Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5887
Karar No: 2017/2674
Karar Tarihi: 16.10.2017

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/5887 Esas 2017/2674 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/5887 E.  ,  2017/2674 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit ve itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin üye olurken inşaat giderinden başka para ödemeyeceği kararlaştırılmasına rağmen müvekkili hakkında aidat boçları nedeniyle icra takibi yapıldığını, müvekkilinin kooperatife borcu olmadığından takibin haksız olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, karşı davanın reddini istemiştir.
    Karşı davada davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin şartlı üyesi olmadığından aidat borçları bulunduğunu, bunların tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş, asıl davanın ise reddini istemiştir.
    Mahkemece, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne dair verilen karar, asıl davada davacı-karşı davada davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 12.03.2012 tarih ve 2011/4664 E., 2012/1859 K. sayılı ilamı ile, hüküm fıkrası ile gerekçenin çelişkili olması ve asıl davada davacı tarafça sunulan 800,00 TL"lik ödeme belgesine ilişkin yeterli araştırma yapılmadan karar verilmesi doğru görülmeyerek bozulması üzerine, uyma kararı verilen mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; asıl davada davacının 19.383,18 TL borçlu olduğunun tespiti ile bunun dışındaki talebin kabulüne; karşı davada; davanın kısmen kabulü ile itirazın iptaline ve takibin 19.383,18 TL üzerinden devamına karar verilmiştir.
    Kararı, asıl davada davacı-karşı davada davalı vekili ile asıl davada davalı- karşı davada davacı vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
    Asıl dava, kooperatif üyesi olan davacının, kooperatife borçlu bulunmadığının tespiti; karşı dava ise, davacı kooperatifin aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    1-Asıl davada davacı- karşı davada davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
    Mahkemece, Dairemizin 12.03.2012 tarihli bozma ilamına uyulmuş ise de, bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılmamıştır. Dairemizin bozma ilamında, gerekçe ile hüküm fıkrası çelişecek şekilde hüküm kurulmuş olması ve asıl davada davacının-karşı davada davalının ödediğini iddia ettiği 800,00 TL"lik ödemenin gerçekten yapılıp yapılmadığı ve iade edilip edilmediğinin araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği görüşü bildirilmiştir.
    Ne var ki, Dairemizin 12.03.2012 tarihli bozma ilamından sonra ve mahkemece karar verilmeden önce 01.07.2012 tarihinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu"nun 7. maddesinde aynen "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. " hükmüne yer verilmiştir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesinin "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
    Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının anılan yasal düzenlemedeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 42. maddesine göre genel kurul bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkisini haizdir. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi"nin 23/1. maddesinin 6. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.
    Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı BK’nın 101/2. ( 6098 sayılı TBK’nın m. 117. ) maddesi hükmü karşısında, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Anapara faizi ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK"nın 88. maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 2/1. maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu,
    sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak temerrüt faizi oranını belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorundadırlar.
    Öte yandan, mahkemece bozma ilamına uyulmasından sonra geçmişe etkili yeni bir kanunun yürürlüğe girmesi halinde, bozma ilamına uyulmakla oluşan usuli kazanılmış hak, hukuki değer taşımayacaktır. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK ile YHGK"nın 07.03.2012 tarihli ve 2011/19-799 E., 2012/128 K. sayılı ilamı bu yöndedir.)
    Bu durumda mahkemece, asıl davada davalı-karşı davada davacı kooperatifin genel kurul kararları, defter kayıt ve belgeleri üzerinde kooperatif konusunda uzman bilirkişiye inceleme yaptırılarak, TBK"nın 88 ve 120. maddeleri de dikkate alınarak, davacının işlemiş temerrüt faiz oranı ve miktarı ile işleyecek temerrüt faiz oranı bakımından gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Kabule göre de; asıl davada menfi tespit talebinde bulunulmasına rağmen mahkemece, menfi tespit hükmü yani, borçlu olunmayan miktarın tespitine hükmedilmesi gerekirken, borçlu olunan tutarın belirlenip olumlu tespit hükmü kurulması da doğru görülmemiştir.
    2-Bozma nedenine göre, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı-karşı davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl davada davacı-karşı davada davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi