17. Hukuk Dairesi 2016/14208 E. , 2019/7648 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili ve birleşen davada davalı İSKİ vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkili sigorta şirketi nezdinde Endüstriyel Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan ... Mağazacılık A.Ş."nin faaliyet gösterdiği işyerinde 20.10.2011 tarihinde binanın bodrum katında bulunan WC kanalizasyon borusunun tıkanması sonucu geri tepen pis suların mağaza içinde bulunan emtia, demirbaş ve dekorasyonda hasara sebep olduğunu, sigortalı firmanın muvafakatı ile onarımı yapan ... firmasına 11.01.2012 tarihinde 11.867,26-TL"sı hasar tazminatı ödendiğini, Riziko adresi olan depolu dükkanın binanın bodrum 4 giriş katında bulunduğunu, hasarın binaya ait kanalizasyon borusunun patlaması sebebiyle meydana gelmesi sebebiyle BK"nun bina malikinin sorumluluğu hükümleri kapsamında, binadaki eksiklik ve kusurlardan kaynaklanan ziya ve hasarlardan dolayı bina malikinin sorumluğu bulunduğunu belirterek 11.867,26-TL tazminatın 11.02.2012 ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile hisseleri ve payları oranında davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili; müvekkili sigorta şirketine sigortalı bulunan ... Mağazıcılık A.Ş."nin faaliyet gösterdiği iş yerinde 20/10/2011 tarihinde kanal borusunun tıkanması sonucu geri tepen pis suların mağaza içerisinde bulunan emtia, demirbaş ve dekorasyona zarar verdiğini, söz konusu hasarın meydana gelmesinde İSKİ"nin de sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek 11.867,26 TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; hasarın neden kaynaklandığını bilmediklerini, belirtilen hasar miktarını kabul etmediklerini, hasarın nedeni ile hasar miktarı konusunda delil tespiti yapılmadığını, belirtilen hasar gerçekleşmiş olsa bile bu hasardan tüm bina malikleri, kiracı ve İSKİ"nin sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; 2013/53 Esas sayılı dosyası yönünden davacının davasının reddine, birleşen İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/631 Esas sayılı dosyasında davacının davasının kabulü ile 11.867,26 TL zarar bedelinin ödeme tarihi 11.01.2012 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen davada davacı vekili ve birleşen davada davalı İSKİ vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, işyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ... şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 19. maddesinde, her kat malikinin ana gayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun"un Ek 1. maddesinde ise kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi"nde çözümleneceği öngörülmüştür.
Somut olaya bakıldığında; davacının sigortalısının maliki olduğu dairelerin bulunduğu ana taşınmazın, kat mülkiyeti kurulmuş bir taşınmaz olduğu; davacı ... şirketince sigortalanan işyerinde WC kanalizasyon borusunun tıkanması sonucu geri tepen pis suların mağaza içinde bulunan emtia, demirbaş ve dekorasyonda hasara sebep olduğu gerekçesiyle asıl davada kat malikleri olan davalılara husumet yöneltildiği görülmektedir. Bu durumda, ana taşınmazda kat mülkiyeti kurulmuş olması nedeniyle, davada Sulh Hukuk Mahkemesi"nin görevli olduğu açıktır.
Görev kuralları, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Bu durumda mahkemece, davada Sulh Hukuk Mahkemesi"nin görevli olduğu gözetilerek, asıl ve birleşen dava yönünden HMK"nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK"nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde işin esasının incelenerek hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, asıl ve birleşen davada davacı vekili ve birleşen davada davalı İSKİ vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekili ve birleşen davada davalı İSKİ vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen davada davacı ile birleşen davada davalı İSKİ"ye geri verilmesine 17/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.