
Esas No: 2018/4369
Karar No: 2018/7146
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/4369 Esas 2018/7146 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kur...n 04/04/2018 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar ... ve Ark. vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 06/11/2018 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacılar ... ve Ark. vekili Av. ..., davacı ... Yönetimi vekili Av....ve davalı ... mirasçıları ... ve Ark. vekili Av. ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü Bayır mevkii 213, 191, 211 241 ve 235 sayılı parseller tarla niteliğiyle ... adına tespit edilmiş, davacılar ... çocukları ..., ..., ..., ...mirasçıları ve mirasçılarından ..., ... ile ... mirasçıları, taşınmazların Şubat 1962 tarih 1 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, tapudaki payları ve miras paylarına göre adlarına tapuya tescili, Orman Yönetimi, taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu, tespitin ipt...ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmışlar; ...ve ..., davacıların dayandığı tapudan pay aldıklarını belirterek payları oranında adlarına tescili istemiyle davaya katılmışlardır.
Mahkemece, Orman Yönetiminin 213, 191 ve 211 sayılı parsellere yönelik davasının kabulüne, diğer davaların reddine, çekişmeli 213, 191 ve 211 sayılı parsellerin tespitinin iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, 241 ve 235 sayılı parsellerin ise tespit gibi tesciline ilişkin verilen karar, davacı ... Yönetimi, ... ve arkadaşları vekili Av. ile davalı ... tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 2011/15999-676 sayılı kararında bozma kapsamı dışındaki yönlerin incelenmediği belirtilerek özetle “...davacılardan... ..."nin yargılama sırasında öldüğü anlaşıldığından, dava dilekçesi ve duruşma gününün adı geçenin tüm mirasçılarına yöntemince tebliğe edilerek, davacı sıfatıyla davayı takip etmeleri için kendilerine olanak tanınması ve bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması...” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan ve taraf teşkili sağlandıktan sonra, davacı ... Yönetiminin 213, 191 ve 211 parsellere ilişkin davasının kabulüne, diğer davacıların davasının reddine, çekişmeli 213, 191 ve 211 parsel sayılı taşınmazların orman niteliğiyle Hazine, 241 ve 235 parsel sayılı taşınmazların kadastro tesbit tutanağındaki niteliğiyle davalı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, muteriz davacılar... ... mirasçıları ve arkadaşları vekili, katılan ... Yönetimi vekili ve davalı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 2014/10651 - 2015/2660 sayılı kararıyla “1) Orman Yönetimi vekilinin dava konusu 241 ve 235 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda; İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davalı ... vekilinin 191, 211 ve 213 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, dava konusu 191, 211 ve 213 parsel sayılı taşınmazların orman içi açıklık niteliğinde bulunduğu, eğimlerinin %12"den fazla olduğu ve ormanın devamı niteliğinde oldukları kabul edilerek orman niteliğiyle Hazine adına tescillerine karar verilmiş ise de, orman kadastrosunun kesinleştiği yerlerde, bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş orman kadastrosu harita ve tutanaklarının uyg...nmasıyla çözümleneceği ve Orman Yönetiminin, kesinleşmiş orman kadastrosu bulunan yerlerde kesinleşmiş tahdide dayalı olarak dava açabileceği, dava konusu taşınmazların, kesinleşmiş orman kadastrosunun sınırları dışında oldukları, ziraat bilirkişi raporuna göre tarım arazisi niteliğinde bulundukları, 191 ve 211 parsel sayılı taşınmazların sınırında gerçek kişiler adına tescil edilen taşınmazların bulunması nedeniyle orman içi açıklık niteliğinde olmadıkları anlaşıldığından, davacı ... Yönetiminin davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir.
3) Davacı ... ... mirasçıları ve arkadaşları vekilinin 191, 211, 213, 235 ve 241 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları bakımından;
Mahkemece, dava konusu 191, 211 ve 213 parsel sayılı taşınmazların orman içi açıklık niteliğinde bulunduğu, eğimlerinin %12"den fazla olduğu ve ormanın devamı niteliğinde oldukları kabul edilerek orman niteliğiyle Hazine adına tescillerine, dava konusu 235 ve 241 parsel sayılı taşınmazların ise, davacı gerçek kişilerin dayandığı tapu kayıtlarının hukuki kıymetini kaybettikleri ve davalı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının bulunduğu gerekçesiyle davalı adına tesciline karar verilmiş ise de, Orman Yönetiminin, kesinleşmiş orman kadastrosu bulunan yerlerde kesinleşmiş tahdide dayalı olarak dava açabileceğinin gözetilmemesi ile davacı gerçek kişilerin dayandıkları tapu kayıtlarının uyg...masına ilişkin olarak yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Şöyle ki, muteriz davacılar tarafından açılan davada; çekişmeli taşınmazların Temmuz 1969 tarih 63, 64 ve Şubat 1962 tarih 4 sıra sayılı tap...rın kapsamında kaldığından katılanların dayandığı tapu kaydının mükerrer tapu olduğunu savunmuşlar, yargılama aşamasında başkaca delillere de dayanmalarına rağmen dayanılan tapu kayıtları ve delilleri taşınmazlara denetime elverişli ve yeterli kanaat oluşturacak şekilde uyg...nmadığı gibi davanın tarafları arasında çözülmesi gereken, çekişmeli taşınmazın, cinsi ... tap...rı kapsamında olup olmadığı, bu tapu kayıtları kapsamında ise, geldisi olan ...mülk araziden tahsis edilen, sahih ve icareteynli vakıf olup olmadığı, Mart 1290 tarih 18, 19 ve 20 numaralı çiftlik tap...rından paylaşım ve intikal yoluyla oluşan Ağustos 1326 tarih 2, 3 ve 4 numaralı tap...rda malik olarak görülen ..."ın kök tapu kaydı maliki ... (Mustafa Fevzi) Efendi"nin kızı olup olmadığı, tapu kayıtlarının doğru temele dayanıp dayanmadığı ve düzenli şekilde intikallerinin yapılıp yapılmadığı ve yine 1948 yılında ölen ...ın davacı kişilerin miras bırakanı olup olmadığı, tapu kayıtlarının sahih esasa dayanıp dayanmadığı, çekişmeli taşınmazın bilinen en eski tarihte kimin tarafından kullanıldığı, kimden kime kaldığı, kadastro mahkemesine aktarılan tescil davasında dayanılan zilyetliğin Medeni Kanunun yürürlüğünden 10 yıl önceye uzanıp uzanmadığı, Arazi Kanunnamesinin 20 ya da 78. madde hükümlerinin yürürlükte olup olmadığı ve somut olayda uyg...nıp uyg...namayacağı; davacıların dayandığı tapu kayıtlarının ...(......),...(... ...) ve ... (... Çifliği) köylerinde yapılan kadastro işlemlerinde revizyon görüp görmediği, görmüş ise hangi parsellere revizyon gördüğü, hükmen uyg...nmış ise hangi parsellere uyg...ndığı, harita, plan ya da krokisinin bulunup bulunmadığı, değişebilir sınırlar içerip içermediği, sınırları itibariyle ya da miktarı ile çekişmeli parseli kapsayıp kapsamadığı, kayıt fazlasının nereden kaynaklandığı, zilyetlik yoluyla edinilip edinilemeyeceği, zilyetlik yoluyla kazanma iddiasında bulunan kişiler için bu koşulların oluşup oluşmadığı, adlarına tescil kararı verilen kişilerin zilyetliklerinin kiracı sıfatıyla mı yoksa malik sıfatıyla mı olduğu, zilyetlerin, tapu malikleri ve maliki evvellerine kira ya da benzeri bir ödeme yapıp yapmadıkları, çiftlik tapu malikleri ile ...Köyü"nden 79 kişi arasında görülüp kesinleşen ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/333-51 sayılı kararının ve davacıların sunduğu diğer kararların, davanın tarafları için kesin hüküm niteliğinde bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmazın bu kararların kapsamında kalıp kalmadığına ilişkin hususlar çözüme kavuşturulmamış, taraflarca ileri sürülen deliller gerektiği şekilde irdelenmemiş, hangi delile niçin değer verildiği ya da niçin değer verilmediği, hangisinin diğerine üstün tutulduğu konusunda yeterli açıklama yapılmamış, iddia ve savunmada ileri sürülen hususlar cevaplanmamıştır.
3402 sayılı Kanunun 26 ve devamı maddelerinde kadastro mahkemesinin yargılama usûlü düzenlenmiştir. İstisnalar dışında, kadastro mahkemesi de, genel mahkemelerde olduğu gibi, tarafların iddiaları ve savunmaları ile bağlı olup, aynı yere ilişkin olsa bile, farklı dosyalarda sun...n delillere dayanılarak, hüküm kur...maz. Başka deyişle, istisnalar dışında, kadastro mahkemesinde de, delillerin taraflarca sunulması ve dosyasının taraflarca oluşturulması ilkesi geçerlidir. Tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmalar ile dayanılan deliller, kesin ya da takdiri delil olmasına göre mahkemece tek tek değerlendirilmelidir.
Mahkemece, çiftlik tapu kaydına tutunan davacı gerçek kişilerin iddiaları ve sundukları deliller, dayandıkları tapu kayıtları yöntemince uyg...nmamış, tapu kaydı uyg...ması yönünden, Kadastro Mahkemesinin 05.04.2001 gün ve 1996/11-16 sayılı kararı kesin hüküm olarak kabul edilmiş ve bu dosyadaki tapu uyg...masına dayanılmışsa da, bu karar, o davanın tarafı olan tapu malikleri... ... ve paydaşları yönünden Kadastro Kanunun 34. maddesi gereğince kesin hüküm oluştursa da, Kadastro Mahkemesinin sözü edilen 1996/11 E. sayılı dosyasında taraf olmayan Hazine ve bu dosyanın davacıları olan ve zilyetlikle edinme iddiasında bulunan gerçek kişiler yönünden kesin hüküm oluşturmayacağı gözetilmemiştir.
Tapu kaydına dayanan davacıların tap...rı hakkında verilen Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 22.11.1978 gün ve 1977/11819-13674 sayılı ve 16. Hukuk Dairesinin 24.04.2001 gün ve 2001/418-2033 sayılı kararlarında açıklandığı gibi, Medeni Kanunun 04 Nisan 1926 tarihinde yayınlanıp 04 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra 29 Mayıs 1926 tarihli ve 864 sayılı Tatbikat (Uyg...ma) Kanunu"nun 43. maddesinin “Kanunu Medeniye, Borçlar Kanunu ve bu Tatbikat Kanununa aykırı olan hükümler ile “mecelle mülgadır” hükmüyle, Mecelle ve Medenî Kanuna aykırı olan diğer eski mevzuat açıkça yürürlükten kaldırıldığı halde, 1274 (1858) tarihli Arazi Kanunu, kaldırılan bu kanunlar arasında sayılmamıştır.
Medenî Kanunun yayınlandığı tarihten sonra ve fakat yürürlük tarihinden önce, kabul edilen 02.05.1926 tarih 837 sayılı Kanunla, Arazi Kanunnamesinin 68, 69, 70, 71, 74, 76, 84 ve 85. maddeleri yürürlükten kaldırıldığına göre, Arazi Kanunnamesi"nin diğer maddelerinin (özellikle Arazi Kanununun mera, yaylak ve kışlaklarla Medenî Kanuna aykırı olmayan diğer hükümlerinin) yürürlükte olduğunun kabul edilmesi gerektiği, nitekim 28 Şubat 1998 tarihinde yürürlüğe giren 4342 sayılı Mera Kanununun 36. maddesi ile Arazi Kanunnamesi"nin 97, 98, 99, 100, 101, 102 ve 105. maddelerinin yürürlükten kaldırılmış olması ve 27.01.1943 gün ve 5/7 sayılı ve yine 09.02.1944 gün ve 4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararlarında, 1274 (1858) tarihli Arazi Kanunnamesinin 45. maddesinin, Medenî Kanunun 658 ve 659. maddeleriyle zımnen yürürlükten kaldırıldığı, ancak, diğer maddelerinin halen yürürlükte olduğunun kabul edilmesi, yine Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 27.04.1949 gün ve 1948/7 - 1949/7 sayılı kararıyla da Arazi Kanunnamesinin 78. maddesi hükmüne değer verilmesi nedenleriyle, Arazi Kanunnamesinin Medenî Kanuna aykırı düşmeyen hükümlerinin, bu arada konuyla ilgili 20. ve 78. maddelerinin yürürlükte olduğunun kabulü ile somut olayda anılan kanun hükümlerinin uyg...nıp uyg...nmayacağının araştırılıp tartışılması gerekmektedir.
Mahkemece, tapu kaydının çekişmeli parselleri kapsamadığı, bir an için kapsadığı kabul edilse bile, taşınmazların Medeni Kanunun yürürlüğünden önce tapu malikleri dışındaki kişiler tarafından 10 yıldan fazla süreyle zilyet edilmesi nedeniyle, Arazi Kanunnamesinin 20 ve 78. maddeleri gereğince tapu kaydına değer verilemeyeceği kabul edildiğine göre, dayanılan tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmaza uyup uymadığı, başka bir anlatımla dava konusu taşınmazın
davacılar ve katılan gerçek kişilere ait tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı konusunda yapılan uyg...manın yetersiz olması bir yana, zilyetliğe dayanan davacı ve önceki zilyetlerin Medenî Kanunun yürürlüğe girdiği 1926 yılından önce zilyet olup olmadıkları, zilyetlikleri varsa ne zaman ve ne şekilde başladığı, zilyetliğin çekişmesiz, aralıksız, malik sıfatıyla devam edip etmediği kon...rındaki araştırma ve bu konuda toplanan deliller de hüküm kurmaya yeterli değildir. Çiftlik sahibi tapu kaydı maliklerinin dayandığı kesinleşmiş mahkeme kararları, komisyon kararları, vergi kayıtları, şer’i mahkeme ilâmları, kam...ştırma kararları, Orman Yönetiminin yaptığı incelemeler ve raporlar ile şer’iye defteri örnekleri, bir kısım köylülerin çiftlik arazilerini kira ve icar vererek kullandıklarına dair 1940 yılından sonra noterde verdikleri taahhütnameler ile diğer deliller karşısında, yerel bilirkişi ve tanık sözlerine ne şekilde değer verildiği, çekişmeli taşınmaza önce ya da şimdi zilyet olan gerçek kişiler ile bu deliller arasında bağlantı bulunup bulunmadığı, zilyetliğe esas sözleri hükme esas alınan yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ile bir kısım tapu malikleri muteriz davacılar arasında aynı nitelikte davalar olup olmadığı araştırılmamış ve irdelenmemiştir.
