17. Hukuk Dairesi 2016/16839 E. , 2019/7687 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, 29.11.2010 tarihinde, davalıların işleten, sürücü ve trafik sigortacısı oldukları araçta yolcu konumunda bulunan davacının oğlu ..."ın, meydana gelen tek taraflı trafik kazasında vefat ettiğini belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 50,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın ölüm tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, 18.257,00 TL olarak talebini ıslah etmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, davacıya 6.749,00 TL ödeme yapıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 14.555,18 TL.nin olay tarihi olan 29/11/2010 tarihinden itibaren (davalı ... AŞ.ye müracaat tarihi olan 04/07/2011 tarihinden itibaren) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 29/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2-Somut olayda, davacı vekili tarafından hükme esas alınan 12.05.2015 tarihli aktüer rapordaki zarar hesabı gözetilerek, maddi tazminat talebi 18.257,00 TL olarak bir kez ıslah edilmiştir. Gerekçede; dosya kapsamı ile uyuşmayan davada 2. kez ıslah yapılamayacağı belirtilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.
3-BK"nın 47. maddesindeki (6098 sayılı TBK m. 56) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözönünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar ve olay tarihi, desteğin yolcu konumunda bulunması gibi hususlar da dikkate alındığında, davacılar için takdir edilen manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, davacının desteği oğlu ..."ın dava konusu tek taraflı trafik kazasında araçta yolcu konumunda bulunmasına karşın, gerekçede yaya konumunda olduğu ve aracın kendisine çarparak ölümüne sebebiyet verildiğinin belirtilmesi de uygun bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.