Hukuk Genel Kurulu 2013/1285 E. , 2014/531 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Konya 1. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/04/2012
NUMARASI : 2012/93-2012/382
Taraflar arasındaki “imzaya itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 1.İcra Hukuk Mahkemesi"nce davanın kabulü ile takibin iptaline dair verilen 24.03.2011 gün ve E:2009/1504, K:2011/364 sayılı kararın incelenmesi davalı-alacaklı .. Kimya San. Tic. A.Ş. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesi"nin 12.12.2011 gün ve 2011/10810-28043 sayılı ilamı ile;
(…Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlu vekili takip konusu çeklerle ilgili olarak imza itirazında bulunmuş, mahkemece, keşide tarihi itibariyle borçlu şirketin iki imza ile borç altına gireceği, oysa takip konusu çeklerde tek imza olduğu ve 18.7.2009 tarihli çekte ibraz şerhi olmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmiştir.
Çeklerde TTK hükümlerine göre vade bulunmaz. Çek, görüldüğünde ödenir.Ne var ki Dairemiz içtihatlarında da benimsendiği üzere ileri tarihli çek düzenlenmesi mümkündür. (12.H.D. 2002/10509 Esas,12034 Karar). Nitekim 14.12.2009 tarih ve 5941 sayılı Çek Yasasının geçici 1/5 ve 3/8 maddeleri de bu doğrultuda düzenleme içermektedirler.
Somut olayda, alacaklı vekili, takip konusu çeklerin ileri tarihli olarak düzenlendiğini ve keşide tarihi itibariyle borçlu şirket yetkililerinin münferit imza ile borçlu şirket adına çek düzenleme yetkilerinin bulunduğunu ileri sürmüştür.
Takip dayanağı çeklerle ilgili olarak düzenlenen 23.10.2008 tarihli tahsilat makbuzunda, takip konusu tüm çeklere atıf yapıldığı ve anılan makbuzun 23.10.2008 tarihinde borçlu tarafından alacaklı .. Kimya A.Ş.’ye teslim edildiği görülmektedir. Dolayısıyla dayanak çeklerin 23.10.2008 tarihinde düzenlendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, yargılama aşamasında anılan belgedeki imzaların inkar edilmediği gözetilerek, 23.10.2008 tarihinde borçlu şirket yetkililerinin münferiden imza atmaya yetkili oldukları 16.10.2008 tarihli "görev taksim kararı"ndan anlaşıldığından, takip konusu çeklerdeki imzaların, (bankaya ibraz edilmediği saptanan 18.7.2009 tarihli çek dışındaki) bu tarihteki yetkililere ait olup olmadıklarının araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsizdir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, davacı-borçlu hakkında başlatılan icra takibine dayanak yapılan çeklerdeki imzanın borçlu şirket yetkilisine ait olmadığı itirazına ilişkindir.
Davacı-borçlu vekili, Konya 2.İcra Müdürlüğü’nün 2009/8409 esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili şirket aleyhine icra takibi yapıldığını, takibe konu çek asıllarında tek imza olduğunu, müvekkil şirket temsilcilerinin yapacakları işlemlerde tek imza ile yetkili olmadıkları, müşterek imza ile yetkili olduklarını, ayrıca takibe dayanak çeklerin altındaki imzaların şirket yetkililerine ait olmadığını belirterek, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-alacaklı vekili, çeklerin müvekkili şirkete 23.10.2008 teslim tarihi itibariyle borçlu şirketin yetkili temsilcilerinin münferiden imzaya yetkili olduklarını, 31.12.2008 tarihinden sonra müşterek imzaya geçildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “keşide tarihi itibariyle borçlu şirketin iki imza ile borç altına gireceği, oysa takip konusu çeklerde tek imza olduğu ve 18.7.2009 tarihli çekte ibraz şerhi olmadığı” gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmiştir.
Davacı-borçlu vekilinin temyizi üzerine, Özel Daire’ce yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle karar bozulmuştur.
Yerel mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü davacı-borçlu vekili, temyiz etmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; takip konusu çeklerdeki keşideci imzasının yetkili kişiye ait olup olmadığının tespitinde, keşide tarihinin mi yoksa vadeli olarak verilen çeklerde teslim tarihi olan 23.10.2008 tarihinin mi gözetilmesi gerektiği, noktasında toplanmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, çek, Türk Ticaret Kanunu"na göre, kıymetli evrak mahiyetinde bir kambiyo senedidir ve hukuki niteliği itibariyle bir havaledir. Bu havalenin yazılı şekilde yapılması, belli şekil şartlarını içermesi ve kayıtsız şartsız bir ödeme yetkisi biçiminde olması gerekir. Diğer kambiyo senetlerinde olduğu gibi çekte de sıkı sıkıya şekle bağlılık esası geçerlidir. Zorunlu unsurlardan birinin bile eksikliği çekin bu niteliğini ortadan kaldırır. Çekin zorunlu unsurları, mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 692-693. maddelerinde gösterilmiştir (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.780, 781). 3167 sayılı Çek Kanunu’nun 3.maddesi de dikkate alındığında çekin: a) Banka tarafından mevzuattaki tanıma uygun şekilde bastırılmış çek yaprağı olması; b) Bu çek yaprağının, “Çek” kelimesini; c) Hesabın bulunduğu muhatap banka şubesinin adı ve keşidecinin hesap numarasını; ç) Kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi için havaleyi; d) Keşide gününü ve keşide yerini ihtiva etmesi zorunludur (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 14.12.1992 gün ve E:1992/1, K:1992/5 sayılı ilamının gerekçesinden).
Bu kapsamda, mülga 6762 sayılı TTK’nun 707.maddesi; “Çek, görüldüğünde ödenir. Buna aykırı herhangi bir kayıt yazılmamış hükmündedir.
Keşide günü olarak gösterilen günden önce ödenmek için ibraz olunan bir çek ibraz günü ödenir.”
Hükmünü içermektedir (Ayrıca bkz. 6102 sayılı TTK. m.795).
Anılan madde hükmüne göre, çekte gerçek keşide tarihine göre ileri bir tarihin atılabileceği, ancak bu halde de, çekin ibraz tarihinde ödenmesi gerektiği benimsenmiştir. Bu tür çeklere öğretide “postdate”, “ileri ihdas tarihli”, “önceki tarihli”, “ileri tarihli”, “vadeli çek” olarak adlandırılan bu şekil, uygulamayla da benimsenmiştir (Poroy/Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku, 13.Baskı, İstanbul 1998, s.263 ve dipnot 24, 25; Gönen Eriş, Uygulamalı Çek Hukuku, 5.Baskı, Ankara 2004, s.211 vd.; Talih Uyar/Alper Uyar/Cüneyt Uyar, İcra Hukukunda Kambiyo Senetleri, 4.Baskı, Ankara 2013, s.63; Ülgen/Helvacı/Kendigelen/Kaya, Kıymetli Evrak Hukuku, 7.Bası, İstanbul 2013, s.260).
Öte yandan, kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK.)’nun 170.maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesi dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiği vurgulanmıştır. İİK’nun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasında ise, "imza tatbikinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun bilirkişiye ait hükümleri ile 309 uncu maddesinin 2, 3 ve 4.fıkraları ve 310, 311 ve 312.maddeleri hükümleri uygulanır." denilmektedir. Anılan hükümde atıf yapılan mülga 1086 sayılı HUMK’nun 308 ve devamı maddelerinde (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.208, 211) imza inkarı halinde mahkemelerce yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir (Hukuk Genel Kurulu’nun 31.03.2010 gün ve E:2010/12-165, K:2010/180; 03.11.2010 gün ve E:2010/12-492, K:2010/559 sayılı ilamları).
Nihayet, ileri tarihli çekte yasal ibraz sürelerinin başlangıç tarihi, çekte keşide günü olarak gösterilen tarihtir. Gerçek ihdas, ibraz süresi hesabının başlangıcı olamaz. Bilimsel öğretide de kabul edildiği gibi, keşide tarihi senedin gerçekten tedavüle çıkarıldığı tarih olmayıp, üzerinde yazılı bulunan tarihtir. Bu durum, çekin, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ya da sonra tedavüle çıkarılmasına olanak vermekte, dolayısıyla ibraz sürelerinin kısaltmak veya uzatmak olanağı doğmaktadır (Mülga 6762 sayılı TTK’nun m.708/son; Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, 2.Bası, Ankara 1997, s.1054, 1179; öğretideki görüşler için bkz. Talih Uyar/Alper Uyar/Cüneyt Uyar, age., s.64, dipnot 41’de atıf yapılan yazarlar ve eserleri).
Somut olaya gelince:
Konya 2.İcra Müdürlüğü"nün 2009/8409 esas sayılı dosyasında, davalı-alacaklı ..Kimya San. Tic. A.Ş. vekili tarafından 21.08.2009 (harç:27.08.2009) tarihinde davacı-borçlu....Rulman Otomotiv Gıda San. Ltd. Şti. hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinde; 383.120,00 TL asıl alacak ve 4.637,31 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 387.757.31 TL alacağın (İzmir 8.İcra Müdürlüğü’nün 2009/10134 esas sayılı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) tahsili istenilmiştir. Borcun sebebi olarak “4.7.2009 49.530,00-YTL; 8.8.2009 49.530,00-YTL; 18.7.2009 35.000,00-YTL; 11.7.2009 50.000,00-YTL; 25.7.2009 50.000,00-YTL; 1.8.2009 50.000,00-YTL; 15.8.2009 49.530,00-YTL; 22.8.2009 49.530,00-YTL, sekiz adet çek” gösterildiği, takibe konu yapılan çeklerin ileri tarihli olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Takip dayanağı çeklerle ilgili olarak düzenlenen 23.10.2008 tarihli tahsilat makbuzunda, takip konusu tüm çeklere atıf yapılarak, anılan makbuzun 23.10.2008 tarihinde borçlu tarafından alacaklı ... Kimya A.Ş.’ye teslim edildiği görülmektedir.
Yargılama aşamasında 23.10.2008 tarihli tahsilat makbuzunun inkar edilmediği gözetilerek, keşideci şirketi temsil yetkisinin bu tarihe göre belirlenmesi gerekir.
Takip konusu çeklerdeki imzaların, (bankaya ibraz edilmediği saptanan 18.7.2009 tarihli çek dışındaki) 23.10.2008 tarihindeki davacı-borçlu şirket yetkililere ait olup olmadıklarının yöntemince araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsizdir.
Hal böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı-alacaklı...Kimya San. Tic. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; direnme kararının, Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"na 5311 sayılı Kanunun 29.maddesi ile eklenen "Geçici Madde 7" atfıyla uygulanmakta olan aynı Kanun"un 366/III.maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.