1. Hukuk Dairesi 2015/9059 E. , 2018/8954 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Davacı, mirasbırakanı ...’ın paydaşı olduğu 4226 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payının taşınmazın diğer paydaşı olan dava dışı ... ’ye hatalı veraset ilamı ile intikal ettirildiğini, dava konusu taşınmazdaki ½ payın ...’ye intikalini sağlayan mirasçılık belgesinde kendisinin ketmedildiğini ve intikalden sonra taşınmazın tamamının davalıya satış suretiyle devredildiğini, davalının taşınmazın mirasbırakandan davacıya intikal ettiğini bilebilecek konumda olduğunu ileri sürerek 4226 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının davalı adına olan 1/2 payının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazı iyiniyetli satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İmamoğlu Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın reddine dair verilen karar Dairece ‘’... öncelikle davacıya hasımlı veraset ilamı almak üzere dava açması için süre verilmesi, açıldığı takdirde davanın sonucunun beklenmesi, dava sonucunda davacının mirasçı olduğu belirlenirse davalı ...’nın iyiniyetli bulunup bulunmadığının yukarıdaki ilkeler doğrultusunda araştırılması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.’’ gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 1086 sayılı HUMK uyarınca miktar itibariyle görevsizlik karar verilmiş, dosyanın gönderildiği mahkemece davalının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ın 25.07.2006 tarihinde öldüğü, geride evlatlığı olan davacının mirasçı olarak kaldığı, mirasbırakanın kardeşi dava dışı ... ’nin ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/110 E. 2008/103 K. sayılı mirasçılık belgesinde mirasbırakanın tek mirasçısı olarak yer aldığı ve anılan mirasçılık belgesi ile 17.04.2008 tarihinde dava konusu taşınmazdaki mirasbırakana ait ½ payın dava dışı ... adına intikali sağlandıktan sonra tamamının ... tarafından 24.04.2008 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik edildiği, çekişmeli taşınmazın bitişiğinde bulunan taşınmazlardan 4225 parselin mirasbırakana, 4227 parsel sayılı taşınmazın da mirasbırakanın 1998 yılında ölen eşi ...’a ait olduğu, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/123 E.-2014/18 K. sayılı kararı ile intikale esas mirasçılık belgesi iptal edilerek davacının mirasbırakanın tek mirasçısı olduğuna karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 08.04.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yanılgılı veraset ilamına göre yapılan intikalin yolsuz tescil niteliği taşıdığı, iddia edildiği üzere davacının ketmedildiği açıktır.
Diğer taraftan, taşınmazı yolsuz tescille edinen ... ’den satın alan davalının iktisabının iyiniyetle gerçekleşmiş olması halinde Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi hükmünce korunacağında da kuşku yoktur.
Ne var ki, dinlenen davacı ve davalı tanıklarının beyanlarından; davalının çekişmeli taşınmazı devralmadan önce bitişikte bulunan ve davacının diğer mirasbırakanı olan ...’ın maliki olduğu 4227 parsel sayılı taşınmazda oturduğu, davalının bu taşınmazda oturduğu yönündeki anlatımları reddetmediği, davacının 4227 parselin kira bedelinin davalı tarafından kayınpederine ödendiği iddiasını ise kabul etmediği ancak taşınmazda hangi sıfatla oturduğu hususuna da açıklama getirmediği anlaşılmakta olup ... gibi küçük bir ilçede özellikle davalının çekişmeli taşınmazın bitişiğindeki parselde oturduğu gözetildiğinde verese olgusunu bilebilecek konumda bulunduğu açıktır.
Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerikirken reddine karar verilmesi doğru değildir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.