20. Hukuk Dairesi 2018/5229 E. , 2018/7097 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil ve tazminat davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, 06/11/2018 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacılar vekili Av. ... ile diğer taraftan davalı Hazine vekili Av. ... ve davalı Orman Yönetimi vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 10/11/2015 günü harçlandırdığı dilekçesiyle, ... mahallesi, Su Kemeri mevkiinde bulunan 750 ada 20 parsel sayılı, 4600 m2 taşınmaz hakkında 01/08/1977 tarihinde düzenlenen kadastro kontrol tutanağında;" 22/07/1946 tarihli tespitin uygunluğuna, tapu miktarının kontrolüne ve miktar fazla çıkarsa Hazine adına tespit edilmek üzere güney cihetinden ayrılmasına, 20 parselin Nisan 1956 tarih ve 3 sıra nolu tapu kaydına istinaden, tapu maliki ... adına tespitine" karar verildiğini, Orman Yönetiminin komisyona itirazı reddedilerek, taşınmazın muris Ali Bağdatlıoğlu adına tespit ve tescil edilmesi üzerine Orman Yönetimi tarafından19/07/1978 tarihinde... Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptali ve tescil davası sonucunda, 1978/622-1984/406 sayılı kararla, " tespitin iptaline, 1948 tarihli kesinleşmiş orman tahdidinin tapuya aynen aktarılmasına" karar verildiğini, ancak bu kararın infaz ettirilmediğini ve tapuya işlenmediğini belirterek, taşınmazın 10/07/1978 tarihli kadastro komisyonu kararı gereğince tamamının; tamamı mümkün olmaz ise orman tahdit sınırları dışında kalan 2900 m² kısmının davacılar adına tapuya tesciline; bu talep kabul edilmez ise, zilyetliğe dayalı olarak tamamının veya mümkün olmaz ise 2900 m² kısmının davacılar adına tapuya tesciline; bu da mümkün olmadığı takdirde taşınmazın tamamının; olmadığı takdirde 2900 m2 bölümünün rayiç bedelinin belirlenerek yasal faizi ile birlikte davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece,... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1978/622 ve 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/575 sayılı dosyalarında verilen kararların kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 24/01/2017 tarih ve 2016/11920 E. – 2017/375 K. sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, davacıların tescil istemi bakımından... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1978/622 E. - 1984/406 K. sayılı kararının kesin hüküm oluşturduğu gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; davacılar davayı terditli olarak açmış olup; tescil istemlerinin kabul edilmemesi halinde tazminat talep etmişler, mahkemece tazminat talebi konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Bir an için hüküm kısmındaki "Davanın reddine" ibaresinin her iki talebi de kapsadığı düşünülebilir ise de; davacılar dava dilekçesinde tazminat taleplerinin dayanağı olan hukuki sebebi; mahkeme de red
gerekçesinin dayanağını açıklamamıştır. Bu durum, "Hükmün kapsamı" başlıklı HMK"nın 297. maddesinin (c) bendine uygun değildir.
O halde, mahkemece, yeniden yapılacak yargılama sırasında davacılara tazminat istemlerinin dayanağı açıklattırılmalı, buna göre davalıların savunması alınıp, bu konudaki taraf delilleri toplandıktan sonra, tazminat konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmelidir” denilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydına ve zilyetliğe dayalı tescil, mümkün olmadığı takdirde tamamının veya orman sınırı dışında kalan 2900 m2 bölümünün rayiç bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 9 numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılıp 01.05.1984 tarihinde ilan edilen aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2896 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B uygulaması, 1976 yılında yapılan genel arazi kadastrosu vardır.
1-Davacılar vekilinin davanın esasına yönelik temyiz itirazları bakımından;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazları bakımından;
Davacılar dava dilekçesinde dava değerini 100.000,00.-TL göstermiş ve bu dava değeri üzerinden peşin nisbi harcı yatırmıştır. Davacı 12/04/2018 tarihinde davasını ıslah ederek dava değerini 4.742.250,00.-TL"ye artırmış ve bu değer üzerinden ıslah harcını yatırmış ise de; “bozmadan sonra ıslah yapılıp, yapılamayacağı” hususunda Yargıtay Hukuk Daireleri arasındaki içtihat uyuşmazlığının giderilmesi amacı ile içtihatların birleştirilmesi gündeme gelmiş, konu Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunda değerlendirilmiş ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 06/05/2016 tarih ve 2015/1 E. - 2016/1 K. sayılı kararı ile “Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarih ve 1944/10 E. 1948/3 K. sayılı YİBK’nın değiştirilmesine gerek olmadığına” karar verildiğinden, davacının ıslah talebi de, Dairenin 24/01/2017 tarihli bozma ilamından sonra yapılmış olduğundan ıslaha değer verilmesi olanağı yoktur. Bu durumda; davalı lehine dava dilekçesinde belirtilen değer üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ıslah dilekçesinde belirtilen değer üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru olmadığından hükmün açıklanan nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, İkinci bentde açıklanan nedenlerle hükmün davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti bakımından BOZULMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1.630,00.-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Hazine ve Orman Yönetimine, 1630,00.-TL vekalet ücretinin davalılar Hazine ve Orman Yönetiminden alınarak davacılara verilmesine 06/11/2018 günü oy birliği ile karar verildi.