17. Ceza Dairesi 2019/13147 E. , 2019/15270 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
Hükümlü ..."in hırsızlık suçundan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 492/1, 522 ve 81/1. maddeleri gereğince 2 yıl 8 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Nazilli Asliye Ceza Mahkemesinin 26/11/1997 tarihli, 1995/510 Esas, 1997/830 Karar sayılı kararının infazı sırasında, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununu uyarınca yapılan uyarlama yargılaması sonucunda, önceki asıl kararın aynen infazına ilişkin Nazilli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/06/2005 tarihli, 1996/510 Esas, 1997/830 Karar sayılı ek kararının Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 25/11/2013 tarihli, 2011/15812 Esas, 2013/23498 Karar sayılı ilâmı ile bozulması üzerine yapılan yapılan uyarlama yargılaması neticesinde sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı sebebiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/8. maddesi uyarınca düşürülmesine dair Nazilli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/12/2014 tarihli, 2013/693 Esas, 2014/721 Karar sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 11/10/2019 tarihli ve 94660652-105-09-13359-2019-KYB sayılı “Kanun Yararına Bozma” talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başavcılığının 23/10/2019 tarihli ve 2019/100900 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının İstem yazısında;
“5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/4. maddesinde yer alan, “Kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda, sonradan yürürlüğe giren bir kanunla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından dava zamanaşımına ilişkin hükümler uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, ilk kararın kesinleşmesinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca, lehe kanun değerlendirilmesi yapılarak bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/8. maddesi uyarınca kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal değerlendirme:
1 Haziran 2005 tarihinden önce işlenen suçlar hakkında, sonradan yürürlüğe giren yasalar gereği hükümlü lehine uygulama yapılması, 5237 sayılı TCK"nın 7/2 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9. maddeleri çerçevesinde yapılmaktadır.
Anılan Kanun’un 9/3. maddesine göre; lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenecektir.
5252 sayılı Kanun’un 9/4. maddesinde; "Kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda, sonradan yürürlüğe giren bir kanunla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından zamanaşımına ilişkin hükümler uygulanmaz" hükmüne yer verilmiştir.
Bu itibarla, kesinleşmiş hükümlerde lehe yasanın belirlenmesi için yapılan uyarlama işlemleri sırasında, dava zamanaşımının söz konusu olmadığı gözetilmeksizin kamu davasının zamanaşımına uğradığından bahisle düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ VE KARAR:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1-Hırsızlık suçundan hükümlü ... hakkında, Nazilli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/12/2014 tarihli, 2013/693 Esas, 2014/721 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA,
2-5271 sayılı CMK"nin 309/4-a maddesi uyarınca bozma doğrultusunda karar verilmek üzere müteakip işlemlerin mahkemesince yerine getirilmesine, 03/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.