12. Ceza Dairesi 2020/1167 E. , 2020/5755 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : Her bir sanık hakkında CMK’nın 223/2-c madddesi uyarınca ayrı ayrı beraat
Taksirle yaralama suçundan sanıkların beraatine ilişkin hüküm, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
..."in 2011 yılı Temmuz ayında babası katılan ... ile birlikte ellerinde aşırı terleme olması nedeniyle Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesine başvurdukları, Yedikule Hastanesinde Göğüs Cerrahi uzmanı Doktor ... ile görüştükleri görüşme sonrası ... tarafından göğüs boşluğundaki terleme sinirlerinin kapalı ameliyatla alınmasına karar verildiği, 07/07/2011 tarihinde ... ve anestezi uzmanı Doktor ... tarafından ..."in ameliyata alındığı ameliyat sırasında akcigerlerinin söndürülmesi gerektiğinden nefes borusuna entübasyon tüpü yerleştirildiği entübasyon tüpünün mükerrer kez hareket ettirilmesi sonucu mağdurun solunum (nefes) borusunun yırtıldığı hastanın şikayetlerinin artması üzerine ve de Uzman Doktor ..."nun istemi doğrultusunda haklarında ek takipsizlik kararı verilen Yedikule Hastanesinde görev yapan doktorlar tarafından ...’in 14/07/2011 ve 25/07/2011 tarihlerinde 2. ve 3. kez ameliyata alındığı 18/07/2011 tarihinde Doktor ... tarafından hastaya bronskoskopi (solunum sisteminin görüntülenmesi) yapıldığı, hastanın 1. ameliyatta oluşan mağduriyetini giderme amaçlı yapılan 2. ve 3. ameliyatlarda da şifa bulmadığı olay sebebi ile 03.07.2015 tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu ve 21.04.2016 tarihli Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu raporlarında; Ellerde, koltuk altında ve ayaklarda terleme şikayeti nedeniyle kişiye sempatektomi uygulandığı, yapılan operasyonda çift lümenli entübasyon ile sağ hemitoraks 5. ve 3. interkostal aralıktan 2 adet 5 mm torakoport ile girilerek T3 ve T4 sempatik ganglionların kotorize edildiği, aynı işlem sol hemitoraks için de uygulandığı, postoperatif 1. gün erken akciğer grafisinde sağda pnömotoraks olduğunun saptandığı, anjot ile aspire edildiği, ekspansiyon sağlanmaması üzerine sağ hemitoraksa dren konduğu, dren sonrası kaçağının ve akciğer grafisinde ekspansiyon kusurunun olduğunun tespit edildiği, 11.07.2011 tarihinde kaçağın devam etmesi üzerine operasyon kararının alındığı, VATS kamerası ile yapılan eksplorasyonda akciğer yüzeyinin yoğun fibrin debrislerle kaplı olduğu, mevcut kaçağın parankimal olmadığı ve bronş düzeyinden yoğun kaçak olduğunun tespit edildiği, sağ plevral torakotomi 5. interkostal aralıktan toraksa girilerek, trakea plevral duvarında rüptür (trakea orta posterolateral duvarda 7-8 mm lik) olduğunun saptandığı, mevcut rüptürün tek tek onarıldığı, hazırlanan interkostal fleb üzerine örtülerek tespit edildiği, 3. gün kontrol filmi çekildikten sonra kişinin taburcu edildiği, 19.07.2011 tarihinde kişinin öksürük yakınması olması üzerine tetkik edildiği, trakea rüptür alanında nüks düşünülerek rijit bronkoskopi ile Y stent yerleştirildiği, 25.07.2011 tarihinde yapılan operasyonda daha önceden yerleştirilmiş olan Y trakeal stentin sağ kolunun ana bronştan toraks dışına çıkmış olduğunun ve trekeadaki sağ lateral duvardaki lasere alandaki defektin biraz daha anterior posterior ve inferiora doğru büyüdüğünün saptandığı, Y stentin sağ distal kolu bronş içine poze edilemediği, kas flebi planlanan hastaya sağ posterolateral torakotomi ile eski insizyondan tekrar torakotomi yapılarak