Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Davacı borçlu tarafından 12.5.2006 tarihinde takip konusu senetlerdeki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek açılan imzaya itiraz davasında mahkemece 12.7.2006 tarihli duruşmada taraflarca takip edilmeyen dosyanın HUMK.’nun 409.maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verilip 3 ay geçtikten sonra 15.12.2006 tarihinde dava yenilenmediğinden HUMK.’nun 409/5.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de; dosyada davacı borçluya çıkarılan duruşma gününü bildiren tebligatın muhatabın adresten ayrıldığından iade edildiği görülmüştür.
Borçlu tarafından imzaya itiraza ilişkin olarak açılan dava dilekçesinde bildirilen adres, bu dava ile ilgili olarak hüküm ifade edeceği için muhatabın gelen tebligat tutanağına göre adresinden ayrıldığı belirtildiğinden ve bu adresi de şikayetçi borçlu usulüne uygun olarak bildirmediğinden Tebligat Kanunu’nun 35/2.maddesi uyarınca işlem yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken şikayetçi borçluya yapılan ve iade edilen tek tebligatla yetinilerek hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.