19. Ceza Dairesi 2019/35728 E. , 2021/2330 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Beraat, Nakil Aracının İadesi
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Malen sorumlu vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Suça konu gümrük kaçağı akaryakıt naklinde kullanılan malen sorumlu şirkete ait aracın sahibine iadesine ve şerhin kaldırılmasına karar verilmiş olup, bu hükmü temyizde hukuki yararı bulunmadığından ve araç sahibi şirket yetkilisi hakkında gereğinin takdir ve ifası amacıyla Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasının da temyizi edilebilir hüküm niteliğinde olmadığı anlaşıldığından, malen sorumlu vekilinin temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasa"nın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 317.maddesi uyarınca REDDİ,
II-Katılan ... İdaresi vekilinin temyizine yönelik hükmün incelenmesinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yerel Mahkemece kurulan beraat hükmüyle birlikte, 5607 sayılı Kanun"un 13. maddesi ve 5237 sayılı Kanun"un 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle, nakilde kullanılan aracın iadesine de karar verildiği, iade kararının, araç hakkında açılmış müsadere davasının konusu olması bakımından, bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tüketilmesi de dahil, bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süre geçtikten sonra mümkün olacağı, kanun yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın, aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, aksi durumun ise AİHS ek 1 protokolün 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtayca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü beraat ve müsadere bakımından ayrı başlıklarda incelenmekle;
1-) Nakil aracının iadesi kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Nakilde kullanılan aracın iadesine ilişkin mahkeme gerekçesi yerinde olmakla, katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİYLE İADE KARARININ ONANMASINA,
2-) Beraat hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde ise;
a-Sanığın yolcu otobüsünün şoförü olduğunu, suça konu akaryakıtı kendisinin almadığı, araçta kullanılan akaryakıtın araç sahibi olan seyahat şirketi tarafından depoya konulduğunun, daha önce şirketin isteği doğrultusunda akaryakıtı kendisinin aldığını beyan etmesinin sebebinin çalıştığı şirkette kendisine ait açık senedinin bulunmasından kaynaklandığını beyan edip, söz konusu açık senedin kendisine verilmediğine dair belge sunması ve suça konu akaryakıtın ek depo ve orjinal depoda bulunması karşısında; ek depoyu yaptıran kişi veya kişilerin de araştırılarak, şirket yetkilisi veya araçta kullanılan akaryakıtı almaktan sorumlu kişi hakkında gereğinin takdir ve ifası için Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulması, ilgililer hakkında kamu davası açılması halinde davaların birleştirilmesine karar verilip, delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi,
b-İddianamede müsaderesi talep edilen suça konu akaryakıtın tasfiyesine karar verildiğinin anlaşılması karşısında; henüz tasfiye edilmemiş ise 5607 sayılı Kanun"un 13. maddesi delaletiyle TCK"nın 54. maddesi gereğince müsaderesine, tasfiye edilmiş olması halinde ise satış bedelinin hazineye gelir kaydına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 02.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.