Oysa, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde yer b...n “Hukukî Dinlenilme Hakkı” gereğince, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukukî dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
O halde, mahkemece; aynı tapu kayıtlarına dayanılarak açılan bir çok davanın bulunduğu, bunlardan bir kısmının sonuçlandırılıp bir kısmının halen devam ettiği anlaşıldığından, halen görülmekte olan dava dosyalarının birleştirilmesi, yargılamayı geciktirip, para ve emek sarfına yol açacağı ve yıllardan beri devam eden davaları daha da karmaşık ve içinden çıkılamaz hale getireceği gözönünde bulundur...rak; dava dosyaları birleştirilmeden, muteriz davacılar... ... mirasçıları ve arkadaşlarının dayandığı delillerin eksiksiz olarak toplandığı aynı nitelikteki dava dosyalarından birisi kılavuz dosya seçilerek;
Tapu kayıtlarında geçen ... (...-..., ...), ...(...), ..., ... (İçmeler) köylerinin bulunabilecek en eski tarihli idari sınırlarına ait harita ve diğer belgeler, gerektiğinde eski kayıt ve defterler üzerinde inceleme ve araştırma yapabilecek nitelikte konunun uzmanı bilirkişiler tayin edilerek, Cemaziyelahir 1208, Zilhicce 1207 (9 Ocak 1794) Tarihli Mülkname, ... ilişkin 21 Zilhicce 1209 (1795) tarih ( 12 Ramazan 1263 (1847) ) tarih 477 sayılı Temessük, 25 Safer 1291 (1876) tarihli temessük, ...... Mart 1290 tarih D.9 V.18... (Ergöz) ... Mart 1290 tarih D.9V.19, ... ve ... ... Mart 1290 tarih D.9V.20 sayılı tapu kayıtları ile bu sicillerden gelen Ağustos 1326 (1910) tarih ve 3 numaralı... (...) ..., Ağustos 1326 (1910) tarih ve 2 numaralı ... - ... ..., Ağustos 1326 (1910) tarih ve 4, ...... tapu kayıtları ile bu kayıtların gittileri ve tedavülleri olan diğer tapu kayıtları ve bu kayıtların revizyonları yerel yönetim ve Genel Müdürlükten getirtilerek bir sıra dahilinde dosya arasına konulmalı,
Bu tapu kayıtlarının revizyon gördüğü ya da hükmen bu tap...rın uyduğu belirlenen kadastro parselleri, gerekirse mahkemedeki tüm dosyalar ve tapu sicile devredilmiş tüm dosyalar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle saptanmalı, bu parsellerin tesbit tutanakları, tesbitleri kesinleşmişse bu yolla oluşan tapu kayıtları, hükmen kesinleşenlerin bilirkişi raporları dosyaya eklenmeli,
Belirlenen revizyon parselleri ile aynı şekilde dava konusu edilen tüm parselleri bir arada gösteren pafta örnekleri getirtilmeli,
Sözü edilen tapu kaydına dayanılarak halen ...Asliye, Sulh ve Kadastro Mahkemelerinde devam eden davaların konusu ve kimler arasında görüldüğü, sonuçlanan davalar varsa bunların konusu ve neticesi hakkında tarafların hazırlayacağı dava listesi kendilerinden alınmalı, esas defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak aynı türden uyuşmazlıklar tutanak ile belgelenmeli,
Vakıf Taşınmazları ve Vakıf Hukuku Konusunda uzman bilirkişiler belirlenip, dosyadaki tarafların dayandığı mülknameden başlanarak tüm kayıtlar ve belgeler incelettirilmeli, ...mülk araziden tahsis suretiyle edinilip edinilmediği, sahih vakıflardan olup olmadığı yönünde rapor düzenlettirilmeli, muteriz davacıların tapu kayıtlarının tesis ve tedavüllerinin nitelikleri ve mevzuat karşısındaki geçerlilikleri kon...rı üzerine değişik zamanlarda, üniversite öğretim üyelerinden 6100 sayılı HMK"nın 293. maddesi hükmü uyarınca aldıkları bilimsel mütalaalar incelenmeli, gerekirse bu uzman kişiler HMK"nın 293/2. maddesi uyarınca dinlenilmeli,
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yere ait, en eski tarihlisinden en yeni tarihte düzenlenen memleket haritaları dahil, yöreye ait tüm memleket haritalarının orijinalinden renkli ve onaylı fotokopi örnekleri ile hava fotoğrafları ve amenajman planları, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yer ve mevki ismi, varsa yakın kadastro parsel numaraları yazılmak suretiyle, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerin 2863 sayılı Kanun hükümlerine göre doğal ya da kültürel sit alanı olup olmadığı sorulmalı, ilgili karar ve harita örnekleri getirtilerek dosyasına eklenmeli,
Tapu kayıtlarındaki sınırları ve memleket haritasındaki mevkileri bilecek ve bu davalar ile ilgisi olmayan, olabildiğince yaşlı ve yansız yerel bilirkişiler tesbit edilmeli, gerektiğinde tapu kayıtlarının bilinmeyen sınırlarında yardımcı olacak ve zilyetlik konusunda bilgi verecek tanık isimleri taraflardan istenmeli, önceki keşiflere katılmamış üç orman yüksek mühendisi, üç harita mühendisi, üç jeolog bilirkişi ve üç ziraat uzmanı bilirkişinin ismi yöntemince belirlenmeli, bu bilirkişilere tarafların itirazları olursa değerlendirilerek, gerektiğinde onların yerine başkaları seçilmeli,
Bilahare kılavuz dosya üzerinden yapılacak keşifte; ...ve 17 Rabiulevvel 1295 tarihli İcm......sureti:...... sancağında, ... kazasında vaki bir tarafı ... ve bir tarafı ... ve bir tarafı ... ve ...Hududuna müntehi olup işbu hudut ile mahdut mahal derununda ... ... denmekle arif bir kıta çiftlik, ... ... denmekle arif bir kıta çiftlik ve ... ... denmekle arif bir kıta çiftlik sınırları ve ilk tesisi Mart 1290 tarih D.9, V.18 , aynı tarih Varak 19, aynı tarih Varak 20 sayılı tapu kayıtları tüm tesis ve tedavülleri ile, bu kayıtlardan önce oluşturulmuş ise, bu kayıtların, Ağustos 1326 tarihinde yapılan ifrazlara göre oluşan yeni sınırları itibariyle yerel bilirkişiler yardımıyla yerine uyg...nmalı, bu çiftlik sınırları için, ayrıca oluştur...n çiftliğe ait tarla ve bina nitelikli tapu kayıtları varsa, onlar dahi uyg...nmalı, uyg...ma sırasında, dayanılan ... maa ... ..., ...... ve... ... tap...rında Mezar Gediği, ..., ... sınırlarının ortak sınır, ...(...), ...(içmeler) sınırlarının köy ya da çiftlik sınırları olduğu, tapu kayıtlarının eşcar-ı müsmire ve gayr-ı eşcarı müsmireyi müştemil çiftlik kayıtları olup, bu sınırlar içinde devlet ormanları, dereler, taşlık ve kayalık niteliğindeki devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin bulunduğu, sınırlarının mevki ya da nokta sınırlar olduğu, bu sınırların çoğunluğunun devlet ormanı içinde kalması nedeniyle sabit kabul edilemeyeceğinden, 3402 sayılı Kanunun 20/C maddesi gereğince kayıt kapsamının yüzölçümüne değer verilerek saptanacağı, ......ne ait tapu kaydının aynı köy 1 ilâ 169 sayılı parselle uyg...ndığı, ancak bu parseller hakkında tapuya dayanmayan ve zilyetlikle kazanma iddiasında bulunan gerçek kişiler tarafından itiraz edilip, birçok dava açıldığı, ... maa ... ... tapusunun...köyü 373 ilâ 633 sayılı parsellere uyg...ndığı gözönünde bulundur...rak, tapu kayıtları yerine uyg...nmalı; bilinmeyen sınırlar konusunda tarafların gösterecekleri tanıklar dinlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözleri, komşu parsel kayıtları ve eski tarihli memleket haritaları, köy isimleri ve sınırlarına ilişkin tüm kayıtlarla denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından tarif edilen ve gösterilen sınırlardaki çelişkilerin yöntemince giderilmeli, revizyon parselleri ile ...(...) ve ... (İçmeler) Köyleri (ya da Çiftlikleri) ile memleket haritasında ... Köyü olarak işaretlenmiş bulunan sınırlar gözetilerek sabit sınırların nereler olabileceği değerlendirilerek kayıtlar 3402 sayılı Kanunun 20 ve 21. maddeleri hükmüne göre, sabit sınırlarla bağlantısı kesilmemek suretiyle, bu sınırlardan başlanarak, genel kadastroda revizyon gördüğü, çiftlik tapu sahipleri adına kesinleşen parseller de dikkate alınmak suretiyle uyg...narak, kayıtların yüzölçümüyle kapsadığı alanlar tereddüte yer bırakmayacak biçimde belirlenmeli, harita mühendisi bilirkişi ve fen bilirkişilere tapu kaydının sınırları itibariyle kapsadığı alanı ve yüzölçümüyle geçerli kapsamını ayrı ayrı gösteren ayrı renkli kalemlerle işaretli müşterek imzalı kroki düzenlettirilmeli;
