17. Ceza Dairesi 2019/12983 E. , 2019/15264 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
Hükümlü ...’nın, hükmün (D) bendinde nitelikli hırsızlık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 142/1-b ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün (F) maddesinde maddi hataya düşülerek Zeynep Balgüsün’ün yerine adının yazılması suretiyle yine Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Ayvacık Asliye Ceza Mahkemesinin 18/06/2013 tarihli, 2012/163 Esas, 2013/73 Karar sayılı kararının kesinleşmesini müteakip anılan karara karşı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 22/07/2019 tarihli ve 94660652-105-17-8889-2019-KYB sayılı “Kanun Yararına Bozma” talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02/08/2019 tarihli ve 2019/80635 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının İstem yazısında;
“Dosya kapsamına göre, sanığın katılan ..."a yönelik iddianamede de anlatıldığı şekilde bir kez suç işlemesine rağmen, anılan Mahkemece sanık hakkında sabit görülen fiiline uyan sevk maddeleri gereği uygulama yapılırken, 5237 sayılı Kanun’un 142/1-b ve 62. maddeleri gereğince iki kez uygulama yapılması suretiyle fazla ceza verilmesinde isabet görülmemiştir. ” denilmektedir.
Hukuksal değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 tarihli ve 3-2 Esas ve Karar sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağan üstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu
kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.(Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarihli ve 2/29-56 Esas ve Karar sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kesinleşen bu karar veya hükümlerdeki aykırılıklar başka suretle giderilmesi mümkün olmadığı takdirde, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilecektir.
İnceleme konusu somut olayda:
Ayvacık Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 26.07.2012 tarihli iddianamesi ile ..., ... ve ...’in 08.07.2012 tarihinde ...’a yönelik hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından cezalandırılmaları istemiyle kamu davasının açıldığı, mahkemece de katılana yönelik hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarının adı geçen sanıklar tarafından iştirak halinde işlendiğinin kabul edildiği, incelenen Ayvacık Asliye Ceza Mahkemesinin 18/06/2013 tarihli, 2012/163 Esas, 2013/73 Karar sayılı kararında sanıklar ...’in, katılan ...’ya karşı hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından yapılan yargılama sonucunda hüküm kurulurken tüm sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan beraat kararı verildikten ve sanık ... hakkında katılan ...’ya yönelik hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından mahkumiyet hükmü kurulduktan sonra, sanık ... hakkında hüküm kurmaya geçilmesi sırasında sanık ...’in ismi yerine sanık ...’nın ismi yazılarak hırsızlık suçundan ikinci ve mükerrer olacak şekilde mahkumiyet hükmü kurulduğu, sanık ... hakkında ise sadece konut dokunulmazlığının ihlali suçundan hüküm kurulduğu, ... hakkında kurulan ikinci hırsızlık hükmünün ıslak imzalı kısa kararının metin kısmında yer alan “...” ismi Hakim tarafından kalemle çizilip elle ...’ün ismi yazılıp paraf edildiği ancak gerekçeli karar metni üzerinde ve UYAP’ta bu düzeltmenin yapılmadığı, bu şekilde gerekçeli kararla kısa karar arasında ıslak imzalı karar yönünden karışıklık ortaya çıktığı, UYAP’ta herhangi bir düzeltmenin mevcut olmadığı,
Sanıklar... ve ...’in kararı temyizleri sonrası, tebliğnamede ... yönünden hırsızlık suçundan hüküm varmış gibi görüş bildirildiği, Dairemizce yapılan inceleme sırasında hükümdeki bu kısmi karışıklık fark edilmeden, sanık ... hakkında, konut dokunulmazlığının ihlali suçu yönünden kurulan hüküm onaylanırken hırsızlık suçundan da mahkumiyet hükmü varmış izlenimi bırakabilecek yazım tarzı ile ... hakkındaki hükmün onandığı, bu nedenlerle sanık ... hakkında hırsızlık suçundan mükerrer hüküm kurulma hatasının ortaya çıktığı ve hükmün bu nedenle bozulması gerektiği, ... hakkında 12/11/2018 tarihli, 2018/14194 sayılı ilam ile hırsızlık suçundan da hüküm varmış gibi anlaşılacak şekilde yazılan maddi hatalı onama kararımızın bu yönü itibarıyla düzeltilmesi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca talep edildiği takdirde düzeltilebileceği, sanık ... hakkında ise katılan ...’ya yönelik hırsızlık suçundan açılmış dava sebebiyle mahallinde zamanaşımı süresi içerisinde bu suçtan karar verilebilmesi mümkün görülmüştür.
SONUÇ VE KARAR:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarnamesindeki bozma istemi yerinde görüldüğünden, Ayvacık Asliye Ceza Mahkemesinin 18/06/2013 tarihli, 2012/163 Esas, 2013/73 Karar sayılı kararının hüküm fıkrası bölümündeki (F) maddesinin 5271
sayılı CMK"nin 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309/4. maddesi uyarınca bozma sebeplerine ilişkin müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahal mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 03/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.