Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/11661 Esas 2016/3224 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/11661
Karar No: 2016/3224
Karar Tarihi: 26.02.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/11661 Esas 2016/3224 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı banka, kredi borçlusunun kefil olduğu ve takip konusu yapılan miktardan daha fazla borcunun bulunduğu ancak banka tarafından belirlenen rakamlar üzerinden davacının kendisini bağladığı gerekçesiyle itirazın yerinde olmadığı, davalı kefilin ise kredi sözleşmesine kefil olup, kefalet limitinin bulunmadığı, kredi sözleşmesinin kredi limitini gösteren sayfalarında da imzasının bulunmadığı dolayısıyla Borçlar Kanunu'nun 583. maddesi uyarınca belirlenen koşulları taşımadığı sonucuna vararak davanın bir kısmını kabul etmiştir. Ancak mahkemece, kefalet miktarı belirtilmemiş olsa da borç miktarının belli olduğu için kefilin kefaletinin geçersiz kabul edilemeyeceği konusundaki içtihadı birleştirme kararı gözetilmediği, bu nedenle kararın yanılgılı olduğu sonucuna varılmıştır. Bu nedenle karar bozulmuştur.
Kanun maddeleri: Borçlar Kanunu'nun 583. maddesi, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 1. ve 7. maddeleri, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 484. maddesi, İcra ve İflas Kanunu'nun 67. maddesi.
19. Hukuk Dairesi         2015/11661 E.  ,  2016/3224 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı ... yönünden kabulüne, davalı ... yönünden reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -KARAR-

    Davacı vekili, davalı ..."in taksitli destek hesabından kullanmış olduğu borcun keşide edilen kat ihtarnamesine rağmen ödenmediğini ileri sürerek söz konusu alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili, davanın reddine ve %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... davaya yanıt vermemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı ..."in kredi borçlusu olduğu ve takip konusu yapılan miktardan daha fazla borcunun bulunduğu ancak davacı banka tarafından belirlenen rakamlar üzerinden davacının kendisini bağladığı dolayısıyla takibe itirazın yerinde olmadığı, davalı ..."ün ise takip dayanağı olan kredi sözleşmesine kefil olup, kefalet limitinin bulunmadığı, kredi sözleşmesinin kredi limitini gösteren sayfalarında da imzasının bulunmadığı dolayısıyla Borçlar Kanunu"nun 583. maddesi uyarınca belirlenen koşulları taşımadığı, alacak likit olduğundan davacı yararına İİK"nun 67. maddesi uyarınca %20 inkar tazminatı verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın davalı ... yönünden kabulüne, adı geçen davalının icra takip dosyasından 6.029,32-TL asıl alacak, 6.948,46-TL işlemiş faiz, 347,48-TL BSMV alacağı toplamı olan 13.325,26-TL ye sonradan yapılan ödeme düştükten sonra kalan 10.925,26-TL ye yaptığı itirazın iptaline, davacı yararına asıl alacak miktarı üzerinden %20 oranında 1.205,86-TL tazminat verilmesine, davanın davalı ... yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, bila tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden taksitli destek hesabından kullanılan borcun tahsili için asıl borçlu ... ile kefil ..."e yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davalı kefil yönünden TBK"nın 583. maddesi uygulanarak kefilin kefaleti geçersiz kabul edilmiş ise de takip dayanağı genel kredi sözleşmesinde tarih bulunmamakla birlikte kredi alacağı 09.12.2011 tarihinde kat edilmiş olup ödeme planına göre 17.08.2010 tarihinde kredi kullandırılmıştır. Bu tarihte 818 sayılı BK hükümleri yürürlüktedir.

    Bilindiği üzere 6101 sayılı TBK"nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun"un 1.maddesine göre TBK"nın yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Kefalet sözleşmesi 818 sayılı BK yürürlükte iken kurulduğundan 6098 sayılı TBK"nın 583.maddesindeki düzenlemeden dolayı geçersiz kabul edilemez. 6101 sayılı TBK"nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun"un 7.maddesinde 6098 sayılı TBK"nın derdest davalara uygulanması ile ilgili düzenleme yapılmışsa da bu hüküm 818 sayılı BK"ya uygun olarak kurulan kefaletin kamu düzenine aykırı olduğu sonucunu doğurmayacağından somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Açıklanan bu hükümler çerçevesinde somut olayda dava ve icra takip konusu genel kredi sözleşmesi çerçevesinde kredi 01.07.2012 tarihinden önce kullandırılmış olduğundan o tarihte yürürlükte olan 818 sy. Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olacaktır. Takip dayanağı bila tarihli genel kredi sözleşmesinde kredi limiti 50.000 TL olarak belirtilmiştir. 818 sayılı BK"nın 484. maddesi hükmü uyarınca kefalet miktarı bu sözleşmede açıkça yazılı değil ise de Yargıtay"ın 12.04.1944 tarihli ve 14/13 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetildiğinde borç miktarı belli olduğuna göre davalının anılan sözleşmedeki kefaletinin geçersiz olduğu kabul edilemez. Açıklanan bu hususlar gözetilmeksizin mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde davalı-kefil ... yönünden davanın reddine karar vermesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.