Daha sonra, dosyaya getirtilen en eski tarihli hava fotoğrafları, memleket haritaları, amenajman planları ve orman kadastro haritası ile kadastro paftası ve dayanılan tapu kayıtlarının sınırları ve yüzölçümüyle geçerli kapsamını gösteren bilirkişi krokisi ve haritası, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yöntemince uyg...narak, tapu kaydının yüzölçümüyle kapsadığı alanlar içinde kalıp 4785 sayılı Kanun hükümlerine göre devletleştirilen orman alanları belirlenmeli, yüzölçümüyle geçerli kapsamı dışında kalan orman alanlarının, 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre zaten devlet ormanı sayılması nedeniyle, devletleştirmeye ve iadeye konu edilemeyeceği gözetilmeli, devletleşen orman alanları var ise, bu alanlarının yüzölçümü, tapu kayıtlarının yüzölçümünden düşüldükten sonra, artan bölümün tarım alanları ve yerleşim alanları için hüküm ifade edeceği, başka deyişle birbirlerine sınır olduğu ve toplam 14000 dönüm yüzölçümünde olduğu anlaşılan bu üç tapu kaydının yüzölçümüyle kapsadıkları alan içinde kalan ormanların devletleştirme kapsamında olduğu göz önünde bulundur...rak, devletleştirilen orman alanının yüzölçümü, tapu kaydı miktarından düşüldükten sonra, kalan miktarın bir bütün halinde ...n tapu kaydı kapsamındaki diğer araziler olabileceği düşünülerek muteriz davacıların tapu kayıtlarının kapsamı belirlenmeli, orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, aynı yörede dava konusu edilen taşınmazların konumunu çevre taşınmazlarla birlikte bu harita ve fotoğraflar üzerinde bir arada gösterecekleri, tapu kayıtlarının sınırları, yüzölçümü ile kapsadığı alanları ve devletleştirilen orman alanlarını birlikte gösterir ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, kroki düzenlettirilmeli ve düzenlenen bu rapor ve krokiler aynı nitelikteki tüm dava dosyalarına konulmalıdır.
Yukarıda anlatılan şekilde yapılacak uyg...ma ve değerlendirme sonucunda, dava konusu taşınmazların muteriz davacıların dayandığı tapu kaydı kapsamı içinde kaldığı belirlendiği takdirde; kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme iddiasında bulunan davalı gerçek kişi ile tapu kaydına dayanan davacı gerçek kişilerin tanıkları ve yerel bilirkişiler taşınmaz başında dinlenip, zilyetliğin kiracı ya da malik sıfatıyla olup olmadığı, Medeni Kanunun yürürlüğünden en az 10 yıl öncesine dayanan zilyetlik olup olmadığı, varsa zilyetliğin başlangıcının ne şekilde hatırlandığı veya kendilerine bu bilgilerin ne şekilde aktarıldığı sorulup, somut olaylara dayalı yeterli ve kesin yanıtlar alınmalı, bir birinin tekrarı niteliğindeki soyut sözlerle yetinilmemeli, tarafların dayandıkları deliller ile özellikle asliye hukuk mahkemesinin 1988/333 E., 1994/51 K., ve asliye hukuk mahkemesinin 1960/104 E. 1961/25 K. sayılı kararları ile 1989/103 Esas sayılı dava dosyası krokileri yerine uyg...nmalı, çiftlik ve tapu sahipleri tarafından sun...n kiralamaya ilişkin 1940 yılından sonra noterde düzenlenen taahhüt senetleri kendilerine okunarak, bu belgelerde söz edilen kişi ve taşınmazlar ile çekişmeli taşınmazın ve taşınmaza zilyet olanın ilgisinin olup olmadığı hususundaki bilgileri sorulmalı, bu deliller karşısında bazı dosyalarda davacı, bazılarında davalı durumunda olan köylülerin zilyetliğinin asli zilyetlik olup olmadığı değerlendirilmeli, Türkiye genelinde 1936-1937 yıllarında arazi ve bina vergi yazımı yapıldığından ... (......, ...), ...(İçmeler) Köyleri"nde bu yıllarda vergiye kayıt edilen arazi ya da bina olup olmadığı Özel İdare Müdürlüğünden sor...rak varsa getirtilip yerine uyg...nmalı, bu köyde, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanan gerçek kişiler, bunların bayi ya da murislerinin, o yıllara ait hiç vergi kaydı yoksa bunun nedeni araştırılmalı, 1926 yılından önce asli zilyet olan kişilerin 1936 - 1938 yıllarında sahip oldukları yerleri vergiye kayıt ettirmemiş olmalarının hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı, köylülerin vergi kayıtları olmayıp, çiftlik sahiplerinin vergi kayıtları olması halinde bu durumun köylülerin ...Köyü arazilerine o yıllarda aslî zilyet olmadıklarının karinesi sayılıp sayılmayacağı tartışılmalı, muteriz davacıların dayandığı tapu kaydı kapsamında kalması ve tap...rın sahih ve geçerli olduğunun kabul edilmesi halinde davacı gerçek kişiler adına tesciline karar verilmelidir
Yukarıda anlatılan şekilde yapılacak uyg...ma ve değerlendirme sonucunda, dava konusu taşınmazların muteriz davacıların dayandığı tapu kaydı kapsamı dışında kaldığı belirlendiği ya da tapu kaydı kapsamında kalmakla birlikte tapu kaydının, davalı yararına hukuki kıymetini kaybettiği kabul edildiği takdirde ise, Hazine tarafından açılmış bir dava olmadığı gözetilerek çekişmeli taşınmazların davalı gerçek kişi adına tesbit gibi tesciline karar verilmelidir. ” denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Dairemizin bozma kararına karşı müdahil davacı ... Yönetimi ile davalı gerçek kişi vekilleri tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş, Dairemizin 2016/11227 – 2016/9747 sayılı kararıyla “Dairemiz kararı, karar düzeltme dilekçelerinde değinilen hususlara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi, usul ve kanuna da uygun olduğundan aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki karar düzeltme itirazları yerinde değildir.
Davacılardan ...’nun ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 04/05/2015 gün ve 2014/594-390 sayılı kararı ile kısıtlandığı ve kendisine vasi olarak oğlu ...’nun atandığı, ancak vasiye davayı takip için husumet izni verildiğine dair bir kararın bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 114. maddesinde “dava ehliyeti” dava şartı olarak benimsenmiştir. Öte yandan, 03.03.1993 tarihli ve 773/82 sayılı Hukuk Genel Kurulu kararında da, dava şartlarının davanın açıldığı tarihten hükmün kurulduğu tarihe kadar varlığını devam ettirmesinin temel kural olduğu açıkça vurg...nmıştır.
