11. Hukuk Dairesi 2016/15006 E. , 2018/5923 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
BİRLEŞEN DAVA : . ASLİYE TİCARET MAH. 2014/1772 ESAS
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... . Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/02/2016 tarih ve 2014/56-2016/169 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, asıl davada müvekkilinin işletmesine Kosgeb"ten hibe kredisi kullandırılması amacıyla başvuru işlemleri yapması ve başvuruyu neticelendirmesi karşılığında davalı ile anlaşmaya vardığını, anlaşma karşılığında ... Bankası ... şubesine ait, 15/02/2014 tarihli, ... numaralı 9.650,00 TL bedelli çeki nama yazarak davalı tarafa teslim ettiğini, ayrıca kendi aralarında 01/11/2013 tarihinde teminat sözleşmesi yaptıklarını, çekin davalının hak edeceği ücrete teminat olarak keşide edildiğini, 03/02/2014 tarihine kadar başvuru sonuçlandırılmazsa çekin iade edileceğinin düzenlendiğini, süresi içerisinde başvuru işlemlerinin yapılmadığını, sözleşme gereğince çekin iade edilmesi gerektiğini ileri sürerek çekin iptaline; birleşen davada, asıl davanın davalısının çeki davalı ... firmasına ciroladığını, davalı firmanın herhangi bir mal ve hizmet karşılığı olmayan ve faturası kesilmeyen müvekkiline ait çeki kabul ettiğini, dava dışı şahıs tarafından kandırıldığını, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi sonucu, söz konusu çekin sonradan temlik eden davalı tarafından tahsil edildiğini, böylece müvekkilinin lehdara karşı açmış olduğu davasının bir değerinin kalmadığını, son hamil sıfatıyla davalıya karşı husumet yöneltme mecburiyeti doğduğunu ileri sürerek ödediği 9.650,00 TL’nin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı ... kendisine usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya karşı cevap vermemiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davacının çek iptali davasını açamayacağını, çekin Factoring işlemleri sonucu ciro yolu ile davalıya geçtiğini, davalının iyi niyetli üçüncü şahıs olduğunu, davacının ..."a karşı ileri süreceği def"ilerini iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olan davalı firmaya karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, davalının mal ve hizmet satışlarından doğmuş veya doğacak alacakları temellük ederek tahsilini üstlenen bu alacaklara karşılık ödemelerde bulunarak finansman sağlayan şirket olduğunu, çek bedelinin tahsil edilmesinin hukuka ve yasaya uygun olduğunu savunarak birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davacının dava konusu çekin yapılacak iş karşılığı davalı ..."a teminat olarak verildiği, sözleşmeye konu işin yapılmadığı ve sözleşme gereğince dava konusu çekin iadesinin gerektiği, çek bedelinin ödenmesi de gözetilerek hukuki vasıflandırma mahkememize ait olduğundan davacının talebinin borçlu olunmadığının tespiti talebi olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Asıl dava, davacının dava konusu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti, birleşen dava ise ödediği çek bedelinin istirdadı istemlerine ilişkindir. Mahkemece asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, yazılı şekilde her iki davanın da kabulüne karar verilmesine rağmen davacı yararına tek bir vekalet ücretine karar verilmiştir. Oysa, davacı tarafın, her biri ayrı bir davaya konu olabilecek istemleri ile açmış olduğu iki dava birleştirilerek görülmüş olması nedeniyle kabul edilen bu davaların her biri için davacı yararına ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece, asıl ve birleşen davaların her biri için hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken kabul edilen birleşen dava yönünden davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemişse de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazının reddi ile (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 6. bendinde yer alan “1.800,00 TL” ibaresinin çıkarılarak yerine “asıl ve birleşen davalar için toplam 3.600,00 TL” ibaresinin yazılmasına, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 494,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 02/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.