17. Hukuk Dairesi 2016/16868 E. , 2019/7685 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki, tazminat davasının yargılaması sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne dair verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 16.02.2002 tarihinde, davalının trafik sigortacısı olduğu aracı sevk ve idare eden davacıların eşi/babası İmdat"ın tam kusurlu olarak karıştığı çift taraflı kazada öldüğünü, davacıların destekten yoksun kaldıklarını, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile zarar gören 3. kişi konumunda olan davacıların her biri için 100,00"er TL tazminatın kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, talebini ıslah etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı defi ile birlikte davanın esastan da reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile davalı ... şirketinin poliçe teminat limitleri dahilinde olmak üzere davacı ... için 100,00 TL, ... için 3.148,23 TL, ... için 4.578,90 TL, ... için 10.172,87 TL olmak üzere toplam 18.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 11/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar." denilmektedir. Aynı kanunun 109/2. maddesinde ise, "Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; davaya konu trafik kazası 16.02.2002 tarihinde gerçekleşmiştir. Davacılar murisi ile birlikte iki kişinin öldüğü olayda ceza zamanaşımı süresi 765 sayılı TCK"nın 455/2 ve 102/3 maddelerine göre 10 yıldır. Dava 11/05/2015 tarihinde açılmış olup, davalı ... şirketi vekili tarafından süresi içerisinde zamanaşımı def"i ileri sürülmüştür.
Bu durumda mahkemece olay için öngörülen ceza zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu dikkate alınıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, gerekçede dava konusu trafik kazası ile ilgili olmayan “...kazanın 18/11/2005 tarihinde meydana geldiği, tek taraflı kaza sonucu davacının desteği araç sürücüsü ... vefat ettiği, davanın 15/11/2013 tarihinde açıldığı görülmüştür..” denilerek ve 5237 sayılı TCK öngörülen ceza zamanaşımı süresi dikkate alındığında dava tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı belirtilerek, zamanaşımı def"inin reddedilmesi ve yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davalı vekilinin, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.