Diğer taraftan, HMK"nın 115/3. maddesi; “Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez” hükmünü içermektedir.
Hal böyle olunca, hakimin, davanın başında dava şartlarının mevcut olup olmadığını kendiliğinden (re"sen) araştırmak zorunda olması yanında; dava açılırken bulunmayan dava şartlarının yargılama sırasında tamamlanması halinde davanın esasına girerek sonuçlandırması gerekeceği de kabul edilmelidir.
O halde anılan yasal düzenlemeler ve yargısal uyg...malar ile davada ileri sürülen hukuksal nedenin kamu düzeniyle ilgili bulunması karşısında; davanın, vasi atanan ...’na ihbar edilerek husumet izni de alması suretiyle davaya katılımının sağlanması, ondan sonra işin esasının incelenmesi için müdahil davacı ... Yönetimi ile davalı gerçek kişi vekillerinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin araştırmaya dayalı bozma kararı aynen muhafaza edilerek yukarıda belirtilen hususla sınırlı olmak üzere tarafların karar düzeltme isteklerinin kabulü gerekmiştir.” gereğine değinilerek hükmün bu gerekçe eklenmek suretiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uy...rak yargılamaya devam edilmiş, bozmadan sonra Durmuş ve ... 211, 213 ve 235 parsel sayılı taşınmazların 1971 yılında dedesi tarafından ..., 191 ve 241 parsel sayılı taşınmazların ise yine 1971 yılında ..."a hibe edildiği, tespit maliki ... tarafından kadastro sırasında yapılan hatanın farkedilerek 27/11/2001 tarihli satış vaadi senetleri ile bu hususun kayıt altına alındığı belirtilerek taşınmazların adlarına tescili amacıyla müdahale talebinde bulunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda müdahil davacılar İlhami ve ..."un davalarının kısmen kabul kısmen reddine, ... ili ...ilçesi ... köyü 174 pafta 235 parseldeki taşınmazın müdahil davacı ... adına tespit tutanağındaki vasıfla tesciline, ... ili ...ilçesi ... köyü 241 parseldeki 17 pafta 241 parsel taşınmazın tespit tutanağındaki vasıfla müdahil davacı ... adına tesciline, fazlaya ilişkin taleblerin reddine, müdahil davacı ... Yönetiminin davaya konu taşınmazlardan 213, 191, 211 parsellere yönelik davasının kabulüne, bu taşınmazların tespit tutanaklarının iptaline, orman vasfı ile Hazineye tesciline, diğer davacıların davasının reddine, müdahil davacılar ...ve ...ın davalarının görev yönünden reddine, dosyanın görevli ve yetkili ...Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı ... mirasçıları tarafından 213, 191 ve 211 parsel sayılı taşınmazlarara yönelik olarak, katılan ... Yönetimi tarafından 235 ve 241 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak, davacılar vekili tarafından tüm taşınmazlara yöneli olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uyg...ması ve 1988 ilâ 1990 yılları arasında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu, 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B madde uyg...ması vardır.
1- Katılan ... Yönetiminin 235 ve 241 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yönünden: Mahkemece önceki hükümle 235 ve 241 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına tespit gibi tesciline karar verilmiş, Dairemizin 2014/10651-2015/2660 sayılı bozma kararı ile bu taşınmazlara yönelik Orman Yönetiminin temyiz itirazları reddedilmiş, mahkemece Dairemizin bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamında da belirtildiği üzere incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli 235 ve 241 parsel sayılı taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, Orman Yönetiminin bu taşınmazlara yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı ... mirasçılarının 191, 211 ve 213 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yönünden: Yine mahkemece önceki hükümle 191, 211 ve 213 parsel sayılı taşınmazların tespitinin ipt...ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş, Dairemizin 2014/10651-2015/2660 sayılı bozma kararı ile bu taşınmazlara yönelik davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece dairemizin bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir. Dairemiz bozma ilamında da belirtildiği üzere mahkemece, taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tescillerine karar verilmiş ise de, orman kadastrosunun kesinleştiği yerlerde, bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş orman kadastrosu harita ve tutanaklarının uyg...nmasıyla çözümleneceği ve Orman Yönetiminin, kesinleşmiş orman kadastrosu bulunan yerlerde kesinleşmiş tahdide dayalı olarak dava açabileceği, dava konusu taşınmazların, kesinleşmiş orman kadastrosunun sınırları dışında oldukları, ziraat bilirkişi raporuna göre tarım arazisi niteliğinde bulundukları, 191 ve 211 parsel sayılı taşınmazların sınırında gerçek kişiler adına tescil edilen taşınmazların bulunması nedeniyle orman içi açıklık niteliğinde olmadıkları anlaşıldığından, davacı ... Yönetiminin davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir.
3- Davacı ... ... mirasçıları ve arkadaşları vekilinin 191, 211, 213, 235 ve 241 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yönünden: Mahkemece önceki hükümle dava konusu 191, 211 ve 213 parsel sayılı taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu kabul edilerek orman niteliğiyle Hazine adına tescillerine, dava konusu 235 ve 241 parsel sayılı taşınmazların ise, davacı gerçek kişilerin dayandığı tapu kayıtlarının hukuki kıymetini kaybettikleri ve davalı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının bulunduğu gerekçesiyle davalı adına tesciline karar verilmiş, Dairemizin 2014/10651-2015/2660 sayılı bozma kararı ile mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece Dairemizin bozma kararına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam edilmesine ve böylece lehine bozma kararı verilen kişiler yönünden usulü kazanılmış hak oluşmasına rağmen bozma kararının gereği yerine getirilmeden yeniden eksik araştırma ve inceleme ile hüküm tesisi yoluna gidilmiş ve kanuna aykırı şekilde yazılı biçimde hüküm tesis edilmiştir.
Şöyle ki, muteriz davacılar tarafından açılan davada; çekişmeli taşınmazların Temmuz 1969 tarih 63, 64 ve Şubat 1962 tarih 4 sıra sayılı tap...rın kapsamında kaldığından katılanların dayandığı tapu kaydının mükerrer tapu olduğunu savunmuşlar, yargılama aşamasında başkaca delillere de dayanmalarına rağmen dayanılan tapu kayıtları ve delilleri taşınmazlara denetime elverişli ve yeterli kanaat oluşturacak şekilde uyg...nmadığı gibi davanın tarafları arasında çözülmesi gereken, çekişmeli taşınmazın, cinsi ... tap...rı kapsamında olup olmadığı, Mart 1290 tarih 18, 19 ve 20 numaralı çiftlik tap...rından paylaşım ve intikal yoluyla oluşan Ağustos 1326 tarih 2, 3 ve 4 numaralı tap...rda malik olarak görülen ..."ın kök tapu kaydı maliki ... (Mustafa Fevzi) Efendi"nin kızı olup olmadığı, tapu kayıtlarının doğru temele dayanıp dayanmadığı ve düzenli şekilde intikallerinin yapılıp yapılmadığı ve yine 1948 yılında ölen ...ın davacı kişilerin miras bırakanı olup olmadığı, tapu kayıtlarının sahih esasa dayanıp dayanmadığı, çekişmeli taşınmazın bilinen en eski tarihte kimin tarafından kullanıldığı, kimden kime kaldığı, kadastro mahkemesine aktarılan tescil davasında dayanılan zilyetliğin Medeni Kanunun yürürlüğünden 10 yıl önceye uzanıp uzanmadığı, Arazi Kanunnamesinin 20 ya da 78. madde hükümlerinin yürürlükte olup olmadığı ve somut olayda uyg...nıp uyg...namayacağı; davacıların dayandığı tapu kayıtlarının ...(......),...(... ...) ve ... (... Çifliği) Köylerinde yapılan kadastro işlemlerinde revizyon görüp görmediği, görmüş ise hangi parsellere revizyon gördüğü, hükmen uyg...nmış ise hangi parsellere uyg...ndığı, harita, plan ya da krokisinin bulunup bulunmadığı, değişebilir sınırlar içerip içermediği, sınırları itibariyle ya da miktarı ile çekişmeli parseli kapsayıp kapsamadığı, kayıt fazlasının nereden kaynaklandığı, zilyetlik yoluyla edinilip edinilemeyeceği, zilyetlik yoluyla kazanma iddiasında bulunan kişiler için bu koşulların oluşup oluşmadığı, çiftlik tapu malikleri ile ...Köyü"nden 79 kişi arasında görülüp kesinleşen ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/333-51 sayılı kararının ve davacıların sunduğu diğer kararların, davanın tarafları için kesin hüküm niteliğinde bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmazın bu kararların kapsamında kalıp kalmadığına ilişkin hususlar çözüme kavuşturulmamış, taraflarca ileri sürülen deliller gerektiği şekilde irdelenmemiş, hangi delile niçin değer verildiği ya da niçin değer verilmediği, hangisinin diğerine üstün tutulduğu konusunda yeterli açıklama yapılmamış, iddia ve savunmada ileri sürülen hususlar cevaplanmamıştır.
3402 sayılı Kanunun 26 ve devamı maddelerinde kadastro mahkemesinin yargılama usûlü düzenlenmiştir. İstisnalar dışında, kadastro mahkemesi de, genel mahkemelerde olduğu gibi, tarafların iddiaları ve savunmaları ile bağlı olup, aynı yere ilişkin olsa bile, farklı dosyalarda sun...n delillere dayanılarak, hüküm kur...maz. Başka deyişle, istisnalar dışında, kadastro mahkemesinde de, delillerin taraflarca sunulması ve dosyasının taraflarca oluşturulması ilkesi geçerlidir. Tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmalar ile dayanılan deliller, kesin ya da takdiri delil olmasına göre mahkemece tek tek değerlendirilmelidir.
Mahkemece, çiftlik tapu kaydına tutunan davacı gerçek kişilerin iddiaları ve sundukları deliller, dayandıkları tapu kayıtları yöntemince uyg...nmamış, tapu kaydı uyg...ması yönünden, Kadastro Mahkemesinin 05.04.2001 gün ve 1996/11-16 sayılı kararı kesin hüküm olarak kabul edilmiş ve bu dosyadaki tapu uyg...masına dayanılmışsa da, bu karar, o davanın tarafı olan tapu malikleri... ... ve paydaşları yönünden Kadastro Kanununun 34. maddesi gereğince kesin hüküm oluştursa da, Kadastro Mahkemesinin sözü edilen 1996/11 E. sayılı dosyasında taraf olmayan Hazine ve bu dosyanın davacıları olan ve zilyetlikle edinme iddiasında bulunan gerçek kişiler yönünden kesin hüküm oluşturmayacağı gözetilmemiştir.
Tapu kaydına dayanan davacıların tap...rı hakkında verilen Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 22.11.1978 gün ve 1977/11819-13674 sayılı ve 16. Hukuk Dairesinin 24.04.2001 gün ve 2001/418-2033 sayılı kararlarında açıklandığı gibi, Medeni Kanunun 04 Nisan 1926 tarihinde yayınlanıp 04 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra 29 Mayıs 1926 tarihli ve 864 sayılı Tatbikat (Uyg...ma) Kanunu"nun 43. maddesinin “Kanunu Medeniye, Borçlar Kanunu ve bu Tatbikat Kanununa aykırı olan hükümler ile “mecelle mülgadır” hükmüyle, Mecelle ve Medenî Kanuna aykırı olan diğer eski mevzuat açıkça yürürlükten kaldırıldığı halde, 1274 (1858) tarihli Arazi Kanunu, kaldırılan bu kanunlar arasında sayılmamıştır.
Medenî Kanunun yayınlandığı tarihten sonra ve fakat yürürlük tarihinden önce, kabul edilen 02.05.1926 tarih 837 sayılı Kanunla, Arazi Kanunnamesinin 68, 69, 70, 71, 74, 76, 84 ve 85. maddeleri yürürlükten kaldırıldığına göre, Arazi Kanunnamesi"nin diğer maddelerinin (özellikle Arazi Kanununun mera, yaylak ve kışlaklarla Medenî Kanuna aykırı olmayan diğer hükümlerinin) yürürlükte olduğunun kabul edilmesi gerektiği, nitekim 28 Şubat 1998 tarihinde yürürlüğe giren 4342 sayılı Mera Kanununun 36. maddesi ile Arazi Kanunnamesinin 97, 98, 99, 100, 101, 102 ve 105. maddelerinin yürürlükten kaldırılmış olması ve 27.01.1943 gün ve 5/7 sayılı ve yine 09.02.1944 gün ve 4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararlarında, 1274 (1858) tarihli Arazi Kanunnamesinin 45. maddesinin, Medenî Kanunun 658 ve 659. maddeleriyle zımnen yürürlükten kaldırıldığı, ancak, diğer maddelerinin halen yürürlükte olduğunun kabul edilmesi, yine Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 27.04.1949 gün ve 1948/7 - 1949/7 sayılı kararıyla da Arazi Kanunnamesinin 78. maddesi hükmüne değer verilmesi nedenleriyle, Arazi Kanunnamesinin Medenî Kanuna aykırı düşmeyen hükümlerinin, bu arada konuyla ilgili 20. ve 78. maddelerinin yürürlükte olduğunun kabulü ile somut olayda anılan kanun hükümlerinin uyg...nıp uyg...nmayacağının araştırılıp tartışılması gerekmektedir.
Mahkemece, tapu kaydının çekişmeli parselleri kapsamadığı, bir an için kapsadığı kabul edilse bile, taşınmazların Medeni Kanunun yürürlüğünden önce tapu malikleri dışındaki kişiler tarafından 10 yıldan fazla süreyle zilyet edilmesi nedeniyle, Arazi Kanunnamesinin 20 ve 78. maddeleri gereğince tapu kaydına değer verilemeyeceği kabul edildiğine göre, dayanılan tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmaza uyup uymadığı, başka bir anlatımla dava konusu taşınmazın davacılar ve katılan gerçek kişilere ait tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı konusunda yapılan uyg...manın yetersiz olması bir yana, zilyetliğe dayanan davacı ve önceki zilyetlerin Medenî Kanunun yürürlüğe girdiği 1926 yılından önce zilyet olup olmadıkları, zilyetlikleri varsa ne zaman ve ne şekilde başladığı, zilyetliğin çekişmesiz, aralıksız, malik sıfatıyla devam edip etmediği kon...rındaki araştırma ve bu konuda toplanan deliller de hüküm kurmaya yeterli değildir. Çiftlik sahibi tapu kaydı maliklerinin dayandığı kesinleşmiş mahkeme kararları, komisyon kararları, vergi kayıtları, şer’i mahkeme ilâmları, kam...ştırma kararları, Orman Yönetiminin yaptığı incelemeler ve raporlar ile şer’iye defteri örnekleri, bir kısım köylülerin çiftlik arazilerini kira ve icar vererek kullandıklarına dair 1940 yılından sonra noterde verdikleri taahhütnameler ile diğer deliller karşısında, yerel bilirkişi ve tanık sözlerine ne şekilde değer verildiği, çekişmeli taşınmaza önce ya da şimdi zilyet olan gerçek kişiler ile bu deliller arasında bağlantı bulunup bulunmadığı, zilyetliğe esas sözleri hükme esas alınan yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ile bir kısım tapu malikleri muteriz davacılar arasında aynı nitelikte davalar olup olmadığı araştırılmamış ve irdelenmemiştir.
