14. Hukuk Dairesi 2018/1617 E. , 2018/6951 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.12.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davalı .... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... yönünden davanın kabulüne dair verilen 19.12.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 08.10.2008 tarihinde vefat eden muris ..."in terekesinin borca batık olduğunu beyanla mirasın hükmen reddini istemiştir.
Davalı vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece ilk olarak davalı .... yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı ... vekili temyizi üzerine, Dairemizin 2015/4348 Esas, 2016/9180 Karar sayılı ve 07.11.2016 tarihli ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davalı .... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK"nin 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulmak suretiyle, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmelidir.
Somut olayda; bozma kararından sonra bozma ilamına uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür ve hüküm bir bütündür. Mahkemece, davalı .... yönünden açılan davanın husumet nedeniyle reddine ilişkin hüküm kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi, yeniden bir hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir. Bu durum HMK"nin 297. maddesine aykırı görülmüş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Öte yandan, muris adına kayıtlı gayrımenkulün bulunup bulunmadığının tespiti açısından ilgili tapu müdürlüğüne yazılan yazıda ve muris adına mevduat kaydı bulunup bulunmadığının tespiti için banka müdürlüklerine yazılan yazıda ölüm tarihi esas alınmaması doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.