13. Hukuk Dairesi 2016/26918 E. , 2017/4770 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de dava duruşmaya tabi olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı kuruma bağlı hastanece yapılan 2014-2015 yılı temizlik hizmet alım ihalesinini kazandığını,sözleşme gereklerini yerine getirirken idare mahkemesinin verdiği karar gerekçe gözterilerek sözleşmesinin iptal edildiğini ve zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilşkin talep ve dava hakları saklı kaymak kaydıyla 80.833,41 TL sözleşme karar pulu, 134.675,16 TL sözleşme damga vergisi, 7.103,12 TL KİK bedeli olmak üzere toplam 222.611,69 TL"nin ihalenin iptal tarihi olan 03/06/2014 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, sözleşme ve şartname gereğince işe başlamak için şart koşulan ve temin edilerek davalı idareye teslim edilen makine ve ekipmanların bedelinden işin yapıldığı döneme tekabül eden kısmı ve amortisman bedeli hesap edilerek oluşan zararlarının şimdilik 1.000,00 TL"sinin ihalenin iptal tarihi olan 03/06/2014 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, sözleşme ve şartname gereğince işe başlamak için şart koşulan ve temin edilerek davalı idareye teslim edilen sarf malzemelerinin bedelinden işin yapıldığı döneme tekabül eden dönemden arta kalan ve iade edilmeyen kısmının hesap edilerek zararımızın şimdilik 1.000,00 TL"sinin ihalenin iptal tarihi olan 03/06/2014 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalı idarenin yaptığı ihaleye, sözleşme ve şartnameye güvenerek işe başlayan ihalenin normal seyrinde devam etmesi halinde bu ihaleden kazanacağı kazancının hesap edilerek şimdilik 1.000,00 TL menfi zararın dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalı idarenin yaptığı ihaleye, sözleşme ve şartnameye güvenerek aynı piyasada farklı iş kollarında iş alma ihtimali olan bu işlere tevessül etmeyerek ihaheye bağlı kalması nedeniyle oluşan menfi zararın hesap edilerek şimdilik 1.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, ihale süecine dayalı işlemden dolayı sözleşmenin iptal edildiği, bu işlemin idari işlem niteliğinde olduğu gerekçesiyle davaya bakma görevinin idari yargıda olduğuna yönelik görevsizlik karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, hizmet sözleşmesinin haksız olarak iptal edilmesinden kaynaklanan menfi ve müspet zararların tahsili istemine ilişkindir.Kural olarak, kamu ihalelerinde ihale kararı ve ekleri ile ilgili sözleşmenin imzalanmasından önceki aşamada doğan ihtilâfların çözüm yeri idari yargı, sözleşmenin yapılmasından sonra ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözüm yeri adli yargıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.03.2001 gün T.257-285 sayılı kararı, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 03.02.1997 gün 4/3 sayılı kararı, Dairemizin 04.02.1999 gün 1998/4598 Esas, 1999/292 Karar sayılı kararı ve benzer kararlar).
Taraflar arasında sözleşme imzalanmış olup, sözleşmenin imzalanmasından sonra ortaya çıkan bu uyuşmazlıkla ilgili taleplerin incelenmesinde adli yargı mercileri görevlidir. Ne varki 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 5/3 fıkrası uyarınca dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, somut olayda uyuşmazlık,hizmet sözleşmesinin haksız iptalinde kaynaklanan zarar tazminine ilişkindir. Davalı, tacir olmadığı gibi eldeki davada Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak ticari davalardan değildir. Hal böyle olunca davaya bakmaya ticaret mahkemesi değil asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. O halde mahkemece, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre temyiz eden davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.