10. Hukuk Dairesi 2020/2255 E. , 2020/6283 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, davalı Kurumdan verilen cevap üzerine yaşlılık aylığı bağlanması için işyerinden ayrıldığı, ancak yanlışlık yapıldığı gerekçesi ile tahsise hak kazandığı tarihin daha sonraki bir tarih olduğunun belirtilmesi üzerine son çalıştığı işyerine alınmayarak zarara uğradığından bahisle maddi tazminat talebi ile dava açmıştır.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
İnceleme konusu davada;.... İşletme Müdürlüğünde çalışmakta iken kurumun 15.05.2013 tarihinden itibaren emekli olabileceği ve yaşlılık aylığı bağlanabileceği yönünde bilgi vermesi üzerine çalıştığı kurumun davacıyı emekli olması için işten ayırdığı,işten ayrıldıktan sonra davacıya 23.04.2014 tarihinde emekli olabileceği yönünde bilgi verilmesi ve eski işini de geri dönememesi nedeniyle davacının mahrum kaldığı aylık ve ücretlerin tazmini talebi ile işbu davanın açıldığı, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 1999/10-995 Esas, 1999/1011 Karar sayılı içtihadı ve Dairemizin bu yöndeki içtihatlarında da belirtildiği şekilde, davalı Kurumun davacıya yaşlılık aylığı bağlanabileceğini bildirmesi üzerine, bu bildirime güvenerek davacı işinden ayrıldığı için ve kurum bilahare hesabı yanlış yaptığını ve aylık bağlanamayacağını bildirmesi nedeniyle davacının işinden ayrılıp işsiz kalmasından dolayı kurumdan gerçek zararını istemesi mümkündür. Zira, Kurumun eylemi sigortalı yönünden haksız fiil teşkil eder. Zararın hesaplama biçimine gelince, davacı işten ayrıldığı tarihten, yaşlılık aylığı hak ettiği tarihe kadar eski işinde çalışamamaktan kaynaklanan gerçek zararını Kurumdan isteyebilir. Kuşkusuz, zarar hesabı yapılırken net kazanç dikkate alınmalıdır. Ancak, davacının tazminat istediği tarihler arasında çalışması varsa, aldığı ücret miktarı tazminattan indirilmelidir. Ne varki, bu işyerinden aldığı ücret ayrıldığı işyerinden aldığı ücretten az ise aradaki fark tazminata dahil edilmelidir.
Dosyada alınan bilirkişi raporu ile ücret alacağı,ilave tediye ve ikramiye alacağı, yemek yardımı alacağı, giyim yardımı, sosyal yardım alacağı, iş güçlüğü tazminat alacağı, vardiya alacağı, kıdem tazminatı alacağının hesaplandığı görülmektedir. Mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuştur.Ancak karar gerekçesinde hesaplanan bu bedelin fiili çalışmaya dayanmadığı ve davacının işsiz kaldığı dönemde çalışmamakla yaptığı tasarruflar ve yapmaktan kurtulduğu giderler ile diğer hususlar dikkate alındığında bu alacaktan % 10 oranında indirim yapılması gerektiğinin belirtilmesi karşısında; toplam tazminat tutarına %10 oranında indirim uygulanmaması yerinde değildir. Bu itibarla mahkemece toplam 35.882,72 TL alacağa hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ:Hükmün tamamının silinerek yerine;
"1- Davanın kısmen kabulüne,
A) 3.717,00 TL"nin 26/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B) 32.165,72 TL"nin 10.000 TL"sinin davacının hak ettiği aylık ve diğer ödemelerin hak edildiği tarihten, bakiye kalan kısmının 26/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C) Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2-Davalı tarafın harçtan muaf olması sebebiyle peşin yatırılan 1.144,57 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 614,25 TL tebligat, posta ve bilirkişi gideri ile 1,20 TL dosya giderinden oluşan toplam 615,45 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak 350,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı vekille temsil edildiğinden davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.297,09 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalı Kurum vekille temsil edildiğinden davanın reddedilen kısmı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince 3.371,07 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davalı Kurum tarafından yapılan 48,00 TL yargılama giderinin davanın red edilen kısmı dikkate alınarak 20,64 TL"nin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine," yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 03/11/2020 gününde oybirliği ile karar verildi.