Mahkeme : ADANA 3. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : Önceki hükümde direnmek suretiyle mahkûmiyet
2-Cumhuriyet savcısı (Sanık lehine olarak)

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Hükmün temyiz edilmesinden sonra, sanığın gönderdiği 25/08/2016 ve 14/06/2017 tarihli dilekçelerindeki "... 8 yıl 4 ay cezanın onanmasını ve tarafıma müddetnamenin verilmesini saygılarımla arz ederim." şeklindeki talebinin, temyiz isteğinden vazgeçme niteliğinde olduğu anlaşıldığından, cumhuriyet savcısının temyiz talebiyle sınırlı olarak yapılan incelemede;
Sanığın Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nden verilen 26/10/2015 tarih, 2015/234 esas 2015/442 karar sayılı ilamı ile TCK"nın 188/3, 62/1, 52/2, 53, 54/4, 55/1 ve 63. maddeleri gereğince neticeten 8 yıl 4 ay hapis ve 500 TL adli para cezasıyla cezalandırıldığı, Dairemizin 01/06/2016 tarih ve 2016/315 esas, 2016/3384 karar sayılı ilamı ile kararın bozulmasına karar verildiği, Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nce 24/08/2016 tarihli 2016/326 esas ve 2016/325 sayılı karar ile Dairemizin bozma kararına direnildiği, hükmün sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilerek dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na gönderildiği, 02.12.2016 tarihli 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 36. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 307. maddesi uyarınca, Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından 14.12.2016 tarihli 2016/1360 esas, 2016/2058 sayılı karar ile dosya Dairemize gönderildiğinden, direnme kararı üzerine verilen hükmün Dairemizce incelenmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle yapılan değerlendirmede,
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; uyuşturucu madde satıcılarına yönelik olarak yapılan çalışmalar kapsamında sanığın sokakta uyuşturucu madde satışı yaptığı bilgisinin alınması üzerine; sanığın yanına gelen şahıslardan para aldığı ve elindeki poşetten çıkardığı bir şeyleri bu şahıslara verdiğinin görülmesi üzerine müdahale edilerek sanığın elindeki poşetin aranmasına ilişkin işlemin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/10/2016 gün ve 2016/57 esas 2016/374 karar sayılı kararında belirtildiği üzere suçüstü hali bulunması nedeniyle kolluk görevlilerinin Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu"nun 4, 4A, 9. maddeleri uyarınca herhangi bir karar veya izin almaksızın arama yapabilecekleri haller kapsamında kaldığı belirlenerek yapılan incelemede;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru olarak belirlendiği anlaşıldığından, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 11/07/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.