12. Ceza Dairesi 2020/1178 E. , 2020/5722 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm: 1-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında; CMK"nın 223/2-c maddesi uyarınca; beraat
2-Sanıklar ... ve ... ve ... hakkında; TCK"nın 89/1, 89/3-b, 62/1, 52/2-4 maddeleri uyarınca; mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanıklar ..., ..., ... ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ın beraatlerine; sanıklar ... ve ... ve ...’in ise mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar ..., ... ve ... müdafiileri ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanıklar ..., ..., ... ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
23.10.2012 tarihinde, saat 10:30 sıralarında, yağmurlu havada, sanık ...’ya ait ... ilçesi ... beldesindeki yapı ruhsatı alınan ( zemin+ 2 kat) inşaatın ikinci katındaki çıkma balkonun taban beton demirlerini döşeyen demir ustası katılan ...’ın, elindeki 1.50-2 metre uzunluğundaki demir çubuğu, balkon kirişinin içine döşediği sırada, demir çubuğun inşaata 2 metre uzaklıkta bulunan Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş.ne (AKEDAŞ) ait yüksek gerilim hattına değmesi sonucu elektrik çarptığı, katılanın hayati tehlike geçirecek, her iki bacağının diz altından ampute, bir kolu ile bir parmağının da ampute olacak şekilde yaralandığı olayda; olay tarihinde sanıklar ...’un ... Belediye başkanı, sanık ...’nün ise ... belediyesinin fen işleri sorumlusu (işçi) olarak; sanıklar ..., ... ve ...’ın elektrik bakım ve onarım işlerini üstlenen yüklenici firma ... Elektrik firmasında teknisyen, sanıklar ... ve ...’in ... ... işletme şefliğinde koordinatör yardımcısı tekniker, sanık ...’ın ... ... işletme şefliğinde vardiya amiri, sanık ...’nın işletme bakım uzman teknisyeni olarak görev yaptıkları; inşaat sahibi sanık ...’un 30.07.2012 ve 04.10.2012 tarihlerinde iki kez AKEDAŞ ... işletme müdürlüğüne dilekçe ile elektrik direğinin yerinin değiştirilmesi için başvurduğu ve 06.10.2012 tarihinde direğin yerini değiştirmek üzere elektrik teknisyeni sanıklar ..., ... ve ...’ın görevlendirildikleri, belediye fen memuru sanık ...’nin gösterdiği yere, inşaatın 3 metre ilerisine, direğin ve hattın deplasesinin yapıldığı buna ilişkin tutanağın tutulduğu, direğin yeri değiştirildikten sonra ikinci kattaki 80 cm lik çıkma balkonun sonradan yapıldığı, hükme esas alınan 17.05.2015 tarihli bilirkişi kurulu heyet raporuna ek olarak elektrik mühendisi bilirkişiden alınan 11.02.2016 tarihli ek rapora göre, balkonun yapılması ile 3 metre olan direk mesafesinin 2.20 metreye indiği, T şeklindeki elektrik direği tellerinin T harfinin üst çizgisinin her iki yanından geçtiği ve binaya yakın olan taraftaki tellerin en az 50-80 cm elektrik direğinden uzaklaşacağı hususu da dikkate alındığında, sonuç olarak iletken telin yapıya uzaklığının en fazla 1.40-1.70 metre mesafede olacağının hesaplandığı, bu uzaklığın ise Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 44. maddesine göre, yüksek gerilim hattının 1 ile 36 kw gerilim verilmesi halinde, yapılara olan en az yatay uzaklığının 2 metre olması gerektiği hükmüne aykırı olarak yasal sınırın altında kaldığı, nitekim iki ayrı zamanda aynı yerde meydana gelen elektrik çarpması olayından sonra elektrik direğinin üst kısmına ekleme yapılarak, elektrik tellerinin binadan uzaklaştırılması, yapılan deplase işleminin yetersiz olduğunun göstergesi olduğunun tüm dosya kapsamından anlaşılması karşısında; hükme esas alınan 17.05.2015 tarihli bilirkişi kurulu heyet raporuna ek olarak elektrik mühendisi bilirkişiden alınan 11.02.2016 tarihli ek raporun oluş ve dosya kapsamına uygun olduğu, elektrik iletim hattı ötelemesini mevzuata uygun olarak yaptırılmamasında, deplase işiyle bizzat ilgilenen ve karar veren kişi olarak ... Akedaş işletme şefi olan başmühendis sanık ...’in kusurlu olduğu, teknisyen olan diğer sanıklara kusur yüklenemeyeceği, yüklenici firma ... elektrik firmasında sorumlu mühendis olarak görev yapan sanık ... "ın da elektrik iletim hattı ötelemesini mevzuata uygun olarak yaptırılmamasına herhangi bir itirazda bulunmaması nedeni ile kusurlu olduğu, Belediyenin görev ve sorumlulukları arasında elektrik hatları bulunmadığı, belediye fen sorumlusu sanık ...’nin elektrik işinden anlamadığı, direğin dikileceği yerin elektrik mühendisi olan sanıklar ... ve ... tarafından tespit edilmesi gerektiğinden, kusuru bulunmayan sanıkların beraatine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından sanıkların taksirinin bulunmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilin sanıkların kusuru ve sorumlulukları bulunduğuna, cezalandırılmalarına karar verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
2-Sanıklar ..., ... ve ... ’ın mahkumiyetlerine ilişkin hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Sanıklara isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 89. maddesinin 1-2-3. fıkralarında düzenlenen ""taksirle yaralama"" suçuna ilişkin olduğu, taksirle bir kişinin yaralanmasına sebebiyet verilmesi halinde gerçekleşecek olan taksirle yaralama suçu için TCK"nın 89. maddesinin 1. fıkrasında temel ceza miktarının ""üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası"" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ""Basit Yargılama Usulü"" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile; ""...kovuşturma evresine geçilmiş..."" ibaresinin, aynı bentte yer alan ""...basit yargılama usulü..."" yönünden Anayasa"ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ""mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir."" şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ""Basit Yargılama Usulü"" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık ... ’ın, sanık ... ...’in sanık ... müdafii ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 05.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.