10. Hukuk Dairesi 2020/2806 E. , 2020/6279 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, yersiz ödenen aylıklar ve tedavi giderlerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 08.06.2009 tarihinde kesinleşen davalıya, yaşamını yitiren 5434 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalı manevi annesi üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan yetim aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davacı Kurumca 2012 yılında gerçekleştirilen işlemle baştan itibaren kesilerek, 01.09.2009 - 30.11.2012 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar ve tedavi giderleri yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin ikinci fıkrasında “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; ... diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, ... hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkûm edilir” hükmü öngörülmüştür. Buna göre, itirazın iptali davalarında tarafların talebi halinde icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir.
Mahkemece yapılan araştırma sonucunda davalı ve eski eşinin 25.08.2011-30.11.2012 döneminde birlikte yaşadıklarının tespiti yerinde ise de; iptale konu tatar bu döneme ilişkin olması gerekirken daha az kurum alacağına hükmedilmesi isabetli değildir. Bu itibarla 13.243.93 TL yersiz aylık ödemesi, 1.550.05 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 14.793.98 TL kurum alacağı yönünden takibin devamına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması ve dava konusu alacağın likid olması karşısında davacı kurum lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir
Ne var ki, bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
S O N U Ç : Hükmün 2, 3, 4, 5, 6, 8. fıkralarının silinerek yerine;
"2-Çankırı İcra Müdürlüğünün 2013/2770 Esas sayılı dosyasına (maaşa ilişkin) yapılan itirazın iptali talebinin kısmen kabulüne, 13.243.93 TL asıl alacak, 1.550.05 TL faiz olmak üzere toplam 14.793.98 TL yönünden itirazın iptaline, takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Kabul edilen asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı kuruma verilmesine
4-Alınması gerekli 44,40-TL peşin harç ile, 208,24 TL nispi karar harcı olmak üzere toplam 252,64 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça bozma kararından önce yapılan 387,00-TL yargılama gideri ile bozma kararından sonra yapılan 681,10-TL olmak üzere toplam 1.068,10-TL masrafın davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak 416,55-TL"sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan toplam 200,00-TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak 122,00-TL sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 2.767,99-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," fıkralarının yazılmasına, kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.11.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.