Oysa, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde yer b...n “Hukukî Dinlenilme Hakkı” gereğince, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukukî dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
O halde, mahkemece; aynı tapu kayıtlarına dayanılarak açılan bir çok davanın bulunduğu, bunlardan bir kısmının sonuçlandırılıp bir kısmının halen devam ettiği anlaşıldığından, halen görülmekte olan dava dosyalarının birleştirilmesi, yargılamayı geciktirip, para ve emek sarfına yol açacağı ve yıllardan beri devam eden davaları daha da karmaşık ve içinden çıkılamaz hale getireceği gözönünde bulundur...rak; dava dosyaları birleştirilmeden, muteriz davacılar... ... mirasçıları ve arkadaşlarının dayandığı delillerin eksiksiz olarak toplandığı aynı nitelikteki dava dosyalarından birisi kılavuz dosya seçilerek;
Tapu kayıtlarında geçen ... (...-..., ...), ...(...), ..., ... (İçmeler) Köylerinin bulunabilecek en eski tarihli idari sınırlarına ait harita ve diğer belgeler, gerektiğinde eski kayıt ve defterler üzerinde inceleme ve araştırma yapabilecek nitelikte konunun uzmanı bilirkişiler tayin edilerek, Cemaziyelahir 1208, Zilhicce 1207 (9 Ocak 1794) Tarihli Mülkname, ... ilişkin 21 Zilhicce 1209 (1795) tarih ( 12 Ramazan 1263 (1847) ) tarih 477 sayılı Temessük, 25 Safer 1291 (1876) tarihli temessük, ...... Mart 1290 tarih D.9 V.18... (Ergöz) ... Mart 1290 tarih D.9V.19, ... ve ... ... Mart 1290 tarih D.9V.20 sayılı tapu kayıtları ile bu sicillerden gelen Ağustos 1326 (1910) tarih ve 3 numaralı... (...) ..., Ağustos 1326 (1910) tarih ve 2 numaralı ... - ... ..., Ağustos 1326 (1910) tarih ve 4, ...... tapu kayıtları ile bu kayıtların gittileri ve tedavülleri olan diğer tapu kayıtları ve bu kayıtların revizyonları yerel yönetim ve genel müdürlükten getirtilerek bir sıra dahilinde dosya arasına konulmalı,
Bu tapu kayıtlarının revizyon gördüğü ya da hükmen bu tap...rın uyduğu belirlenen kadastro parselleri, gerekirse mahkemedeki tüm dosyalar ve tapu sicile devredilmiş tüm dosyalar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle saptanmalı, bu parsellerin tesbit tutanakları, tesbitleri kesinleşmişse bu yolla oluşan tapu kayıtları, hükmen kesinleşenlerin bilirkişi raporları dosyaya eklenmeli,
Belirlenen revizyon parselleri ile aynı şekilde dava konusu edilen tüm parselleri bir arada gösteren pafta örnekleri getirtilmeli,
Sözü edilen tapu kaydına dayanılarak halen ...Asliye, Sulh ve Kadastro Mahkemelerinde devam eden davaların konusu ve kimler arasında görüldüğü, sonuçlanan davalar varsa bunların konusu ve neticesi hakkında tarafların hazırlayacağı dava listesi kendilerinden alınmalı, esas defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak aynı türden uyuşmazlıklar tutanak ile belgelenmeli,
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yere ait, en eski tarihlisinden en yeni tarihte düzenlenen memleket haritaları dahil, yöreye ait tüm memleket haritalarının orijinalinden renkli ve onaylı fotokopi örnekleri ile hava fotoğrafları ve amenajman planları, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yer ve mevki ismi, varsa yakın kadastro parsel numaraları yazılmak suretiyle, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerin 2863 sayılı Kanun hükümlerine göre doğal ya da kültürel sit alanı olup olmadığı sorulmalı, ilgili karar ve harita örnekleri getirtilerek dosyasına eklenmeli,
Tapu kayıtlarındaki sınırları ve memleket haritasındaki mevkileri bilecek ve bu davalar ile ilgisi olmayan, olabildiğince yaşlı ve yansız yerel bilirkişiler tesbit edilmeli, gerektiğinde tapu kayıtlarının bilinmeyen sınırlarında yardımcı olacak ve zilyetlik konusunda bilgi verecek tanık isimleri taraflardan istenmeli, önceki keşiflere katılmamış üç orman yüksek mühendisi, üç harita mühendisi, üç jeolog bilirkişi ve üç ziraat uzmanı bilirkişinin ismi yöntemince belirlenmeli, bu bilirkişilere tarafların itirazları olursa değerlendirilerek, gerektiğinde onların yerine başkaları seçilmeli,
Bilahare kılavuz dosya üzerinden yapılacak keşifte; ...ve 17 Rabiulevvel 1295 tarihli İcm......sureti:...... sancağında, ... kazasında vaki bir tarafı ... ve bir tarafı ... ve bir tarafı ... ve ...Hududuna müntehi olup işbu hudut ile mahdut mahal derununda ... ... denmekle arif bir kıta çiftlik, ... ... denmekle arif bir kıta çiftlik ve ... ... denmekle arif bir kıta çiftlik sınırları ve ilk tesisi Mart 1290 tarih D.9, V.18 , aynı tarih Varak 19, aynı tarih Varak 20 sayılı tapu kayıtları tüm tesis ve tedavülleri ile, bu kayıtlardan önce oluşturulmuş ise, bu kayıtların, Ağustos 1326 tarihinde yapılan ifrazlara göre oluşan yeni sınırları itibariyle yerel bilirkişiler yardımıyla yerine uyg...nmalı, bu çiftlik sınırları için, ayrıca oluştur...n çiftliğe ait tarla ve bina nitelikli tapu kayıtları varsa, onlar dahi uyg...nmalı, uyg...ma sırasında, dayanılan ... maa ... ..., ...... ve... ... tap...rında Mezar Gediği, ..., ... sınırlarının ortak sınır, ...(...), ...(içmeler) sınırlarının köy ya da çiftlik sınırları olduğu, tapu kayıtlarının eşcar-ı müsmire ve gayr-ı eşcarı müsmireyi müştemil çiftlik kayıtları olup, bu sınırlar içinde devlet ormanları, dereler, taşlık ve kayalık niteliğindeki devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin bulunduğu, sınırlarının mevki ya da nokta sınırlar olduğu, bu sınırların çoğunluğunun devlet ormanı içinde kalması nedeniyle sabit kabul edilemeyeceğinden, 3402 sayılı Kanunun 20/C maddesi gereğince kayıt kapsamının yüzölçümüne değer verilerek saptanacağı, ......ne ait tapu kaydının aynı köy 1 ilâ 169 sayılı parselle uyg...ndığı, ancak bu parseller hakkında tapuya dayanmayan ve zilyetlikle kazanma iddiasında bulunan gerçek kişiler tarafından itiraz edilip, birçok dava açıldığı, ... maa ... ... tapusunun...köyü 373 ilâ 633 sayılı parsellere uyg...ndığı gözönünde bulundur...rak, tapu kayıtları yerine uyg...nmalı; bilinmeyen sınırlar konusunda tarafların gösterecekleri tanıklar dinlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözleri, komşu parsel kayıtları ve eski tarihli memleket haritaları, köy isimleri ve sınırlarına ilişkin tüm kayıtlarla denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından tarif edilen ve gösterilen sınırlardaki çelişkiler yöntemince giderilmeli, revizyon parselleri ile ...(...) ve ... (İçmeler) Köyleri (ya da Çiftlikleri) ile memleket haritasında ... Köyü olarak işaretlenmiş bulunan sınırlar gözetilerek sabit sınırların nereler olabileceği değerlendirilerek kayıtlar 3402 sayılı Kanunun 20 ve 21. maddeleri hükmüne göre, sabit sınırlarla bağlantısı kesilmemek suretiyle, bu sınırlardan başlanarak, genel kadastroda revizyon gördüğü, çiftlik tapu sahipleri adına kesinleşen parseller de dikkate alınmak suretiyle uyg...narak, kayıtların yüzölçümüyle kapsadığı alanlar tereddüte yer bırakmayacak biçimde belirlenmeli, harita mühendisi bilirkişi ve fen bilirkişilere tapu kaydının sınırları itibariyle kapsadığı alanı ve yüzölçümüyle geçerli kapsamını ayrı ayrı gösteren ayrı renkli kalemlerle işaretli müşterek imzalı kroki düzenlettirilmeli;
