alınması üzerine, dava dosyasının takip edilmediğini, kooperatifin 1. etap üyelerinin tamamına dairelerini tahsis etmiş olmasına rağmen müvekkili adına daire teslimi yapılmadığını, müvekkilinin kur"alara dahil edilmediğini, kooperatifin eşit işlem ilkesine aykırı hareket ettiğini, müvekkilinin dairesini alıp oturamadığını ve kiraya veremediğini ileri sürerek, öncelikle bitmiş bir dairenin müvekkiline teslimine, teslim edilmeyen daire nedeniyle rayiç kira bedeli üzerinden hesaplanacak maddi zararın tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; yargılama aşamasında talebini ıslah ederek bitmiş, oturulabilir vaziyette bulunan dairelerden bir tanesinin teslimine, 13.459,60 TL kira kaybı alacağının da tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının diğer davada müvekkili ile anlaştığını, davayı takip etmediğini, iddiaların bu davada ileri sürülemeyeceğini, yapılan anlaşmada davacının davadan vazgeçmesi mukabilinde davacıya daire tahsis veya teslim edileceğine dair herhangi bir madde olmadığını, davacının 06.04.2009 tarihinde yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle alınan karara ve yapılan protokole itiraz etmediğini, davacının 398-A 1. etap üyesi olarak değil yeni bir üye gibi 1797 numarası ile üyeliğe kabul edildiğinin belirlendiğini, üyeliği devreden üçüncü kişinin de ödemelerinin eksik olduğunu, bu nedenle ödemesini tamamlayamayacak ise 2. etap üyeliğine devredileceğinin kendisine bildirildiğini, bu nedenle 2. etap 1797 numaralı üye olarak kaydının yapıldığını, 1. etap üyelerinin tamamına daire tahsisinin yapılmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, Dairemizce bozulmuş, bozmaya uyan mahkemece, davacı ile aynı durumda olan bir kısım ortakların 24.03.2002 ve
tarihli kuralara katılmasına rağmen davacının kur"aya dahil edilmediği, 2002 yılında tahsis edilen dairelerin 23.12.2007 tarihinden dava tarihine kadarki kirasının 5.274,30 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile bitmiş ve oturulabilir bir dairenin kooperatifçe davacıya teslimi gerektiğinin tespitine, 5.274,30 TL kira alacağının 1.000,00 TL"sinin dava, bakiye kısmının ıslah tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin kira isteminin reddine dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 31.03.2015 tarih ve 2014/6907 E., 2015/2154 K. sayılı ilamıyla, mahkemece, bozma ilamına uyulmakla bozma dışında kalan hususlarda taraflar yararına usulü kazanılmış hak ortaya çıktığı, Dairemizin bozma ilamında davacı ile aynı durumda olan üyelerin 07.09.2008 tarihli kur"aya katılmalarına rağmen, davacının çağrılmadığı belirlenerek 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 23. maddesi yönünden davacının kira isteminin değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği, mahkemece, davacının 24.03.2002 tarihli kur"aya çağrılmadığı kabul edilerek hüküm kurulduğu, ancak Dairemiz bozması ile 07.09.2008 tarihli genel kurul gereğince değerlendirme yapılması gerektiği belirlendiğinden davalı yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu, bu durumda da, davacının kira tazminatı isteminin 07.09.2008 tarihli kur"a işlemine göre anılan Kanun"un 23. maddesi uyarınca değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmeyerek bozulmuştur.
Bu kez, davalı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 07,80 TL harç ve takdiren 275,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 16.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.