14. Hukuk Dairesi 2016/7570 E. , 2018/6872 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.02.2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın redine dair verilen 28.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin paydaşı olduğu 125 ada 26 parsel (eski 2514 parsel) sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşı ..."ın taşınmazdaki 1/2 payını 27.01.2012 tarihinde 8.400,00TL bedelle davalıya sattığını, müvekkiline noter bildirimi yapılmadığını ileri sürerek önalım hakkı nedeniyle dava konusu taşınmazda davalı adına kayıtlı 1/2 payın iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
Davalı vekili, hak düşürücü sürenin geçtiğini, taşınmazın paydaşlar arasında fiilen taksim edildiğini, davacının satışı bildiğini ve kötüniyetli olarak bu davayı açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazda paydaşlar arasında fiili taksim yapıldığının anlaşıldığı, davacının önalım hakkını kullanmak istemesinin TMK"nin 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir.
2- Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
TMK"nin 733. maddesi gereğince yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur.
Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer.
Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
Somut olaya gelince; dava konusu 1/2 payın davalıya satış tarihi 27.01.2012 olup davanın açıldığı tarih ise 10.02.2014"tür.
Bu durumda mahkemece, davanın iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından reddine karar verilmesi gerekirken dava konusu taşınmazda fiili taksim bulunduğu gerekçesi ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmiş ise de davanın reddi sonucu itibariyle doğru olduğundan HUMK’nin 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün gerekçesinin DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
17.10.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.