Daha sonra, dosyaya getirtilen en eski tarihli hava fotoğrafları, memleket haritaları, amenajman planları ve orman kadastro haritası ile kadastro paftası ve dayanılan tapu kayıtlarının sınırları ve yüzölçümüyle geçerli kapsamını gösteren bilirkişi krokisi ve haritası, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yöntemince uyg...narak, tapu kaydının yüzölçümüyle kapsadığı alanlar içinde kalıp 4785 sayılı Kanun hükümlerine göre devletleştirilen orman alanları belirlenmeli, yüzölçümüyle geçerli kapsamı dışında kalan orman alanlarının, 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre zaten devlet ormanı sayılması nedeniyle, devletleştirmeye ve iadeye konu edilemeyeceği gözetilmeli, devletleşen orman alanları var ise, bu alanlarının yüzölçümü, tapu kayıtlarının yüzölçümünden düşüldükten sonra, artan bölümün tarım alanları ve yerleşim alanları için hüküm ifade edeceği, başka deyişle birbirlerine sınır olduğu ve toplam 14000 dönüm yüzölçümünde olduğu anlaşılan bu üç tapu kaydının yüzölçümüyle kapsadıkları alan içinde kalan ormanların devletleştirme kapsamında olduğu göz önünde bulundur...rak, devletleştirilen orman alanının yüzölçümü, tapu kaydı miktarından düşüldükten sonra, kalan miktarın bir bütün halinde ...n tapu kaydı kapsamındaki diğer araziler olabileceği düşünülerek muteriz davacıların tapu kayıtlarının kapsamı belirlenmeli, orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, aynı yörede dava konusu edilen taşınmazların konumunu çevre taşınmazlarla birlikte bu harita ve fotoğraflar üzerinde bir arada gösterecekleri, tapu kayıtlarının sınırları, yüzölçümü ile kapsadığı alanları ve devletleştirilen orman alanlarını birlikte gösterir ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, kroki düzenlettirilmeli ve düzenlenen bu rapor ve krokiler aynı nitelikteki tüm dava dosyalarına konulmalıdır.
Yukarıda anlatılan şekilde yapılacak uyg...ma ve değerlendirme sonucunda, dava konusu taşınmazların muteriz davacıların dayandığı tapu kaydı kapsamı içinde kaldığı belirlendiği takdirde; kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme iddiasında bulunan davalı gerçek kişi ile tapu kaydına dayanan davacı gerçek kişilerin tanıkları ve yerel bilirkişiler taşınmaz başında dinlenip, zilyetliğin kiracı ya da malik sıfatıyla olup olmadığı, Medeni Kanunun yürürlüğünden en az 10 yıl öncesine dayanan zilyetlik olup olmadığı, varsa zilyetliğin başlangıcının ne şekilde hatırlandığı veya kendilerine bu bilgilerin ne şekilde aktarıldığı sorulup, somut olaylara dayalı yeterli ve kesin yanıtlar alınmalı, bir birinin tekrarı niteliğindeki soyut sözlerle yetinilmemeli, tarafların dayandıkları deliller ile özellikle Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/333 E., 1994/51 K., ve Asliye Hukuk Mahkemesinin 1960/104 E. 1961/25 K. sayılı kararları ile 1989/103 Esas sayılı dava dosyası krokileri yerine uyg...nmalı, çiftlik ve tapu sahipleri tarafından sun...n kiralamaya ilişkin 1940 yılından sonra noterde düzenlenen taahhüt senetleri kendilerine okunarak, bu belgelerde söz edilen kişi ve taşınmazlar ile çekişmeli taşınmazın ve taşınmaza zilyet olanın ilgisinin olup olmadığı hususundaki bilgileri sorulmalı, bu deliller karşısında bazı dosyalarda davacı, bazılarında davalı durumunda olan köylülerin zilyetliğinin asli zilyetlik olup olmadığı değerlendirilmeli, Türkiye genelinde 1936-1937 yıllarında arazi ve bina vergi yazımı yapıldığından ... (......, ...), ...(İçmeler) Köyleri"nde bu yıllarda vergiye kayıt edilen arazi ya da bina olup olmadığı Özel İdare Müdürlüğünden sor...rak varsa getirtilip yerine uyg...nmalı, bu köyde, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanan gerçek kişiler, bunların bayi ya da murislerinin, o yıllara ait hiç vergi kaydı yoksa bunun nedeni araştırılmalı, 1926 yılından önce asli zilyet olan kişilerin 1936 - 1938 yıllarında sahip oldukları yerleri vergiye kayıt ettirmemiş olmalarının hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı, köylülerin vergi kayıtları olmayıp, çiftlik sahiplerinin vergi kayıtları olması halinde bu durumun köylülerin ...köyü arazilerine o yıllarda aslî zilyet olmadıklarının karinesi sayılıp sayılmayacağı tartışılmalı, muteriz davacıların dayandığı tapu kaydı kapsamında kalması ve tap...rın sahih ve geçerli olduğunun kabul edilmesi halinde davacı gerçek kişiler adına tesciline karar verilmelidir.
Yukarıda anlatılan şekilde yapılacak uyg...ma ve değerlendirme sonucunda, dava konusu taşınmazların muteriz davacıların dayandığı tapu kaydı kapsamı dışında kaldığı belirlendiği ya da tapu kaydı kapsamında kalmakla birlikte tapu kaydının, davalı yararına hukuki kıymetini kaybettiği kabul edildiği takdirde ise, Hazine tarafından açılmış bir dava olmadığı gözetilerek gerekli araştırma yapılmak süretiyle çekişmeli taşınmazların davalı gerçek kişi mirasçıları veya tescil talebinde bulunan müdahiller adına tespit gibi tesciline karar verilmelidir.
Açıklanan yönler gözetilmeden eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: 1- Yukarıda bir numaralı bentde açıklanan nedenlerle, katılan ... Yönetiminin 235 ve 241 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE,
2- İki numaralı bentde açıklanan nedenlerle davalı ... mirasçılarının 191, 211 ve 213 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
3- Üç numaralı bentde açıklanan nedenlerle davacı ... ... mirasçıları ve arkadaşları vekilinin 191, 211, 213, 235 ve 241 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz isteminin duruşmalı yapılması nedeni ile Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1.630,00.-TL vekalet ücretinin katılan ... Yönetiminden alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davacı ... ve arkadaşları ile davalı ... mirasçılarına verilmesine, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 06/11/2018 günü oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.