10. Hukuk Dairesi 2020/8274 E. , 2020/6277 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesini yer olmadığına karar vermiştir.
Hükmün temyizen incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara toplanan delillere göre, davacının tüm, davalı Kurumun sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
İnceleme konusu dosyada; davacı ödeme emirlerinin iptalini talep etmiş, davanın kabulüne dair verilen ilk karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması ve... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın temyizen incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenilmesi üzerine, Dairemizin 10.12.2019 tarihli ilamı ile Kurum alacaklarının ödeme emrinin düzenlendiği tarihden önce veya dava devam ederken tahsil edilip edilmediği Kuruma sorularak varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerektiği yönünden bozulmuştur.
Somut olayda, davalı Belediyeye ait işyerlerinin 2015/4 ila 2016/1 dönemlerine ilişkin primlerinin ödenmediği gerekçesi ile davalı Kurum tarafından 01.04.2016 tarihli ödeme emrinin düzenlendiği, ödeme emrinin 12/04/2016 tarihinde davalı Belediyeye tebliğ edildiği, davacının ödeme emrinin iptali için 19/04/2016 tarihinde süresinde dava açtığı anlaşılmaktadır.
5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanunun 7. maddesi uyarınca, davalı Kurumun talebi ile davalı Belediyenin prim borçlarının öncelikle bütçe gelir paylarından aktarım yolu ile ödenmesi mümkün ise de; bu usul, alacaklı Kurum lehine getirilmiş bir kolaylık olup, alacaklının mutlak surette bu yolla alacağının tahsili yoluna gidip, olmazsa ödeme emri düzenleyerek takibe girişmesi şeklinde bir zorunluluğu bulunmamaktadır.
Bozma ilamından sonra yapılan araştırmada, Kurumun ödeme emrinin 01.04.2016 tarihi itibariyle düzenlendiği, 29.08.2016 tarihli yazı ile 2015/4-11 dönemlerinin iptal edilmesi istenildiğinden iptal edildiği, 2015/12 ve 2016/1 dönemlerinin ise işveren tarafından 23.11.2016 tarihinde yapılan ödeme ile tahsil edildiğinin bildirildiği görülmektedir.
Mahkemece, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yerinde ise de; davalı Kurum aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün 3 ve 4. fıkralarının silinmesine, yerine;
"3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan toplam 127,00 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan toplam 303,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine," fıkralarının yazılmasına, kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 03.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.