Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayete konu taşınmazın tapudaki satış vaadi şerhinin 15.08.2002 tarih 5252 yevmiye numara ile tapu kaydına işlendiği, haczin ise 13.02.2004  tarihinde konduğu görülmektedir. Kişisel hak mahiyetinde olan satış vaadine dayalı hak, tapu kaydına işlenmekle aynı etkinlik ve aleniyet kazanmıştır. Bu hak T.M.K. nun 1009 ve Tapu Kanununun 26. maddesine göre 5 yıl süre ile üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir. Beş yıl geçmeden satış gerçekleştiğinde, satış vaadi şerhinden sonra konulan haciz sonuç doğurmaz. Sonuç doğurmayan bu işleme karşı İİK.nun 16/2. madesine göre her zaman şikayet olunabilir. Somut olayda satış vaadi tarihden itibaren beşyıl geçmeden satış vaadi verilen üçüncü kişi ferağa icbar davası açabileceğinden bu sürenin sonucu beklenmeden eksik inceleme ile tapuda kayıt olmadığından bahisle şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.