toraksa girildiği, yapılan eksplorasyonda sağ akciğerin ileri derecede yapışık olduğu ve visseral plevra üzerinde peel formasyonu oluştuğunun görüldüğü, plastik cerrahi ekibi tarafından sağ tropez kastan cildi ile birlikte pediküllü flep hazırlandığı, daha sonra pnömolize devam edildiği, yapılan eksplorasyonda brakiosefalik venden başlayıp sağ üst lob broşuna kadar uzanan 7-8 cm uzunluğunda ön arka çapı 3- 3,5 cm olan sağ trakeal lateral duvarın izlenemediğinin tespit edildiği, stent sağ intermedier bronşa tespit edildiği, flebin üzerine dikildiği, flebin kenarları trekea defektin kenarlarına dikilerek sağ trakeal duvar oluşturduğu, yapılan kaçak kontrolünün fazla olması üzerinde flep tekrar tespit edildiği, kaçakların biraz daha azaldığı, fakat devam ettiğinin saptandığı, ileri bir işlem yapılmadığı, sağ üst lobda % 30-40, sağ orta ve alt lobda % 50-60 ekspansiyon sağlanabildiği, 3’ lü antibiyotik tedavinin başlandığı, flebin beslenmesi amaçlı reomakrodex eklendiği, postoperatif dönemde her iki dreninden kaçakları mevcut olduğunun tespit edildiği, kişiye yoğun nutrisyon sağlanmaya çalışıldığı, postoperatif 7. günde daha önceden %40-50 ekspansiyon sağlanan sağ akciğerde ekspansiyon kusurunun arttığı ve kaçakların devam ettiğinin tespit edildiği, yapılan bronoskopide sağ üst lob bronşunun drene olduğu ve havanlandığının tespit edildiği, kişiye yopun solunum fizyoterapisi, öksürük egzersizleri, mobilizasyon yapılarak akciğerin ekspanse edilmesinin sağlanmaya çalışıldığı, kaçaklarda artma saptandığı, kişinin kaçağının devam etmesi, akciğer grafisinde sağ akciğerde total atelektazi ve ekspansiyon kusuru görülmesi üzerine visseral peel formasyonuna bağlı restriksiyon geliştiğinin düşünüldüğü, kaçağın sebaat etmesi ve buna bağlı yamanın inferior kısmında sağ ana bronş sırtında bronşial fistül olduğu kanaatine varılarak kişinin İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs cerrahisine sevk edildiği, yapılan bronoskopide trake ve her iki ana bronşa yerleştirilen Y stentte yoğun mukus saptandığı, mukusun temizlendiği, 23.07.2012 tarihinden sonra trekea nakli ve ileri trekeal cerrahi için kişinin İsveç- Stockholm Karolinska Üniversitesi Hastanesine gönderildiği, sağ ampiyem tedavisi için torakotomi, stentin çıkması üzerine acil sağ pnömonektomi ve ECMO, sentetik (laboratuar üretimi) iskelet ile trakeal transplantasyon, yeni bir sentetik iskelet ile trakeal re-transplant ve latissumus dorsi flebi ile destek özefagus rezeksiyonu, trekea distal anastamozunun primer kapatılması ve torakoplasti işlemlerinin yapıldığı anlaşıldığı, söz konusu işlemin ameliyat sahası dikkate alındığında kişide tespit edilen trakeal hasarın cerrahi girişime bağlı değil, kullanılan entubasyon tüpüne bağlı meydana geldiğinin düşünüldüğü, söz konusu hasarın her türlü özene rağmen oluşabilen, herhangi bir tıbbi ihmal ve kusura izafe edilemeyen komplikasyon olarak değerlendirildiği komplikasyon yönetiminin tıp kurallarına uygun gerçekleştirildiği cihetle, ilgili sağlık personellerine atfı kabil bir kusur tespit edilmediği;’’ mütalaa edilmiş olmakla mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamede eksik inceleme nedeniyle bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından sanıkların taksirlerinin bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekilinin eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 09.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.