Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/742
Karar No: 2020/1129

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2020/742 Esas 2020/1129 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2020/742 E.  ,  2020/1129 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Çekişmeli taşınmazlar ..., ..., ... köyü 106 ada 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazlar, sırasıyla 8790,61 m² ve 34908,24 m² yüzölçümüyle tarla niteliğiyle ... adına tapuda kayıtlıdır.
    Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... köyü sınırları içerisinde bulunan ve kadastro çalışmalarında aynı köyden ... Ali oğlu ... adına tespit gören, 102 ada 111 ve 114 sayılı parseller, 105 ada 125, 106 ada 8 ve 9, 169 ada 7, 173 ada 5 ve 7 parsel sayılı taşınmazların toplam yüzölçümlerinin 142.450,59 m² olduğu tespit edildiği ve tamamının zilyetlik yolu ile tapusuz olarak tespit edildiğinin anlaşıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunun 14. maddesine göre "aynı kadastro çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir." denilmektedir. Oysaki; kuru toprakta toplam 142.540,59 m² taşınmaz mal aynı kadastro çalışma alanı içinde ... oğlu ... adına tespit görüp tescil edildiği, yapılan bu işlem kanuna ve hukuka aykırı olduğu, davaya konu taşınmazlar hakkında müvekkil idare personelince 09/10/2012 tarihinde zeminde yapılan tespitte, 106 ada 8 ve 106 ada 9 parsel sayılı taşınmazın boş vaziyette zilyetlik koşullarının oluşmadığı, kullanılmayan bir arazi olduğunun tespit edildiği açıklanan nedenlerden dolayı ve Kadastro Kanunun 14. maddesine göre davaya konu taşınmazın tapusunun iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; mahallinde yapılan 07/10/2013 tarihli keşif raporu mahallinde dinlenen bilirkişiler ve 08/10/2013 tarihli teknik bilirkişi raporları dikkate alındığında davalının sunmuş olduğu 1937 tarih ve 956 tahrir nolu vergi kaydının bir bütün halinde söz konusu parsellere uyduğu ve dava konusu parsellerin senetsizden tescil edilemeyeceği görülmüş olup, dava konusu parsellerin toplam 43.698,83 m² olduğu ve vergi kaydı kapsamında kaldığı sabit olduğundan bu miktarın davalının senetsizden sahip olduğu toplam 142.450,59 m²"den düşüldüğünde 98751,74 m²"lik kısmın senetsizden tescilli olarak kaldığı ve bu duruma Kadastro Kanununun 14. maddesine aykırı olmadığı gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 2007 yılında 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmaz konusunda yazılı şekilde karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; taşınmaza uyduğu kabul edilen 1937 tarih ve 956 tahrir nolu vergi kaydının çekişmeli yerler dışında başka parsellere uygulanıp uygulanmadığı yeterince araştırılmamıştır. Ayrıca, dava konusu parsellere komşu parsellere ait tutanak örnekleri ile dayanak kayıtları getirtilerek uygulanmamış, yerel bilirkişinin anlatımlarının doğruluğu tespit tarihinden geriye doğru 15-20 yıl önceki hava fotoğrafları getirtilmek suretiyle inceleme yapılarak denetlenmemiştir. Bunun yanında davalının dava konusu parsellere zilyetliğine ilişkin yeterli ararştırma da bulunmamaktadır.
    Hal böyle olunca, sağlıklı sonuca ulaşabilmek için öncelikle mahkemece en eski ve tespit tarihinden geriye doğru 15-20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları, bu hava fotoğraflarından yararlanılarak üretilen memleket haritaları ve varsa amenajman planı ve fotogometri yöntemiyle kadastro çalışmalarına altlık olarak düzenlenen kadastro paftası ilgili yerlerden getirtilip, halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir fen elemanı ve ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi marifetiyle mahallinde yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.-K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.-K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.-K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; fen ve uzman orman bilirkişi eliyle taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, bu haritalar komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte aynı haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, bilirkişilere hava fotoğrafları ve dayanağı haritaları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, raporlarında taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, taşınmazlar üzerinde bulunan bitki örtüsünün niteliği, ağaçların yaşları ve dağılımları ile ilgili açıklama yapmaları istenmelidir.
    Açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılarak, yapılacak keşifte, bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; taşınmazların tespit tarihinde kimin kullanımında olduğu ve tespit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının olup oluşmadığı, oluşmuş ise hangi gerçek kişi yararına oluştuğu duraksamaya yer vemeyecek şekilde belirlenmeli; gerçek kişilerin dayandığı 1937 tarih ve 956 tahrir nolu vergi kaydının revizyon görüp görmediği kesin olarak tespit edildikten sonra davalının dayandığı vergi kaydını dava konusu parsellere komşu parseller de dikkate alınmak suretiyle uygulanıp, kapsamı belirlenmeli, vergi kaydı zeminde mahalli bilirkişi yardımıyla tek tek bulunarak, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar ile davalının dayandığı vergi kaydı kapsamı fen bilirkişi krokisi üzerine yazılarak keşfi izleme olanağı sağlanmalı bu suretle vergi kaydının
    sınırları ile kapsadığı tüm taşınmazlar net olarak belirlenmelidir. Çekişmeli taşınmazların vergi kaydının kapsamı içerisinde kalan bölümlerinin gerçek kişiler tarafından kullanılan yerlerden olması gerektiği gözetilmeli ve tespit tarihinden 15-20 yıl önceki hava fotoğrafları incelenmek suretiyle yerel bilirkişilerin davalının dava konusu parsellere zilyetliğine ilişkin beyanlarının doğruluğu da denetlenmelidir. Ayrıca dava konusu 106 ada 8 sayılı parselin kadastro tutanağının incelenmesinde 1977 yılına ait emlak kaydı uygulandığı anlaşılmakla emlak kaydının ait olduğu taşınmazı gösterir sınır içermediğinden 1977 tarihli emlak kaydında 106 ada 8 sayılı parsele ne şekilde ait olduğu ve nasıl uygulandığı da araştırılarak ortaya konulmalıdır. Bunun yanında dava konusu parsellere komşu taşınmazların tutanakları incelenerek dava konusu parsellerin 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi uyarınca orman içi açıklık olup olmadığı da açıklanarak toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 02/03/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi