11. Hukuk Dairesi 2016/12491 E. , 2018/5907 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16.06.2016 tarih ve 2014/10-2016/402 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 02.10.2018 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ...ile davalı vekili Av. ...dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 05/12/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında davalı bankadan kredi kullandığını, krediden kaynaklanan borcunun tamamını ödemek istediğini, davalının %5 erken ödeme komisyonu ve BSMV olarak 452.584,23 TL ve ayrıca kredi nedeniyle müvekkili gayrimenkulleri üzerinde bulunan ipoteğin fekki için de 18.270,00 TL ödenmesi halinde kredinin kapatılacağını bildirdiğini ve müvekkilinin ihtirazi kayıtla talep edilen bedeli ödediğini ancak, taraflar arasında akdedilen sözleşmede kredinin erken ödenmesi halinde %5 erken ödeme komisyonu ve 100,00 TL ipotek fek ücreti alınacağına dair bir hüküm bulunmadığını, yapılan işlemin sözleşmeye ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürülerek, toplam 470.854,23 TL haksız kesintinin ödeme tarihi olan 03/04/2013 tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili tarafından yapılan işlemin taraflar arasında akdedilen sözleşmeye uygun olduğu gibi, yasa ve bankacılık teamülüne de uygun olup, davacıya iadesi gereken bir miktar olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilrikişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında 05.12.2012 tarihli ve 15.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeden erken kapama komisyonuna ilişkin hükümlere yer verilmesine rağmen oranının açıkça belirtilmediği, emsal banka uygulamaları sorularak yaptırılan ve benimsenen bilirkişi raporu uyarınca davalı banka tarafından %2 erken kapama komisyonu alınmasının makul olacağı, bu nedenle 271.550,54 TL fazladan tahsil edilen erken kapama komisyonu ve 18.270.00 TL ipotek fek bedeli olmak üzere toplam 289.820,54 TL"nin davacıya iadesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 289.820,54 TL"nin ödeme tarihi 03/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, ticari kredi sözleşmesinin erken kapatılması nedeni ile erken ödeme komisyonu ve ipotek fek ücreti adı altında haksız tahsil edildiği iddia edilen kesintilerin istirdadı istemine ilişkindir. Mahkemece, yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve hükme esas alınan 29.03.2016 tarihli bilirkişi raporunda; davalı bankanın kredinin erken kapatılması sebebiyle maruz kalacağı risklerin belirli ölçüde karşılanması amacına hizmet eden erken kapatma komisyonu uygulamasının
gerek sözleşme ile kararlaştırılması, gerekse hakkaniyete uygun olması sebebiyle isabetli gözüktüğü ancak, nihayetinde standart sözleşme olarak düzenlenen ve genel işlem şartları niteliğinde değerlendirilebilen kredi sözleşmesi hükmünün verdiği bu yetkinin makul sınırlar içinde ve piyasa koşullarına uygun olarak kullanılması, uygulanacak oranın davacı müşteriye bildirilmesi ve müşteriyi haksız surette zarara sokacak şekilde uygulanmaması gerektiği oysa, oran hususunda davacının bilgilendirilmediği, oranın bilinmediği, davalı bankanın tek taraflı olarak bu oranı belirlediği ve uyguladığı, kullanılan kredinin yüksekliği, piyasa koşulları ve ilk bilirkişi raporunda yer alan faiz hesaplamaları dikkate alındığında %5 oranının bir hayli yüksek olduğu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un konut finansmanı sözleşmeleriyle ilgili olarak 37. maddesinde yer alan %2 erken kapatma tazminat oranının makul olacağı, ipotek fek ücretleri ile ilgili olarak ise hiçbir hukuki dayanağın bulunmadığı görüşü bildirilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen 05.12.2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi"nin ""Erken Ödeme ve Temdit Komisyonu"" başlıklı 7.9.1 maddesi “BCH şeklinde kullandırılmayan kredilerde, müşterinin bakiye borcunu kısmen veya tamamen vadesinden önce ödemesi bankanın kabulüne bağlıdır. Müşteri; Bankanın söz konusu talebi kabul edip etmeme hususunda tek taraflı olarak yetkili olduğunu, Bankanın kabul etmemesi halinde yapılan ödemenin vadesinde tahsil edileceğini, bankanın muvafakatine dayanmayan erken ödeme nedeniyle faiz ve indirim dahil bankadan herhangi bir talepte bulunmayacağını, söz konusu talebi Bankaya ödeme yapmak istediği tarihten iki iş günü önce ve yazılı olarak tebliğ etmeyi, Bankanın erken ödeme isteğini kabul etmesi durumunda maruz kalacağı kar mahrumiyeti, zarar ve maliyetleri, erken ödeme nedeniyle doğabilecek vergi, KKDF gibi mali yükümlülükleri müşteriden talep edebileceğini, bankaca serbestçe belirlenecek erken ödeme işlem masrafı/komisyonu ve bunun vergi, fon vs. giderlerini nakden ve defaten ödemeyi beyan, kabul ve taahhüt eder.”, 7.9.2 maddesi, “Yukarıda belirtilen madde hükümleri geçerli olmak üzere;
a)Müşteri krediden doğan bakiye borcun bir bölümünü vadesinden önce ödemeyi talep ettiği takdirde; mevcut anapara borcuna son taksit ödeme tarihinden ara ödeme yapılan tarih arasında geçen gün için sözleşmede belirtilen cari faiz oranı üzerinden tahakkuk ettirilecek faiz, KKDF, BSMV tutarlarını Bankaya ödedikten sonra Bankanın erken yatırılan anaparayı toplam anaparadan indirerek çıkaracağı yeni ödeme planı doğrultusunda borcunu ödeyeceğini,
b) Müşteri krediden doğan bakiye borcun tamamını vadesinden önce ödemeyi talep ettiği takdirde; mevcut anapara borcunu son taksit ödeme tarihinden kredinin erken kapatıldığı tarih arasında geçen gün için sözleşmede belirtilen faiz oranı üzerinden tahakkuk ettirilecek faiz, BSMV ve KKDF tutarlarını ödemeyi,
c) Müşteri bir veya birkaç taksit bedelini vadesinden önce ödemek istediğinde, erken ödenecek taksitlere ait faiz (orijinal vadeye göre hesaplanmış faiz reeskontunun tamamının) BSMV ve KKDF tutarlarını da ödeyeceğini kabul beyan ve taahhüt eder”, ""Komisyon ve Masraf Karşılıkları"" başlıklı 7.4.1 maddesinde de “Müşteri, Bankanın Sözleşme ile ekleri uyarınca açtığı ve açacağı her türlü krediler ile hesaplar ve aldığı teminatlar (Teminatlarla ilgili tesis, muhafaza, fek ve bunlarla sınırlı olmaksızın her türlü işlemlerin gerektirdiği tüm vergi, resim, harç, tarh edilebilecek cezaları, sigorta prim, noter masrafları ve sair masraflar) ile ilgili olarak iktisadi koşullar çerçevesinde Bankanın belirlediği/belirleyeceği veya yetkili merciler tarafından saptanan veya ileride saptanacak oranları geçmemek üzere, her nevi komisyon, masraf, hesap işletim ücretlerini, fon veya teamüllerine göre talep edilebilecek her türlü ücret, masraf, vergi ve sair giderleri ve bunların gider vergilerini, Bankaya derhal ödemekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlığa kredi sözleşmesinin akdedildiği tarih itibariyle uygulanması gereken 6098 sayılı TBK"nın 96. maddesi "Sözleşmenin hükümlerinden veya özelliğinden ya da durumun gereğinden tarafların aksini kastettikleri anlaşılmadıkça borçlu, edimini sürenin sona ermesinden önce ifa edebilir. Ancak, kanun veya sözleşme ya da âdet gereği olmadıkça borçlu, erken ifada bulunması sebebiyle indirim yapamaz." hükmünü içermektedir. Şu halde, borçlunun borcunun erken ifasına engel bir durum söz konusu olmasa dahi, bu sebeple sözleşme ile kararlaştırılmış toplam borçtan indirim yapılabilmesi ancak, maddede öngörülen ve istisnai nitelikteki hallerin varlığı halinde mümkündür.Erken ifa durumunda, tüketici kredilerine ilişkin 4077 ve 6502 sayılı kanunlarda öngörüldüğü üzere, emredici nitelikte bir kanun hükmü ve bu hükme dayalı olarak çıkarılan ikincil mevzuat hükümleri ile indirim yapılmasının ve bunun koşullarının belirlenmiş olması halinde, sözleşen taraflarca söz konusu mevzuat hükmüne uyulması gerektiği, tarafların bu hususta sözleşme ile aksine bir düzenleme yapamayacakları, yapılmış olması halinde ise bunun TBK"nın 27. maddesi uyarınca kesin hükümsüzlük sonucunu doğuracağı kuşkusuzdur. Bu durumda, TBK"nın genel işlem koşullarına ilişkin 20 vd. maddelerinin tatbikini gerektirir bir yön bulunmamaktadır.
Şu halde, TBK"nın 96. maddesinde erken ifa halinde indirim yapılamayacağına ilişkin temel kuralın istisnasını teşkil edecek şekilde yapılacak indirimin ve bunun koşullarının sözleşmede belirlenmesi ve söz konusu sözleşmenin TBK"nın 20. maddesi kapsamında kalan bir niteliği olması halinde, sözleşmede borçtan indirim yapılacağının kararlaştırılmış olması ve buna bağlı olarak yapılacak indirimin yine sözleşme ile belirlenen koşullarının, kural olarak borçlunun lehine yapılmış istisnai bir düzenleme niteliğinde olup olmadığının, yapılan sözleşmesel düzenleme ile karşı taraf borçlunun menfaatine aykırı bir durum oluşturulup oluşturulmadığının, somut olaya özgü nedenler de gözetilmek suretiyle, anılan temel kural çerçevesinde irdelenmesi ve bunun sonucuna göre TBK"nın 21. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı, uygulanacak ise ne şekilde uygulanması gerektiği hususları karar yerinde tartışılarak sonuca varılmak gerekir.
Mahkemece, yukarıda sayılan hususlarda tatminkar ve denetime elverişli bir inceleme, değerlendirme ve tartışma yapılmaksızın, taraflar arasındaki ticari nitelikte bulunduğu kuşkusuz olan ve bu nedenle 6502 sayılı Kanun kapsamı dışında kalan kredi sözleşmelerinde kararlaştırılan indirim ve koşullarının, borçlu aleyhine sonuç doğuracak nitelikte olduğu kabul edilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca, 15.11.2014 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kâr ve Zarara Katılma Oranları İle Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Tebliğ (SAYI: 2006/1)’de Değişiklik Yapılmasına Dair 2014/6 sayılı Tebliğ’in 4. maddesine göre 2006/1 sayılı Tebliğ’in 6. maddesi “Bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar” şeklinde değiştirilmiştir. Bu durumda, ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan komisyon ve masrafların hukukilik denetimi yapılırken anılan düzenleme gereğince ilan ve yayım yapılmışsa, bankaların bu oranlar üzerinden komisyon, masraf vb. alabileceğinin kabulü ile hüküm kurulması, yapılmamışsa emsal banka uygulamalarının araştırılması, alınan komisyon ve masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 02/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi