15. Ceza Dairesi 2017/1929 E. , 2019/1523 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanığın TCK’nın 158/1-f-son, 62, 52/2-4, 53. maddeleri ve 204/1, 62,53. maddeleri gereğince mahkumiyetine
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık ... ve temyiz dışı sanık ...’ın kardeş olup ticaretle uğraştıkları, sanık ...’ın ... Gıda Nak. ve İnş. Müh. Hiz. Tic. Ltd. Şti." temsilcisi olduğu, sanıkların Isparta ili ve ilçelerinde meyve alım satımı yaptıkları, katılandan sanıkların 5-6 yıldır çek karşılığı elma satın aldıkları ve aralarında herhangi bir mali sorun yaşanmadığı, son olarak alınan mallara karşılık temyiz dışı sanık ... tarafından imzalanarak katılana verilen, Bank Asya Trabzon Şubesi muhataplı, 05/07/2008 keşide tarihli, 15.000 TL bedelli, 20/07/2008 keşide tarihli 20.000 TL bedelli, Türkiye Finans Katılım Bankası Trabzon Şubesi muhataplı 30/07/2008 keşide tarihli 16.000 TL bedelli çekler, katılan tarafından bankaya ibraz edildiğinde, hesap bakiyesinin müsait olmadığının bildirilmesi üzerine, katılanın çeklerin arkasına karşılıksız olduklarını yazdırmak istediği, banka görevlisince 20/07/2008 tarihli çekin arkasına “TTK 711/3 maddesine istinaden ödemeden men talimatı bulunduğundan, iş bu çek hakkında herhangi bir işlem yapılmamıştır.” ibaresini yazdığı ve bu surette sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia olunan somut olayda;
Sanık ..."ın savunması ve temyiz dışı sanık ..."ın aksi kanıtlanamayan savunmasına göre, suça konu çeklerin ... tarafından ..."ın bilgisi ve direktifi doğrultusunda imzalanarak katılana verildiği, ..."ın imzaların kendisine ait olduğunu kabul ettiği, yine sanık ... ve şirket ortağı ..."ın çeklere konu borcu kabul ettikleri, sadece çekleri mali sıkıntıya düşmeleri sebebiyle ödeyemediklerini söyledikleri, borcun ve imzanın inkar edilmediği, çekler üzerindeki keşideci imzalarının şirket yetkilisi sanık ..."ın bilgisi ve rızası dahilinde temyiz dışı sanık ... tarafından atıldığı, dosyada mevcut Adli Tıp Kurumundan alınan bilirkişi raporunun da bu yönde olduğu anlaşılmış, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 30/03/1992 gün ve 80-98 sayılı kararında ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere; belgede sahtecilik suçlarında kastın, zarar verme bilinç ve iradesi olduğu, somut olayda, temyiz dışı sanık ...’ın, birlikte iş yaptığı kardeşi sanık ...’nın rızasına istinaden suça konu çekleri imzaladığı, temyiz dışı sanık ...’ın, zarar verme bilinç ve iradesi olduğunun kanıtlanamadığı dolayısıyla, temyiz dışı sanık ... bakımından suçun manevi unsurunun oluşmadığı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 19/04/2005 tarih, 6-221/38 sayılı kararının da bu yönde olduğu, sanık ... ise suça konu çekleri imzalamadığı için üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunun maddi unsurunun gerçekleşmediği, suça konu çeklerin temyiz dışı sanık ... tarafından, aldıkları elma karşılığında katılana verildiği, taraflar arasında süregelen bir ticari ilişkinin bulunduğu, daha önce de bu şekilde alışveriş yapmış oldukları ve bu hususun katılanın beyanıyla da sabit olduğu, daha önce yapılan alışverişlerde böyle bir sorun yaşanmadığı, dosya kapsamına göre, sanığın dolandırıcılık kastıyla hareket ettiğine dair cezalandırılmasına yeterli, kesin ve inandırıcı somut deliller elde edilemediği anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından beraatine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozmanın 1412 sayılı CMUK’un 325. maddesi uyarınca hükmü temyiz etmeyen diğer sanık ...’a da sirayetine, 28.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.