11. Ceza Dairesi 2016/10323 E. , 2018/6120 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Müşteki ... ... ait çek karnesinden boş olarak çalınan çekin, sanık ... tarafından, temyize gelmeyen ve suça konu çekte 3. ciranta olarak yer alan sanık ... ... verildiği, ... tarafından da borcuna karşılık, katılanın yetkilisi olduğu ... Gıda Ltd. Şti"ne ciro edildiği iddiasıyla açılan kamu davasında; suça konu çekte sanık ..."in cirosunun bulunmaması, temyize gelmeyen sanık ..."un çeki sanıktan aldığını belirtmesine rağmen sanığın suçlamayı kabul etmemesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; suça konu çekin ön yüzündeki yazı ve rakamlar ile keşideci imzasının ve arka yüzündeki Kemal Algül cirosundaki yazı ve imzaların sanık ...’e aidiyeti yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması, suçun sübutu halinde, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 gün, 2013/11-397 Esas, 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nın “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarında korunan hukuki yararın kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği ve 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesi uyarınca, "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi" durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün olduğu da gözetilerek; açıklanan ilkeler doğrultusunda, sanığın, Dairemizin 2016/10377 sırasında temyiz incelemesinde bulunan, İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/141 esas, 2012/238 karar sayılı dosyasında, katılan ... Gıda Ltd. Şti"ne sahte çek verdiği kabul edilerek resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmakla, sanığın her iki dosyadaki eylemlerinin, her biri yenilenen kasıtla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünün kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme biçimde işlenmiş tek suçu mu oluşturduğunun tespiti bakımından, davaların mümkünse birleştirilmesi, aksi halde bu davayı ilgilendiren kısımlarının onaylı örnekleri dosya içerisine konulup, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının bulunup bulunmadığının tartışılması, kesinleşmiş hüküm var ise zincirleme suç kapsamında kaldığının anlaşılması halinde, tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezanın mahsup edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.07.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.