11. Hukuk Dairesi 2016/14624 E. , 2018/5912 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... . Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/03/2016 tarih ve 2011/930-2016/158 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortaklarından olduğunu, şirketin 2009 ve 2010 yılında toplam 199.270,00 TL kâr elde ettiğini, müvekkilinin hissesine 7.950,00 TL"lik miktarın düştüğünü, bu miktarın tahsili için icra takibi yapıldığını, davalı şirketin itirazı üzerine takibin durduğunu,şirketin tüm itirazlarının hukuksal dayanaktan yoksun bulunduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir
Davalı vekili, davalının şirkete sermaye borcunu ödememesi üzerine TTK"nın 529. maddesi uyarınca şirketten çıkarıldığını, bu nedenle davacı tarafın artık şirket ortağı olmadığını, bundan dolayı şirket ortağı olarak 2009 ve 2010 yıllarına dair kâr payı alacağından söz edilemeyeceğini savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, kâr payının dava yolu ile istenebilmesi için öncelikle kârın dağıtılması hususunda ortaklar kurulu ya da genel kurul tarafından alınmış bir kararın olması gerektiği, yine kâr payının dağıtımı konusunda ortaklar kurulu ya da genel kurul tarafından bir karar verilmemişse öncelikle anılan kurulların toplanması ve bu hususu karara bağlaması gerektiği, takibe konu 2009 ile 2010 yıllarına ilişkin davalı şirketin ortaklar kurulunda kâr payı dağıtılmasına ilişkin bir kararın bulunmadığı, bu hususun da yerine getirilmeden mahkemece doğrudan kâr payının tahsili yönünde karar verilemeyeceği, dosya kapsamından davalı şirket tarafından 2009 ve 2010 yıllarına ilişkin kâr payı hakkında alınan bir karar olmadığının anlaşıldığı, davacının icra takibi başlatmakta kötüniyetli olduğunun da ispatlanamadığı, gerekçesi ile davanın reddine, davalı tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 02/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.