23. Hukuk Dairesi 2015/6275 E. , 2017/2609 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen alacak davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 26.02.2015 gün ve 2014/4914 Esas, 2015/1200 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davalı kooperatif üyesi olan müvekkilinin, 18.02.2008 tarihinde istifa ettiğini, ayrıldığı yıl bilançosunun onaylanıp, bir aylık sürenin de geçmesi ile alacağın muaccel hale geldiğini, genel kurulda üç yıllık erteleme kararı alındığını ve fakat kararın yerinde olmadığını, kooperatifin mali durumunun iyi olduğunu, boşalan üyelik için yeni üye kaydı yapıldığını, ayrılan başka üyelere ödeme yapıldığını ve bu şekilde eşitlik ilkesine aykırı hareket edildiğini, bu konu ile ilgili birçok dosyanın bulunduğunu ve ödeme kararı verildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL"nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının üyeliğinin muvazaalı olduğunu, gerçek bir aidat ödemesinin bulunmadığını, eski yönetim ile yüklenici firmanın fiktif üyelerinin hileli işlemler ile davacıyı alacaklı olarak gösterdiklerini, davacının da içinde bulunduğu bir çok üyenin kooperatifi zor duruma sokmak için toplu olarak istifa ettiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 28.03.2012 tarih ve 260 E., 2435 K. sayılı ilamıyla; üyelikten ayrılan veya çıkarılan ortağın ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ayrıldığı yıl sonu bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkı olduğu, ayrıldığı yıl sonu bilançosunun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hakkın istenebileceği, kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle ödemelerin 3 yıla kadar geciktirilmesine ilişkin karar alınmış ise ödemenin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte olduğunun saptanması halinde, alacak muaccel olmadığından davanın reddi gerektiği, ayrıca ayrılan ortağın yerine yeni ortak alınması halinde eski ortağın yapmış olduğu ödemelerin derhal kendisine iade edilmesi gerektiği, bu durumda, erteleme kararı alınmış olsa bile alacağın ödenmesi gerektiği, gerek davacı yerine üye alınması, gerekse alınmaması halinde iade edilecek aidatlar bakımından ifa gününün belli olduğu ve kooperatifin temerrüde düşürülmesi için ayrıca ihtar gönderilmesine gerek bulunmadığı, bu ilkeler ve açıklamalar çerçevesinde davanın ele alınması gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; dosya kapsamı ve benimsenen ek bilirkişi raporuna göre, davacının üyeliğinin muvazaalı olmadığı, 93.200,00 TL ödeme yaptığı, 18.02.2008 tarihinde istifa ettiği,
tarihinde bilançonun onaylanması nedeni ile çıkma payı alacağının 06.05.2009 tarihinde muaccel hale geldiği, kooperatifin mali durumunun erteleme kararı gerektirmediği, davacıya yapılacak ödemenin kooperatifin varlığını tehlikeye düşürmeyeceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 10.000,00 TL" nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, mahkemece verilen karar Dairemizin 26.02.2015 günlü, 2014/4914 E., 2015/1200 K. sayılı ilamı ile onanmıştır.
Bu kez, davalı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 7,80 TL harç ve takdiren 275,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 10.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.